8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Türkiye'de kadının yerine baktığımızda karşımıza iç karartan bir tablo çıkıyor. Geçtiğimiz yıl 409 kadın cinayete kurban giderken, 2018 yılında da artan kadın cinayetlerinin önüne geçilemiyor. Cinsiyet eşitsizliği hayatın hemen her alanında kendini gösteriyor. Bu konuda dünyada da son sıralardayız. Meclis'teki milletvekillerinin sadece yüzde 13'ünü kadınlar oluştururken, toplam iş gücünde kadınların oranı üçte bir... DİSK'in verilerine göre ise kadınların yarısı kayıt dışı çalışıyor. Ayrıca çocuk yaşta zorla evlendirilen ve anne olanların sayısı da artmış durumda...
Mesela evde son sözü ben söylerim. Benim lafımın üstüne laf olmaz. "Peki karıcım." derim. Şakası bir yana kadın candır ya. Bütün günün çilesine, zorluğuna evdeki bir gülümseme bedel. Aşk çok başka bir şey.. 5 sene oldu hala eve giderken heyecanlanıyorum onu görücem diye. İnsan kıyabilir mi ya? Nasıl kıyıyorlar veya aklım almıyor. Erkekliğe bok sürdürmemek diye bir şey yok. Gücüm yettiğince herşeye karşı koyarım ama onun bir damla göz yaşı beni yakıp yıkar. Erkeklik nasıl olur? Ekmeğinin kabadayısı olur. Ailesini kimseye muhtaç etmez. Karısının yüzünü düşürmez. Benle alay edenler oluyor kılıbık diye varsın eğlensinler. Ben ruhumun yarısını nasıl kırıpta erkeğim diye dolaşırım? Erkek demek yuvanın demir kapısı demek. Derdi tasayı uzak tutar evinden. Düştüğünde bilir kimse kaldırmasa sevdiği sarar yaralarını yine kaldırır.
Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.” Mustafa Kemal Atatürk 🌸🌸🌸 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlarım
dünyayı toplayıp cehennemin dibine gitmek istiyorum orası daha güzeldir!