Atasözleri ve Anlamları: A'dan Z'ye Gündelik Hayatta En Sık Kullanılan Atasözleri ve Anlamları

Toplumların ve kültürlerin asırlardır sürdürülen deneyimlerinden ve gözlemlerinden yola çıkarak elde ettikleri yargıları, düşünce ve tutumlarını farklı yollar ile mecaz kullanarak sunduğu, eğitici ve öğretici kısa özlü sözlere atasözü denir. Bu doğrultuda bizim toplumumuzda da pek çok anlam barındıran ve her duruma uygun atasözü bulunmaktadır. Biz de sizler için 20 atasözü ve anlamını derledik. Keyifli okumalar.

Atasözleri ve Anlamları

Acele ile menzil alınmaz: Acele etmek ve çabuk sonuç almak her zaman doğru sonuca ulaşmayı sağlamaz. 

Acele işe şeytan karışır: Bir iş ne kadar hızlı olursa o işte yapılacak olan hata ihtimali de artar. 

Baba eder oğul öder: Bazen babaların ya da ebeveynlerin yaptıklarını oğullar ya da çocuklar çekebilir. 

Çabalama ile çarık yırtılır: Olmayacak iş için gösterilen fazla çaba boşadır ve kişiler bu çaba sonucu zarar görebilir.

 Çalışanın yatanda hakkı vardır: Çalışmayan kişiler çalışanların parasını yiyebildiğinden bu kişilere hakları geçebilir.

En Sık Kullanılan Atasözleri ve Anlamları

El elden üstündür: Kendinden üstün olanı kabul etmeli ve gerektiğinde ondan yardım isteme alçakgönüllülüğüne sahip olmalısın. 

Fazla mal göz çıkarmaz: İhtiyaç duyulmayan mallar ne olursa olsun elden çıkarılmamalıdır. Bir gün fazlalık gibi gözüken her şey gerekli olabilir. 

Gelene git denmez: Gelen güzel bir olayı ya da kişiyi geri çevirmek olmaz. 

Hamama giren terler: Bir işe başlayan kimse zorlukların üstesinden gelmeyi de kabul etmelidir. 

Hatasız kul olmaz: Herkes kata yapabilir ve bu normal karşılanmalıdır. Önemli olan aynı hatanın bir daha yapılmamasıdır.

Bilindik Atasözleri ve Anlamları

Cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur: Cahil kişilerle konuşmanın ve onlara laf anlatmanın ne kadar zor olduğunu anlatan bir atasözüdür. Bu nedenle ne amaçla söz söylendiğini karşı tarafa anlatmanın güçlüğünden bahseder.

Cambaz ipte, balık dipte gerek: Her varlığın bir yaşam becerisi vardır. Kişilerin ve diğer tüm canlıların kendi yaşam fıtratlarına uygun hareket etmesi gerekir. Dolayısıyla kişilerin elde ettikleri niteliklerin de gerektirmiş olduğu beceri ve uzmanlık sahası da herkes için farklıdır.

Can boğazdan gelir: Bu atasözü insanların beslenmesi gerektiğini anlatır. Beden için gerekli olan besinleri almadığınızda hareketten düşebileceğiniz şeklinde yorumlanır.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar: Doğru söylemek her zaman fayda getirmez. Çünkü gerçekler bazı çevreleri rahatsız edebilir. Kişi doğru sözleri ile bulunduğu ortamlardan dışlanabilir.

Düşmez kalkmaz bir Allah: Hayatta her şeyin bir karşılığı mutlaka vardır. Her şey değişir ancak her durum mutlaka karşılığını bulur. Haksızlık karşısında haksızlık yapanların mutlaka cezalandırılacağını vurgular.

Kısa Atasözleri ve Anlamları

Esirgenen göze çöp batar: Bu atasözü genel olarak titizlikle korunan şeylerin çok daha kolay bir şekilde zarar göreceği anlamına gelir. Bunu önlemek de insanların elinde değildir.

Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez: Temeli çok sağlam olan dostluklar ne fırtınalar yaşarsa yaşasın bozulmaz. Ancak yeni dostluklardan da en zor günlerde çok fazla fayda gelmez.

Etle tırnak arasına girilmez: Orta çıkan tüm aile anlaşmazlıklarda bir taraf tutulmaması gerektiğini anlatır. Çünkü aile bağları her zaman yakındır ve kopması çok zordur. Bu nedenle de küsüp darılsalar da bir gün mutlaka barışırlar.

Acele ile menzil alınmaz: Acele etmek ve çabuk sonuç almak her zaman doğru sonuca ulaşmayı sağlamaz. 

Acele işe şeytan karışır: Bir iş ne kadar hızlı olursa o işte yapılacak olan hata ihtimali de artar. 

Baba eder oğul öder: Bazen babaların ya da ebeveynlerin yaptıklarını oğullar ya da çocuklar çekebilir. 

