Bugün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü: Çarpıcı Veriler ve Örneklerle 9 Maddede Türkiye'de İşçi Olmak

Melbourne'deki taş ve inşaat işçilerinin günde sekiz saatlik iş günü talebiyle 1856 yılında yürüyüş düzenlemelerinden yıllar sonra, 1 Mayıs 1886’da Chicago’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde düzenlenen görkemli yürüyüş ile birlikte 1 Mayıs tüm dünya işçi ve emekçileri tarafından İşçi Bayramı olarak uluslararası çapta kutlandı. 

Tüm dünyada bayram olarak nitelendirilen, Türkiye'de ise haksızlıklarla mücadelenin günü olan 1 Mayıs'ta ülkemizde işçi olmayı her yönüyle inceledik.

Öncelikle 1 Mayıs'ın tarihi, önemi ve Türkiye'deki gelişimi için içeriğimizi okuyabilirsiniz: 👇

Geçmişten Günümüze 20 Madde ile 1 Mayıs

1. Türkiye’de işçi olmak denince akla gelen ilk başlıklardan biri maalesef işçi ölümleri…

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin 2017 verilerine göre geçtiğimiz yıl 116’sı kadın, 1890’ı erkek olmak üzere 2006 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. Pek çoğunun haber bile olmadığı Türkiye gündeminde 18’i 15 yaş altı olmak üzere 60 çocuk işçi, çoğunluğu Suriyeli olmak üzere 88 mülteci işçi hayatını kaybetti. İSİG’in verileri ışığında en çok işçi ölümü İstanbul, İzmir ve Bursa’da yaşanırken; ölüm nedenlerinin büyük kısmını trafik/servis kazası, ezilme/göçük ve yüksekten düşme oluşturuyor.

Türkiye’de yaşanan en büyük iş kazası olarak kayıtlara geçen Soma Faciası’nda tam 301 maden işçisi yaşamını yitirdi.

13 Mayıs 2014’te meydana gelen ve kaza mı yoksa cinayet mi başlığıyla özellikle sosyal medyada çok tartışılan Soma Faciası’ndan yirmi gün önce CHP Manisa milletvekili Özgür Özel meclis komisyonu kurulmasını ve Soma’daki madenlerin incelenmesini önermişti. Tüm Türkiye’yi yasa boğan bu facianın ardından Küba, Bolivya ve Venezuela’da bir günlük iş bırakma ve üç günlük yas kararı alınmıştı.

2. İş kazalarının önlenebilmesi için pek çok sivil toplum kuruluşu aynı paydada birleşiyor: Sendikalaşma.

Kısaca sendika işçilerin çalışma yaşamına ilişkin sorunlarını çözmeleri, ortak çıkar ve haklarını korumaları ve geliştirmeleri için kurdukları örgütlerdir. İş garantisi, ücret zammı, çalışma sürelerinin iyileştirilmesi gibi pek çok konuda pazarlıkları sürdüren sendikaların varlığı 1980 sonrası Türkiye’de kendini uzun süreli grevler üzerinden tanımladı. Günümüze dönersek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2017 yılı verilerine göre Türkiye genelinde on üç milyonu aşkın işçi çalışırken, bunlardan yalnızca bir buçuk milyonu sendika üyesi.

Yine İSİG’in 2018’in Ocak ayı verilerine göre yaşamını yitiren 141 işçi arasında sendikalı işçiler de bulunuyor…

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, 15 Temmuz darbe girişiminden bir yıl sonra yaptığı açıklamada OHAL süresince işçilerin pek çok hakkının ihlal edildiğini söyledi. Kani Beko’ya göre işten çıkarılmalar, alacakların verilmemesi, baskı ve grev hakkının işçilerin elinden alınması OHAL döneminin sendika açısından nasıl işlediğini gözler önüne seriyor. Buradan yola çıkarak İSİG’in verilerine bakınca, sendikalılaşmanın işçi ölümleriyle ilgili bir fark yaratmadığı sonucu çıkabilir. Tabii OHAL’i de hesaplayarak…

3. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. Maddesine göre Türkiye’de haftalık çalışma süresi 45 saat. Peki Avrupa ortalaması 40 olan bu çalışma süresi gerçeği yansıtıyor mu?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı iş müfettişlerinin iş yerlerinde yaptıkları inceleme ve denetimleri sonucunda düzenledikleri teftiş raporlarına göre, pek çok hak ihlal ediliyor. Ücretleri zamanı geldiğinde ödememek, fazla mesai ücretlerini yatırmamak, ulusal bayram ve tatillerde çalıştırmak, serbest zaman tanımamak, yıllık izni ücretten kesmek ve özlük dosyası düzenlememek gibi pek çok hakkın ihlal edildiği Türkiye’de işçilerin yaklaşık olarak yüzde 44’ü 50 saatten fazla çalışıyor.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’nün 2017 verileri için içeriğimizi okuyabilirsiniz: 👇

Türkiye'nin Mesaisi Bitmiyor: OECD’ye Göre En Uzun Mesai Yapan Ülkeler Sıralamasında Birinciyiz!

4. Koşullar elbette yalnızca çalışma saatlerinin uzunluğuyla ilgili değil: Türkiye’de net asgari ücret 1.603,12 TL.

Türk-İş tarafından çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yapılan açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre, 2018 yılının Ocak ayında açlık sınırı 1.615 lira olarak belirlendi. Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen yoksulluk sınırı ise 5.262 lira oldu. Bu verilerin ışığında Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, “Buna yüksek diyenler bir kere bu parayla kendilerini bir denesinler. Bu parayla bırakın 30 günü, 10 gün evine, iki tane çocuğuna ailesine bakabilir mi? Geçinilebilecek bir rakam değil” demişti. Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan ise, olumlu gelişmelerin asgari ücret artışına yansımadığını açıkça dile getirmişti.

DİSK’in geçtiğimiz aylarda açıkladığı Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği raporuna göre işçilerin yüzde 17’si 1.000 liranın altında ücret alıyor.

İşçilerin yüzde 54’ü ay sonunu zorlukla getiriyor, her 4 işçiden de 1’i yıllık iznini kullanamıyor. İşçilerin yüzde 18’i sigortasız; genç işçiler, yani 15-24 yaş işçilerde ise sigortasızlık oranı yüzde 43’e kadar çıkıyor. İşçilerin yüzde 87’si ise sendikasız.

Her seçim döneminde politikacıların artışıyla ilgili sözler verdiği asgari ücretle geçinmek şüphesiz ki çok zor…

Kendini Asarak Hayatına Son Verdi: İnşaat İşçisinin Cebinden 'Borç İhtarnamesi' Çıktı

5. Türkiye’nin yıllardır çözülemeyen en büyük sorunlarından biri: Sokakta oyun oynaması ve okula gitmesi gereken çocuk işçiler…

DİSK’in geçtiğimiz yıl açıkladığı verilere göre Türkiye’de 2016 yılında iki milyon çocuk işçi bulunuyordu. Büyük bir kısmı kayıt dışı olan çocuk işçilerin 56’sı iş kazalarında yaşamını yitirdi. Ülkemizin yıllardır çözülemeyen en büyük sorunlarından biri okul çağındaki çocukların geçinebilmek amacıyla çalışması… 15 yaşın altındaki mevsimlik işçileri içermeyen verilere göre 15-17 yaş arasındaki iki milyon çocuk sokakta oynaması, okula gitmesi gerekirken evine ekmek götürüyordu.

“Hiç mi iyi bir şey olmuyor?” derseniz, içeriğimizi inceleyebilirsiniz: Bu yıl çocuk işçiliği ile mücadele yılı ilan edildi! 👇

Duydunuz mu? 2018 Yılı 'Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı' İlan Edildi

6. Ve tabii ki göçmen işçiler…

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi’nin 2017 yılı faaliyet raporuna göre göçmen işçi sayısı 52 ancak rakamlar kayıt dışını işaret ediyor, zira 2017 yılında 88 göçmen işçi yaşamını yitirdi. Mevsimlik tarım işçilerinin yanı sıra özellikle Suriyeli sığınmacıları ekleyince 52 rakamının iyimser bir tablo oluşturduğunu söyleyebiliriz.

BBC araştırmacı gazetecilik programı Panorama'nın ekibi, Türkiye'deki Suriyeli mülteci çocukların İngiltere'de satılan tekstil ürünlerinin üretiminde çalıştıklarını ortaya çıkardı.

Gizli çekimler yapan ve pek çok mağazada göçmen çocukların çalıştırıldığını görüntüleyen ekip, ayrıca asgari ücretin altında bir ödeme aldıklarını ve sigortasız çalıştırıldıklarını tespit etti.

