Bu kadarını tahmin dahi edebileceğinizi sanmıyoruz, şaşkınlık içerisinde kaldık... 😲
Bu kadarını tahmin dahi edebileceğinizi sanmıyoruz, şaşkınlık içerisinde kaldık... 😲
Bu içerikte All Thats İnteresting, Beyaz Tarih ve Ne Oldu kaynak olarak kullanılmıştır.
M.Ö. 500'lerde yaşamıştı. Bir kartalın yakaladığı kaplumbağayı, kabuğunu kırıp içini yiyebilmek için yüksekten aşağı bırakması sonucu hayatını kaybetti. Söylenene göre kartal, Eshilos'un başını kaya sanarak kaplumbağayı onun kafasının üzerine bırakmıştı. Bu şekilde darbe alan filozof, M.Ö. 456'da o an oracıkta can verdi.
Aşırı derecede saygı duyulan bir insandı. Hizmetçisiyle oturdukları bir sırada eşeğin birinin incir yediğini görmüştü. Daha sonra da 'Eşeğe susuz şarap ver de üstüne içsin.' diyerek kendince bir espri patlatmıştı. Hizmetçisi gülmese de kendisi bunu fena halde komik bulmuş ve M.Ö. 206'da ciddi anlamda çatlayana kadar gülerek ölmüştü.
Büyük fetihler yaparak Moğolistan'dan Rusya'ya kadar çoğu yerde hükmünü sağlamıştı. Attila, İldiko adında genç bir kadını kendine eş olarak seçmiş ve bol eğlenceli bir düğünle onunla evlenmeyi istemişti. Aslında yemek esnasında söz konusu büyük bir ziyafet olsa bile çok az içen Atilla, o geceye mahsus aşırı derecede içti. Harika giden bir gecenin ardından uykuya dalmıştı. Uykudayken burnu kanamaya başladı. Ancak aşırı sarhoş olduğu için hiçbir şekilde farkına varmadı. 453'te uyku pozisyonundayken kendi kanında boğularak can verdi.
Eski döneme ait bilinen iki büyük şiirin sahibi Li Bai, biraz meczup biraz da sarhoş olarak bilinirdi. Bir akşamüstü ırmakta kayığıyla ilerlerken ayın nehrin üzerine vuran yansımasına sarılmak istemişti. Kendini yansımaya doğru atarak suyun içerisine düştü. Her zaman olduğu gibi sarhoş olan Li Bai, 762'de boğularak can verdi.
Bunun üzerine çevresindeki yardımcılarından ve hususi doktorundan aşırıya kaçmaması konusunda uyarılar alsa da onları önemsemeden yemeye devam etti. Hiçbir şekilde kendini durduramayan kral, 1135 yılında aşırı yemek ve gıda zehirlenmesiyle ölüme kucak açmış oldu.
Bilinen en uzun sakallı adam olduğu için hatırı sayılır bir üne sahip olmuştu. Sakalının boyu 1.4 metre olan bu adam, 1567'de yaşadığı kasabada çıkan büyük bir yangında sakallarının alev almasıyla birlikte ölüme kucak açtı. Alev alan sakalları yüzünden aşırı derecede panikleyen Hans, düşerek burnunu kırdı ve yanarak öldü.
16. yüzyılda davetlerde herkes aynı yerdeyken tuvalete gitmek için dahi misafir salonunun terk etmek hoş görülmezdi. Brahe'nin katıldığı bir davette sohbet esnasında laf lafı açmış, haliyle içkinin de biri gelip biri gitmişti. Tuvalete gitmek için izin alamayınca da 11 saatin sonunda idrar kesesi patlamıştı. Bunun sonucunda kana karışan idrar nedeniyle zehirlenerek 1601'de hayatını yitirdi.