Çabalama ile çarık yırtılır: Olmayacak iş için gösterilen fazla çaba boşadır ve kişiler bu çaba sonucu zarar görebilir.

 Çalışanın yatanda hakkı vardır: Çalışmayan kişiler çalışanların parasını yiyebildiğinden bu kişilere hakları geçebilir.

İyilik eden iyilik bulur: İyilik eden kişiler onun karşılığında er ya da geç bir iyilik görür.

Sabrın sonu selamettir: Bir derdi sıkıntısı olan kişi eninde sonunda sabrederse tüm dertlerinde kurtulabilir.

Minareyi çalan kılıfını hazırlar: Hırsızlık yapan, birinin eşyasını çalan yakalanmamak için önlemini daha önceden almıştır.

Laf ile peynir gemisi yürümez: Sürekli konuşmak ile bir yere varılmaz. Konuşmaktan çok icraat yapmak gerekir.

Ne ekersen onu biçersin: Hayatta ne yaparsınız onun karşılığını görürsünüz.

Öfkeyle kalkan zararla oturur: Birden parlayan insanlar daha sonradan pişman olabilir. Aniden öfkelenince birilerin canını yakabilir veya kırabilir.

Zahmetsiz rahmet olmaz: Bir iş veya bir şey başarmak için sıkıntılardan geçmek gerekir. O yol için çaba göstermek gerekir. Emek harcamadan ulaşılmaz.

İki gönül bir olunca samanlık seyran olur: İki aşık kavuştuktan sonra geriye kalan her şey önemsiz bir ayrıntıdan ve teferruattan ibarettir. İki sevgili kavuşamadıktan sonra ise en büyük güzellikler, aşıkların gözünde birer hiçtir.

Kalp kalbe karşıdır: Anlamı: İki insan birbirine gerçekten aşıksa, birbirinden uzakta olsa bile aynı şeyleri düşünüp aynı şeyleri hissederler. Bu durum ''kalp kalbe karşıdır'' atasözüyle tarif edilir.

Yiğidi gül ağlatır gam öldürür: Yiğidi ne kendisine atılan oklar ne de kılıç darbeleri öldürür. Onu ağlatan, sevgiliden ayrı kalması, onu özlemesidir. Atasözünde yer alan gül kelimesi ise sevgili sözcüğünün yerine kullanılmıştır.

Gülü seven dikenine katlanır: Gerçek aşk, sevgilini sadece iyi yönleriyle değil tüm yönleriyle benimseyip sevmektir. Bu nedenle sevgilinin cevrine katlanmak da aşık olmanın bir gereği, hatta bir zorunluluğu olarak adlandırılır.

Garip kuşun yuvasını Allah yapar: Kimsesiz kişilerin her zaman yanında Allah vardır. Yoksul ve güçsüz olan kişiler daima Allah tarafından desteklenir ve bir şekilde ummadıkları bir yerlerden yardım alırlar.

Gülme komşuna gelir başına: Birinin başına kötü bir durum geldiğinde ona gülmemek gerekiyor. Çünkü bu felaket kişilerin de başına gelebilecek bir durumdur. Başkası bir kötü durumda kalırsa o insan için sevinmemek gerekir.

Gün doğmadan neler doğar:  Yarının neler getireceğinin bilinmemesini anlatan bir atasözüdür. Kısa süre içerisinde insanın karşısına ne tür mucizeler çıkacağını kestirmek son derece zordur. Beklenmedik anda umut verici bir haber gelebilir anlamını taşıyan bir atasözü.

Çarşı iti ev beklemez: Boş gezen, şurada burada dolaşan, hiç ciddi bir iş yapmayan ve aylaklığı alışkanlık edinenler düzenli bir iş yapmaya gelemezler. Çalışmaktan hoşlanmadıkları gibi kolay kolay disiplin altına da girmezler.

Çatal kazık yere çakılmaz: Bir işe, çok başlılık zarar verir. Çünkü her kafadan bir ses çıkar. Bir o yana, biri bu yana çeker. Dedikleri birbirini tutmadığı için iş bir türlü ortaya gelemez. Yapılmamış olarak öylece kalakalır.

Çıkmadık candan umut kesilmez.: İnsanların ölüm ve dirimi Yüce Allah`ın takdirine bağlıdır. Bu bakımdan eceli gelmeyen kimsenin, ölümcül hâlde de olsan canı çıkmadığı sürece iyileşeceğinden umut kesilmez. 2. İşlerimiz içinde durum böyledir. Kötü giden, felâkete uğrayan işlerin yok olma kertesine gelmiş de olsa düzelmeyeceğini kim söyleyebilir? Yüce Allah`tan hiçbir durumda umut kesilmez.

