Hayat tarihin hiçbir döneminde ve dünyanın hiçbir yerinde kadınlar için bayram olmadı. Ama olacak. Güllük gülistanlık yapacağız bu dünyayı!
Bugün bizim bayramımız!
Hayat tarihin hiçbir döneminde ve dünyanın hiçbir yerinde kadınlar için bayram olmadı. Ama olacak. Güllük gülistanlık yapacağız bu dünyayı!
Bugün bizim bayramımız!
Kazanımlarımız saymakla bitmez!
Eğitim hakkı, çalışma hakkı, oy verme hakkı, tek başına seyahat hakkı... Neler neler!
Şu bir gerçek ki; it ürür, kervan yürür, kızlar! Her ne kadar karanlık dönemlerden geçiyor olsak da, hala harika gidiyoruz.
Her şeye rağmen çalıştık, ürettik, varolduk ve dimdik ayakta durduk.
diyen Nezihe Muhiddin'in torunları olarak, hem geçmişin acısını bu dünyanın tüm güzelliklerini deneyimleyerek ve çoğaltarak; hem de gelecek nesiller için daha da iyisini, yarım kalan işi tamamlayarak yaşamaya çalışıyoruz.
Gece karanlık bir sokakta yürürken, yakınımızda yabancı da olsa bir kadının varlığını bilmek bize güven veriyor. Herhangi bir ortamda, bir ofiste, bir otobüste hemcinsimizin olması bize ancak güç verir.
'Kadın kadının kurdudur, kadınlar birbirlerini kıskanır' gibi zırvalıklara artık ancak kafası 70'ler Yeşilçam filmlerinde kalmış, hayatı drama dizilerinden ibaret sanan cahiller inanır. Aşkı rekabetten sanan ve hayatını ilişkiler üzerine odaklayan insanlar bir kenara çekilsin; kadınlar birbirlerine güveniyorlar.
Haksızlığa, her türlü istismara her daim ses çıkaracak kadar cesur, şefkatli ve adaletli oluşlarından dolayı.
Büyük büyük annelerimizin canlarını dişlerine takarak, gece gündüz çalışarak söke söke aldıkları eğitim hakkımızı, böyle dini manipüle eden adamlara yedireceğimizi sanmalarına koca bir kahkaha!
Din, gelenek gibi halkın yumuşak karnı olan her noktayı da manipüle etmeye çalıştılar.
Sonuç mu?
Onların açısından bakınca mantıklı; hayata dair kendi hayalleri, koskoca dünyaya karşı hırsları olmayan ve her daim hizmete hazır bir insanı evinde tutmak son derece karlı!
Lakin karşınızdaki kadınlar artık bunları yemiyor!
Ama cevabımız net: 'Yoo'
Köleniz olmak fıtratımızda yok, böyle bir varsayımda bulunmanız sadece defalarca ama defalarca hayal kırıklığına uğramanıza sebep olacaktır.
Öyle olsaydı, şu an bu satırları yazmamıza ve okumamıza sebep olan devrimlerden hiçbiri gerçekleşmemiş olurdu, değil mi?
İşleri her ne kadar zorlaştırsanız da, girebildiğiniz her yere biz de girebiliyoruz. Spor da yapıyoruz, eğitim de alıyoruz, siyasette de aktif oluyoruz, üretimin her alanında da varız!
Evet, hala bazı alanlarda sayısal eşitlik sağlanamamış olsa da, emin olun o günler de gelecek. Çok çalışıyoruz!
Zavallı ataerkil erkekler pek mağdur... Ne yapsak, kızlar?! Okulları bıraksak mı?
Mesela bu meşhur görsel... 'Tesettürlü kadın ve açık giyinen kadın' arasındaki farkı anlatması amaçlanan bu görsel; bize sadece erkeklerin bazen birer sinek gibi rahatsızlık verici olabileceğini çağrıştırıyor mesela! 😂
Çünkü saygıyı, gerçek ahlakı, vicdanı çok iyi biliyoruz. Yaşadığımız için biliyoruz.
Ne giymeyi tercih edersek edelim; bize sırf insan olduğumuz için saygı duymak zorundasın. Nokta.
Utanmadan adeta potansiyel tecavüzcü olduklarını ilan edercesine aramızdalar.
Hiç kimseye aşk, sevgi, ilişki borçlu olmadığımızı biliyoruz. Kimseye ait değiliz. Bir birer mal değiliz ki adeta tapusunu almışçasına sahiplenilelim! Biz ne size aitiz, ne de kara toprağa! Biz kendi hayatlarımıza aitiz!
Pek çok oluşum, hatta küçük spor salonları dahi bu sene içerisinde kadınlara ücretsiz öz savunma dersi verdi. Biz hayatın her alanında savaşacağız.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun!
din varsa sadece kadınlar için yok erkekler için de var kadınları din üzerinden engellemeye çalışanlar nedense kadınlar şiddet görünce ya da öldürülünce dilsiz oluyor o dilleri içlerine kaçıyor
Çiçekleriniz sizin olsun, çiçek değil özgürlük istiyoruz!
şu arabesk kültürünün (ya benimsin ya toprağın vb söylemleri olan zihniyet siz anladınız onu) bu ülkeye en az irtica ve bölücük kadar zarar vermiştir hatta belki daha fazla, hastalıklı zihniyeti şarkılarla filmlerle kutsadılar