Aynı zamanda bir filozof, yazar ve bilim adamıydı. Hatta Shakespeare'in oyunlarından bazılarını aslında Bacon'a ait olduğu düşünülmüştü. 1625'te bir gün, pencereden kar fırtınasını izliyordu. Birden aklına tavukların içini karla doldurarak uzun süre muhafaza edebileceği fikri geldi. Hemen ertesi gün denemek için bir tavuk satın alıp öldürdü. Sonrasında içini karla doldurmaya başladı. Yaptığı işe o kadar konsantre olmuştu ki donmakta olduğunu fark etmedi ve 'hipotermi' geçirerek bilinç kaybı sonrası donarak öldü.
Sarayda yalnız başına yemek yiyeceği zaman bile ziyafet sofrası kurduran kral, 1771'de bir gün ıstakoz, havyar, lahana turşusu ve tütsülenmiş bütün ringa balığını astronomik ölçülerde şampanyayla tüketti. Buraya kadar her şey iyi olmasına rağmen üzerine bir de en sevdiği tatlıdan 14 parça yemesiyle mide fesadı geçirerek ölmesi bir olmuştu.
Diş hekimi olan Wells, anestezi ilaçları üzerinde birtakım araştırmalar yürütürken çeşitli gazların etkisinde kalarak 'kloroform' bağımlısı oldu. 1848'de 2 kadına 'sülfürik asit'le saldırdığı gerekçesiyle tutuklandı. Hapishanedeyken kaleme aldığı mektupta, saldırı sırasındaki ruh halinin kendi kişiliğiyle örtüşmediğinden bahsetmiş, kloroform yüzünden kendini kaybettiğini ifade etmişti. Zaten dört gün içerisinde gerçekleştireceği intiharın planı hazırdı. Kloroform ile kendini uyuşturduktan sonra kasığını bir jilet ile kesti. Sonrasında hücresinde ölü olarak bulundu.
O dönem kraliyetten herhangi birine dokunmak kesinlikle yasaktı. Nehir yatağını takip ederek yazlık evine gitmek için yola çıktığı bir gün, kraliçenin gemisi battı. Ancak kraliçeye dokunmanın yasak olması ve bunu cezasının da ölüm olduğunu bilmeleri halktan kimsenin yardım etmemesine neden olmuştu. Neticede kraliçe, 1880 yılında karnındaki bebeğiyle boğularak can verdi.
İş yerine geldiği bir gün, özel eşyalarını ve parasını sakladığı kasayı açmak istemişti. Çelik kasanın şifresini unuttuğu için açamayınca sinirden delirdi. O sinirle kasaya oldukça hızlı bir tekme savurdu ve ayağının baş parmağını kırdı. Aynı zamanda açık yara oluşan parmağı enfeksiyon kapmıştı. 1911'de enfeksiyonun meydana getirdiği komplikasyonlar neticesinde öldü. Bir nevi sinirinin kurbanı oldu da denebilir tabii...
İnsan aklının alamayacağı şeyler yapması nedeniyle, şeytani bir varlık olduğu düşünüldüğü için tüm yaşamı boyunca sayısız kez öldürülmek istenmişti. Önce yükse dozajda zehre maruz bırakılmış ama ölmemişti. Sonrasında birçok kez vuruldu, ölmedi, yine vuruldu ve yine ölmedi... Neden ölmediğini anlayamayan insanlar tarafından ölesiye dövüldü, boğuldu yine de ölmedi. Asla ölmedi demeyeceğiz tabii, bir kulübede inzivaya çekildi ve 1916'da eceliyle hayata gözlerini yumdu. Ölümünden sonra bile insanlar onun öldüğünü kabullenmekte büyük güçlük çekti ya da hiç kabullenemedi.
Ancak cinsel yollarla bulaşan 'frengi' hastalığı onu kıskıvrak yakalamıştı. Suikast sırasında yediği kurşunlar, riskli yerlere isabet ettiği için birkaçı alınmayarak içeride bırakıldı. Bu kurşunların vücudunda yarattığı aksaklıklardan dolayı 1918'le 1923 yılları arasında üst üste geçirdiği felçler onu görevinden ederek yatağa mahkûm etti. 1924'te aynı anda birden fazla hastalıkla baş edemeyen vücudu, tüm fonksiyonlarını yitirerek onu öldürmüştü.
