Belki de sadece bir söylentiden ibarettir ama onca yıldır unutulmadan günümüze geldiyse bu işte bir iş vardır diye düşündük...
Belki de sadece bir söylentiden ibarettir ama onca yıldır unutulmadan günümüze geldiyse bu işte bir iş vardır diye düşündük...
Bu içerikte Ali Hikmet İnce ve Beyaz Tarih kaynak olarak kullanılmıştır.
Osmanlı'nın en şaşaalı dönemi olarak bilinen Lale Devri'nin sonlarında III. Ahmed'in yerine tahta geçirilmişti. Amcasının hükümdarlığına bir son veren Patrona Halil ve yancılarıyla başlarda iyi geçinmiş ancak sonrasında onları büyük bir tongaya düşürerek amcasının öcünü almıştı.
Öte yandan savaşlara son hız devam ederek birçok başarı elde etmişti. Rusya, Avusturya gibi önemli düşmanları Osmanlı'ya karşı boyun eğdirmişti. Her daim kitaplara ve kütüphane benzeri yerlere büyük bir önem vermişti. Yaptığı işler halk tarafından büyük bir ilgi ve alaka gördüğü için aşırı sevgiye maruz kalmıştı.
Seveni ne kadar çok olursa olsun ölümünü dört gözle bekleyen kişi öz kardeşi III. Osman, hastalığını bahane ederek tahta geçmek için baskı uygulamaya başlamıştı. Bu konuda oldukça hevesli olması, padişah olması için saray erkânı tarafından destek görmesine yetmemişti.
Kardeşinin arkasından çevirdiği işleri öğrenir öğrenmez, bir cuma namazı sonrası halka görünerek ben iyiyim mesajı vermek istemişti. Ancak gerisin geri Topkapı Sarayı'na dönebilmişse de giriş kapısında fenalaşarak atından düşmüştü. Hekimler koşup kontrol etmiş ve öldüğü hükmüne varmıştı.
Sanki dirilmesinden korkarmışçasına da abisi I. Mahmud'un hemen o gün içinde mezarına defnedilmesini istemişti. Hatta her şey o kadar hızlı halledilmişti ki abisinin vasiyetini bile umursamamıştı. Cenazeden sonra sabaha kadar Kur'an okumak için kalması gereken türbedar dışında herkes türbeyi terk etmişti.
Sabahın ilk ışıkları göründüğü sırada tabuttan birtakım sesler gelmeye başlamış, aşırı derecede panikleyen türbedar soluğu sarayda almıştı. Zor da olsa meramını anlatmayı başaran adam, içeri alınıp dinlenmişti.
Ne yazık ki olayın bundan sonrası için ne türbedardan bir iz görülmüş, ne de III. Osman'dan tek bir kelime işitilmişti. Bu olay, Osmanlı tarihin tozlu raflarında bir diğer bilinmezlik olarak yerini almıştı...
Tüm Türk tarihini koşulsuz kabul ediyorum iyisiyle kötüsüyle bizim . Lakin bazıları hala Osmanlı 624 yıl boyunca mükemmeldi cumhuriyete geçince kötü olduk diye düşünüyor. Bu olay gerçek ya da değil lakin şunu biliyoruz herkes birbirinin kuyusunu kazmaya uğraştığıni.
evladını katleden katil babaları kardeşlerini öldüren padişahlara hayranlık duyan bir ülkeyiz sorsan ne mutlu şavaşları kazandık ya bu yetiyor ee hırs uğruna verilen acılar neden dile alınmıyor muslumanız dinciyiz ama katiliz de
Tarih bilen aydınlatabilir mi ? Padişalara bu isimleri 3.Mahmut, 5.Reşat,2.Berke gibi ; annesi-babası mı veriyormuş ? Yoksa sonradan tarihçiler karışmasınlar diye mi vermiş ?