Türkiye'de seri katil cinayetleri arasında hikayesi ile dikkat çeken mobilyacı katilin hikayesini sizler için araştırdık...
Türkiye'de seri katil cinayetleri arasında hikayesi ile dikkat çeken mobilyacı katilin hikayesini sizler için araştırdık...
1998 yılında girdiği mobilya mağazalarında, mağaza sahiplerini öldürmesiyle ünlendi. 3 kişiyi öldürdükten sonra yakalanan Ahmet Seyit Demirci'nin cinayetleri işlemesinin arkasında yatan hikaye de bir hayli ürkütücü.
Seyit Ahmet Demirci'nin anlattığına göre, 11 yaşındayken yaşlı bir mobilyacı tarafından tacize uğramış, tecavüz girişimlerinden de kendisini kurtarmış. Ancak arkadaşı Habil, birçok kez bu yaşlı mobilyacının tecavüzüne maruz kalmış.
Ancak bu durum internette yer alan bazı kaynaklarda katilin kafasında kurduğu bir senaryo olabileceği şeklinde de yer alıyor.
1998 yılında 3 farklı mobilyacının, 'bodrumda farklı modeller var' sözü üzerine çıldırdığını ve aşağı kata indiklerinde enselerinden tek kurşunla öldürdüğünü ifadesinde belirtmiş. Eğer yakalanmasaydı cinayetlerini, tacize ve tecavüz girişimine uğradığı yaş olan 11'e tamamlayacağını da belirtmiş.
Mahkeme kararı ile akıl sağlığının yerinde olmadığı düşüncesiyle birçok kez Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden ve Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu'ndan da rapor istendi.Akıl sağlığının yerinde olduğuna dair raporları kabul etmeyerek 3 kere daha rapor istendi.
Mahkeme Kurulu, Demirci'nin yaşadıklarından dolayı, çocukluğunda yaşadığı travma nedeniyle, akıl sağlığının yerinde olmadığı gerekçesiyle, en azından ceza ehliyetini azaltacak bir akıl ve ruh sağlığı probleminin olduğunu göz önünde bulundurmak gerektiği belirtildi.
En sona koyduğunuz fotoğraftaki arkadaş bahsettiğiniz kişi değil, amerikalı Edmund Kemper. Kendisi ünlü bir seri katil.
sanırım kanıt dizisinde işlenen konu buydu orada nalbur cinayeti olarak işlemişlerdi ama birebir giden bir konusu vardı...
Anlamadığım şey, dört defa rapor istenip, dördünde de aklı yerinde raporu verilmesi ama mahkemenin bunu kabul etmemesi???? Hakim dr. dan daha iyi mi biliyormuş acaba? Hayır deli bu bi daha bakın diye 4 defa geri, göndermek ne alaka?