Ancak ölüm şekli yaptıklarından daha çok konuşulacaktı. Isadora'nın vazgeçilmez aksesuarlarından birisi her zaman eşarplar olmuştu. 1927'de üstü açık bir arabada yüksek hızda giderken ipek eşarbı tekerleğe dolaştı. Dolaşmanın şiddetiyle boğazını sıkmaya başlayan eşarpla boğularak öldü. Yanındaki arkadaşları arabayı durduğunda artık her şey için çok geçti.
Ölümü tiye alan gösterileriyle nam salmıştı. 1911 senesinde bir fıçıyla Niagara'dan atlayarak sağ kalabilen ikinci kişi olmuştu. Ölümden hiçbir şekilde korkmayan bu adamın ölümü, trajikomik bir şekilde 'portakal kabuğu' yüzünden oldu. Portakal kabuğuna basarak düşen Leach'in bacağı kırılmıştı. Bu kırık zamanla kötüledi ve kangrene dönüştü. Doktorlar bacağı keserek onu hayatta tutmak istese de bu hiçbir sonuç vermedi ve 1926'da bu şekilde hayata veda etti.
1971'de organik gıdaların faydalarını anlatmak için katıldığı bir TV şovunda, organik beslenmekten ve bunun hayati öneminden bahsediyordu. 'Şeker yiyerek çıldırmış bir taksi şoförü çarpmazsa 100 yaşına kadar yaşayacağım.' diyerek kendinden bahsettiği sırada ani bir kalp krizi geçirdi ve yayındayken öldü. Neyse ki yayın canlı değildi ve hiçbir zaman TV'de yayınlanmadı.
1983'te tek başına giriş yaptığı ve yalnız olduğu otel odasında ölü olarak bulundu. Ölüm nedenini anlamak için yapılan otopsi çok da uzun sürmeden ölümüne neden olan şeyin soluk borusuna takılan bir şişe kapağı olduğu ortaya çıkmıştı. Ancak bu durumun nasıl ve ne şekilde gerçekleştiği asla öğrenilemedi. Kanında yükse oranda 'promil' saptandığı için sarhoşken yapılan bir hata olduğu düşünülerek dava kapanmıştı.
1987'de final maçı için çıktığı ringde, zıplayıp rakibinin üzerine düşerek yapılan bitirici 'cross body' hareketini uygularken, havada kalp krizi geçirerek rakibinin üzerine düşmüştü. Tam da bu sırada kalbi duran sporcunun fazla kiloları ve sağlık sorunları hayata döndürülmesine müsaade etmedi.
:P 30-40 yıl daha yaşayacağın hayat saçma bir sebepten sonlanıyor melankoliye sarmalık. TLC nin ölümün binbir türlü hali var programını anımsattı.
Rasputin eceliyle ölmedi o sayılan olaylar onu öldürmeye çalışan kraliyet üyeleri tarafından aynı gece gerçekleştirildi önce siyanürle zehirlediler, ölmeyince silahla vurdular, kafasından ve boynundan vurulduğu halde kaçtı, sonra tekrar vurularak durduruldu, dövüldü en sonunda nehre atıldı otopsiye göre boğulma sonucu öldü. Kulübede eceliyle ölme olayını nasıl uydurdukları konusunda bir fikrim yok editörler bu tip paylaşımlarda yazdıkları şeyi önce kontrol etmeliler bence.
Diğerlerini bilmem ama Rasputin uzun saatler işkence görerek ölmüştür. Vücudundaki deformasyonların nedeni budur. İnziva kısmını biri oturma organından uydurmuş bu arada. Unutmayın tarihi galipler yazar.