Faydasız baş mezara yaraşır.: Mademki yaşıyor, o hâlde bir işe yaramalıdır insan. Ne kendisine, ne de etrafına bir yararı, bir kârı dokunmayan ve ona buna yük olan kişinin yaşaması ile ölmesi arasında bir fark yoktur.

Fazla (artık) mal göz çıkarmaz.: O an için ihtiyaç duyulmayan mal, ne kadar ve ne türden olursa olsun elden çıkarılmamalıdır. Hiç umulmadık bir günde ona gerek duyulabilir. Ayrıca malın çok olmasının kimseye bir zararı da yoktur.

Fırsat her vakit ele geçmez.: Ele geçirilen imkân veya durumdan en iyi biçimde yararlanmak gereklidir. Çünkü insanın karşısına çok seyrek çıkar.

Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar: Yoksulun şansı hemen hemen hiç gülmez. Onun eline geçen imkânlar da öyle çok değildir. İmkânları sınırlıdır; bunun için, hangi işe el atarsa atsın, zengin gibi kazanamaz. Umduğundan fazla kazandığı görülmemiştir.

Önce can, sonra canan: İnsanlar bencil yaratıklardır. Can da kıymetlidir. Kaybedilmesi göze alınamaz. Bu bakımdan büyük fedakârlık gerektirecek konularda önce kendilerini, sonra sevdiklerini ve yakınlarını düşünür insanlar.

Önce düşün, sonra söyle.: Ağızdan çıkan sözü değiştirmek ya da geri almak çok zordur. Sarf edilen bir söz insanı güç durumda bırakabilir, zarara sokup pişman edebilir. Bu sebeple bir sözü sarf etmeden önce dikkatlice düşünmeli, ne getirip götüreceği iyice tartılıp hesaplanmalıdır.

Öpülecek el ısırılmaz: Saygı, sevgi, bağlılık gösterilecek ve teşekkür edilecek kimse incitilmemeli; sert ve kaba davranışa muhatap kılınmamalıdır.

Parayı veren düdüğü çalar: Para harcayan kimse istediğini elde edebilir. İş yapabilir, yaptırabilir; satın alabilir, aldırabilir; hemen her istediği maddî şeye kavuşması mümkündür.

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir: Bir iş, durum ya da olayın nasıl sonuçlanıp sonuçlanmayacağı şimdiki gidişinden anlaşılıp belli olur.

Pilav yiyen, kaşığını yanında (belinde) taşır: Bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır.

Yanlış hesap Bağdat’tan döner: Ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa, ne olursa olsun düzeltilmelidir.

Veren eli herkes öper: Cimri olmayan, ona buna yardım elini uzatan, eli açık olan, iyilik yapan kimseyi pek çok kişi sever; ona saygı duyar.

Verip pişman olmaktansa, vermeyip düşman olmak yeğdir: Sizden ödünç veya borç istendiğinde (eşya, para) verdiğiniz şey size zamanında ödenmezse, ya da yıpratılarak geri iade edilirse canınız oldukça sıkılır. Verdiğinize pişman olursunuz. Vermemiş olsaydınız bu sefer karşı taraf size kırılmış olacaktı. Görüldüğü gibi her iki durumda da kırgınlık olacak ve dostluk bozulacaktır. O hâlde vermeyip dostluğu bozmak daha iyidir. Çünkü bu durumda hiç olmazsa malınız ya da paranız sizde kalacaktır.

Verirsen doyur, vurursan duyur: Bir yardımda bulunacak, bir iyilik yapacaksanız bu mutlaka bir işe yaramalı; doyurucu ve karşı tarafın ihtiyacını giderici nitelikte olmalıdır. Çünkü gelişigüzel, baştan savma, yarı buçuk yapılan yardımlar pek işe yaramaz. Bir kavgaya tutuşmadan önce hasmını bu kavgadan haberdar etmek de mertlik gereğidir. Ansızın, habersiz saldırmak er kişiye yakışmaz.

Yapı taşı, yapıdan kalmaz: Değerli, elinden iş gelen kimse boşta kalmaz. Mutlaka kendisine bir iş bulunur.

Toprağı işleyen, ekmeği dişler: Emeksiz yemek olmaz. Çalışmayan, bir uğraş vermeyen, alın teri dökmeyen kişi verim elde edemez.

Bu İçerik de İlginizi Çekebilir

Günlük Hayatta Kullandığımız 15 Deyim ve İlginç Çıkış Hikayeleri

Popüler İçerikler

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Paylaşımında Kendisini Es Geçen Tarkan'dan Norm Ender'e İnce Hareket!
Galatasaray'ın Avrupa'daki Rakibi Tottenham'da Üç Oyuncu Sakatlandı!
Ünlü Oyuncunun Acı Günü: Arka Sokaklar'ın Mesut Komiseri Şevket Çoruh'un Annesi Hayatını Kaybetti!