Ben dümdüz insanım. Milli piyangodan milyonlar da kazansam, bir sürü ev alır, onların kirasıyla geçinirim açıkçası. Hiç öyle ticarete atılıp parama para katayım, daha çok zengin olayım gibi fikirlerim yok. Tabi o kadar büyük miktarda bir parayı görünce, insan ne yapacağını şaşırıyor da olabilir. Keşke bize çıksa da ne yapacağımızı şaşırsak...
Siz de 'Şu büyük ikramiye bana çıksa da kurtulsam bu hayattan' diye düşünüyor olabilirsiniz ama büyük ikramiye bazen hayatınızı mahvedebiliyor.
2005 yılında büyük ikramiyeyi kazanan Ayhan Yalçınkaya'nın yaptığı ilk şey memurluktan istifa edip ticaret hayatına atılmak olmuş. Ancak işler istediği gibi gitmemiş. Kazandığı para çok hızlı bir şekilde tükenmiş ve bu durumu, 'Eskiden memurdum, çok param yoktu ama huzurum vardı. Artık ne dostum ne de tutunacak bir dalım kaldı.' cümleleriyle anlatmış : (
Ahmet Bayram'ın hayatı, 'parayla saadet olmaz' sözünün kısa bir özeti adeta. 2005 yılında çeyrek biletine büyük ikramiye çıkan Bayram, büyük bir heyecanla Ankara'ya gidip parasını teslim aldı. Parayı alınca yaptığı ilk iki şey, peruk almak ve eşinen boşanmak olmuş.
Bu yoğun gece hayatı günlerinde tanıştığı bir kadınla evlendi ancak sahip olduğu para hızla tükenmeye başlamıştı. Eski eşine gidip, çok fazla borcu olduğunu söyleyerek, ondan yardım istedi fakat eski eşinden beklediği yardımı göremedi.
Ahmet Sarı'nın büyük ikramiyeyi kazanışı biraz eskiye, 1964 yılına dayanıyor. İkramiyeyi kazanınca, sırayla tüm çocuklarını evlendirmiş, bir sürü koyun satın almış 🐑 Yaşadığı köye muhtarlık yapmış, köyüne hizmet etmiş. Buraya kadar her şey doğal akışında ilerliyor. Daha sonra Sarı'nın tüm parası tükenmiş ve şimdi bir huzurevinde yaşıyor.
Büyük ikramiye kazanan tüm erkeklerin ortak bir noktası var. Hepsi bir şekilde eşinden boşanma peşinde. Mustafa Savgan da onlardan biri. Eşinden ayrılmak istemiş ama başaramamış. Daha sonra da kazandığı para karısına kalmasın diye, hızlı hızlı bütün parayı harcamaya başlamış.
Eee hazır paraya dağ dayanmaz. Savgan'ın tüm parası tükenmiş ve üstüne karısı da onu terk etmiş. Hiç parası kalmayınca, gece bekçiliği ve ayakkabı boyacılığı yapmaya başlamış.
3 kez milli piyango kazanan biri olarak, sahip olduğu paradan korkmaya başlamış Savgan. Elindeki tüm parayı harcamaya çalışmış, ihtiyaç sahiplerine yardım etmiş. İnsanlara milli piyango bileti alıp vermiş ve o biletlere bile ikramiye çıkmış.
Sarıoğlu da büyük ikramiyeyi hızla tüketip sonra sefalet içinde yaşayanlardan. 10 yıl boyunca farklı şehirlerde yaşayarak kazandığı tüm parayı tüketen Sarıoğlu, ne yazık ki köyünde yaşadığı barakada soğuktan donarak hayatını kaybetti.
Loto Osman da defalarca şans oyunlarından ikramiye kazananlardan. İki kez büyük ikramiyeyi kazanmış. Onun dışında sayısız loto kazancı var. Herkesin başına gelen onun da başına gelmiş ve tüm parasını tüketmiş tabi.
Bu Allahın'ın ona 'yürü ya kulum!' deme şekli olmalıydı. O ise birdenbire zenginleşen, listemizdeki çoğu erkek gibi gece hayatına düşkünlüğü ile parasını çabuk tüketti.
Faydalı işler de yapmış. İhtiyaç sahibi insanların düğününü yaptığını, okullara, hastanelere yardımlarda bulunduğunu anlatıyor. Tanıdığı tüm insanlara evler almış, maddi yardımlar yapmış.
Hayri Kaya, 2003 yılında çaycılık yaparken büyük ikramiyeyi kazandı ve tabi ki hayatı birden değişti. İkramiyeyi kazandığını duyan tanıdığı, tanımadığı herkes evine gelip ondan para istemiş. Kaya da hiç kimseyi geri çevirememiş ve parası çok kısa bir sürede tükenmiş. Parası tükenince çaycılık yapmaya kaldığı yerden devam etmiş.
1993 yılında büyük ikramiyeyi kazanan Çınar, önce güzel bir yurtdışı gezisi yapmış. Daha sonra her ikramiye kazanan gibi ticarete atılmak istemiş ve bir otobüs firması kurmuş. İşlerse hiç istediği gibi gitmemiş ve kısa sürede batmış.
Çınar, milli piyangoda milyonlarca insanın ahı olduğu için, bu paranın kimseye fayda getirmediğine inanıyor.
Bırakın milli piyango büyük ikramiyesini, şans topundan kazandığı 1.2 milyon lira ile 2 damadına sıfır ev+son model araba alıp; kendisine, eşine ve 4 çocuğuna krallar gibi bakan, ana parayı elinden geldiği kadar eksiltmeyen ve sürekli yatırım yapan bir tanıdığım vardı. Bunlarınki Davaro filminde Şener Şen'in parayı alıp kaçtıktan sonra Hilton'da ve pavyonlarda kadınlarla yemesine benzemiş. Tamamen akılsız oldukları ve kafaları çalışmadıkları için parayı sağa sola savurarak kendilerini bitirmişler.
10 tane amcanın kafası çalışmıyor diye para lanetli mi oluyor? Hemen karıyı boşayayım, kendimi pavyona vurayım, sıfır ticaret bildiğim halde ticarete atılayım kafasında adamlar. Yoksa o para ile ailesine baksa, çocuklarını okutsa böyle mi olur? Elbet bitecek hazır para, ama olanı iyi değerlendirse çocuklarına ailesine yatırım yapsa durum çok farklı olabilir. Böyle vizyonsuz adamları örnek diye koymayın.
Bugüne kadar binlerce ikramiye çıktı insanlara, sadece bu gerizekalılar göze batıyor, neden? Haram helal muhabbeti değil, parayı iyi değerlendirebilme yeteneği gerekiyor. Hadi lanetli para diyelim, bugüne kadar para isabet eden bin tane insandan 10 tanesine mi lanet girmiş. Parayı düzgün kullanıp katlayan birsürü adam var. Havadan gelen para bile akıllı insana çıksın, mala çıkınca bu oluyor.