7. Tehlikeli işlerde çalışanlar için yıpranma payı uygulanırken, silikozis hastalığından mağdur olan işçilerin sayısı dramatik biçimde artıyor. Bu da Türkiye’deki kayıt dışı çalışma koşullarının ne denli kötü olduğunu gözler önüne seriyor.

Kot Taşlama İşi Bir İlçeye Ölüm Getirdi: Silikozis 16 Can Aldı, 110 Kişi de Hastalığın Pençesinde...

5510 sayılı kanunun 40. maddesine göre 15 meslekte yıpranma payı bulunuyor, önümüzdeki günlerde bu uygulamaya farklı iş kollarının eklenmesi bekleniyor.

Kurşun ve arsenikte, cam fabrika ve atölyelerinde, cıva üretiminde, çimento ve kok fabrikalarıyla termik santrallerde, alüminyum, demir-çelik, döküm ve asit üretimi fabrikalarında, TSK’da, Emniyet’te, Milli İstihbarat Teşkilatı’nda, basın ve gazetecilikle, TRT’de görev yapanlarla TBMM’de yasama organı statüsünde çalışanların sahip olduğu yıpranma payına göre erken emeklilik mümkün.

8. Ancak bu, Türkiye’de emekliliğin yıpranma payı da hesaba katıldığında ne kadar geç olduğunu gizlemiyor.

DİSK tarafından hazırlanan Türkiye’de Emeklilerin Durumu raporunda şöyle belirtiliyor: “TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmasına (2016) göre, Türkiye’de yaş grupları itibariyle emeklilerin yüzde 27,8’inin 46-55, yüzde 40,4’ünün 56-65, yüzde 20,7’sinin 66-75 yaş grubunda yer aldığı görülmektedir. Emeklilerin yüzde 10’unu ise 76 ve yukarı yaştakiler oluşturmaktadır. Diğer bir ifade ile emeklilerin yüzde 71’i 56 ve daha yukarı yaştadır. Bu tablo sık sık ileri sürülen ‘Türkiye’nin genç emekliler ülkesi olduğu’ iddiasını çürütmektedir.”

9. Son olarak gelir eşitsizliğinin ve toplumsal mücadelenin simgesi: Türkiye’de kadın işçi olmak…

Veriler ışığında Türkiye'deki kadın işçilerin cinsiyet eşitsizliğinden muzdarip olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra yöneticilerinin mobbing'ine karşıt cinse göre daha fazla maruz kalan kadın işçiler istihdam konusunda da büyük sıkıntılar çekiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), OECD ve DİSK'in güncel verilerine ulaşmak için içeriğimizi inceleyebilirsiniz: 👇

📌Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü: Çarpıcı Verilerle Türkiye'de Kadının Durumu

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün şartları iyileştirmek için kullanılmasını diliyor, eşit şartlarda yaşam hakkını savunuyoruz. Yaşasın 1 Mayıs!

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Derbi Öncesi Çok Konuşulacak Açıklama: ''Hakemlerle İlgili Kaygım Var''
Elini Bir An Olsun İrem Helvacıoğlu'nun Omzundan Çekmeyen Ural Kaspar'ın Gergin Tavırları Tepki Çekti!
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un Yaptığı Açıklamalar Gündem Oldu: ''Uyanın Fenerbahçeliler Uyanın!''
YORUMLAR
01.05.2018

İçim, kararmaktan pas tuttu artık. Her gün haberlerde olumsuzluk üstüne olumsuzluk. Her yıl yapılan eylem ve grevlerin hiçbir sonuca varmaması. Sadece seçimlerde göz boyamak adına yapılan geçici güzellikler.

Pasif Kullanıcı
01.05.2018

ya arkadaş bir ülkede hiç mi güzel şeyler olmaz ya!? arada telefondan,bilgisayardan haberlere bakayım diyorum hep yarak kürek haberler.ölümler,kazalar,daha da rezaletleşen ekonomi ve politika....ulan hep aynı hep aynı bıktım ya gerçekten bıktım.

01.05.2018

Yine bir parmak surulur her şeçim öncesi olduğu gibi ... Taşerona kadro dedıler aldık 3un bırını denetim dedıler nerde lan mıllet resmı tatıl çalısıyorum adalet bize işlemıyor her zaman ki gibi işini kaybetme ve bır daha iş bulamama korkusuyla bır cok kadın sesını cıkarmıyor çıkaramıyor bız ne kutluyoruz bayram mı ? Bi yerimle gülerim ben buna

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