Bu Şehir İnsana Tuzak Kuruyor! Güzide Şehrimiz İstanbul'u İtici Kılan Bazı Faktörler

İstanbul, dünyanın en harika şehirlerinden bir tanesi. Ancak maalesef bu güzel şehri itici kılan bazı detaylar var ki... Keşke olmasalardı. Nedir bunlar, gelin bir bakalım...

1. Aşırı kalabalık olması

Her yerden insan çıkıyor. Parklar, caddeler, kafeler hep kalabalık. Çıkıp iki hava alayım desen bile yoruluyorsun o derece.

2. Her yerde sıra olması

Kalabalığa bağlı olarak her şey için sıra bekliyorsunuz. Bir de insanımızın sıraya girmeyi tam olarak bilmemesi de insanı çileden çıkarıyor.

3. Dilenciler

Gitmişsiniz deniz kenarına, güzel bir kafeye veya bir parka... Sevdiklerinizle birlikte keyif yapacaksınız. Tak, dilenci geliyor. Para versen, birazdan akrabalarıyla tekrar gelir. Vermezsen, on saat salça olur. Off bütün tat kaçtı bile!

4. Metrobüs

Kalabalık konusundan kaçalım dedik ama İstanbul burası, kalabalıktan kaçamazsın. Metrobüs, iyi niyetli bir proje olsa dahi, çekilir bir toplu taşıma yöntemi değil. Tam anlamıyla; varlığı bir dert yokluğu yara.

5. Trafik

İstanbul trafiği öyle bir trafik ki yukarıda bahsettiğimiz metrobüsü tercih edilebilir

kılıyor. “Bir insan neden metrobüse biner?” diye düşünürken 2 saat İstanbul trafiğine maruz kalıyorsun. Sonra diyorsun ki “Bir dahaki sefere metrobüse bineyim en iyisi”. İki ucu boklu değnek kısacası.

6. Yüksek fiyatlar

Zindan gibi evlere en az 1000 TL kira istenir. Bir kafede bir şey yiyip içmek istesen en az 100 TL verirsin. En temel ihtiyaçlarını aldığın alışverişte bile en az 150 TL para ödersin. Tüm bunlar yoksulluk sınırının 7700 TL olduğu ülkede gerçekleşir, evet.

7. Çarpık kentleşme

Dünyanın en güzel şehirlerinden biri bu kadar hor kullanılabilirdi. Her yerin beton dolu olması, yeşil alan azlığı ve çarpık kentleşmenin getirdiği düzensizlik ne yazık ki İstanbul’u baya itici kılıyor.

8. Hafriyat kamyonları

Her yeri inşaat olan şehirde bu kamyonların bulunması normal tabii. Hafriyat kamyonlarının sebep oldukları kazalar, trafik ve çevre kirliliği de İstanbul'u çekilmez kılıyor.

9. Sapıklar ve ahlak bekçileri

Bunları aynı kefede değerlendirmek lazım. Biri yüzünden kadınlar 40 derece sıcakta pantolon giymek zorunda kalıp pişer. Diğeri yüzünden insan sevdiğine 2 dakika sarılamaz bile. Defolup gidemediler bu şehirden.

10. Tekinsiz muhitleri

Girmeye korkacağın, sokaktaki tipleri görünce yolunu değiştireceğin bir sürü yer var İstanbul’da. Dünyanın merkezindeki bir şehre hiç yakışmıyor.

11. Taksiciler

Ahlaklı taksicileri tenzih ederiz elbet. Ama trafikte terör saçan, bombalı saldırı sonrası mağdur insanlara fahiş fiyat çeken taksiciler bu şehrin kanayan bir yarası.

12. Minibüsler

İticilikte taksilerle kıyasıya rekabet halinde olan minibüsler, hem içindekine hem de dışındakine dert. Yolcu alacaklar diye bir şeridi komple iptal ederler. Arkadaki araçlar on saat minibüsün keyfini bekler, içindeki yolcular da gideceği yere istediği zamanda varamaz.

13. Adımbaşı AVM olması

Bir şehrin bu kadar Avm’ye ihtiyacı var mıdır gerçekten? Yeşil alan bu kadar azken bunca Avm niye?

14. Çok polis olması

Taksim’de, Beşiktaş’ta, şehrin gezilip görülecek her yerinde çok fazla polis ve polis aracı var. Sanki her an bir olay olabilirmiş gibi, insanda huzursuzluk yaratıyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

İstanbul'da Yaşayanların Kendine Verdiği Zarar Kanıtlandı: Yaşam Kalitesinde Geriledi ve 133. Sırada Yer Aldı
Kaosun ve Kalabalığın Başkenti İstanbul Hakkındaki Tespitleriyle Güldüren 19 Kişi

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
23.08.2020

150 bin nüfuslu Nazilli de yaşıyorum perşembe günleri semt pazarı kurulur ona bile tahammül edemiyorum..İstanbul da yaşayanlara kolaylık dilerim..karınca yuvası gibi.

23.08.2020

Bu pahalılık sadece istanbul da mı ülkenin her yeri öyle

23.08.2020

Başka illere gittiğimde gözlemlediğim genellikle insanlarda bir sakinlik oluyor, daha yavaş hareket ediyorlar. İstanbul'da herkes bir acele içerisinde koşuşturuyor, insanlar çok sinirli ve aynı TV programlarındaki gibi her an kavgaya hazır durumdalar. Gerçi bizim ülkemizde iki tanıdığı olan, biraz para gören kendini bir şey sanıyor. Daha küçük yere gidiyorsun orada da herkes dedikodu yapıp birbirini çekiştirip kuyusunu kazmaya çalışıyor. Geçinmek ve çalışmak da ayrı dert, kendi işin olsa ayrı dert, bir yerde çalışsan egolu, yöneticiliği bilmeyen, mobbing uygulayan garip garip insanlarla karşılaşıp her gün sinir krizi geçirebiliyor insan. En güzeli imkan yaratıp dünyaya açılmak, elbet makul, mantıklı bir yer bulunur.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