17 yaşındaki Ferit İli'nin öldürülmesiyle ilgili 4 polisin tutuksuz yargılandığı davada karar açıklandı. Polislerden üçü beraat ederken, biri de 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Baba Celal İli karara, 'Mahkeme 'Ben kahraman Türk polisiyim' diyen sanığa 20 ay ceza veriyor. Çocuk katili nasıl kahraman olur? 20 ay ceza bir insanın hayatına bedel mi? diyerek isyan etti.
Ailesinin yanına gitmek için 18 Temmuz 2016 tarihinde, uçakla Antalya’ya gelen Ferit İli, havalimanında taksiye bindi. İddiaya göre taksi durağında bekleyenlerden bazıları İli’den şüphelenerek polisi aradı. Bunun üzerine İli’nin içinde bulunduğu taksi, havalimanı girişindeki nizamiye kapısı önünde polisler tarafından durduruldu. Hakkında yakalama kararı bulunduğu öne sürülen Ferit İli’nin kendisinden kimlik istenince taksiden inerek kaçmaya başladığı iddia edildi.
Polisin ateşi sonucu yaralanan Ferit İli, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. İli’nin vücuduna giren mermi çekirdeğinin, sağ köprücük kemiğinin olduğu bölgeden çıktığı belirlendi. Polisin yapılan aramalarda İli’nin ölümüne neden olan mermi çekirdeğini bulamadığı öne sürüldü.
Ferit İli’nin ölümüyle ilgili tutuksuz yargılanan polis memurları H.S., E.S., H.U. ile Ali Aktoz hakkında, ‘kasten öldürme’ suçundan ve ‘Çocuk Koruma Kanunu’nu ihlal’den ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle Antalya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
DHA'nın aktardığı habere göre, davanın karar duruşmasında son sözü alınan sanıklardan H.S., olay günü havaya ateş ettiğini, suçsuz olduğunu iddia ederek beraatını istedi. Sanık Ali Aktoz da görev icabı olay yerinde bulunduğunu, suçlamaları reddettiğini belirterek, beraatına karar verilmesini talep etti. Diğer iki sanık da haklarındaki suçlamaları reddederek beraatlarını istedi. Mahkeme heyeti, sanıklar H.U., E.S. ve H.S’in beraatına karar verdi. Sanık Ali Aktoz ise ‘taksirle ölüme sebebiyet’ suçundan 1 yıl 8 ay hapse mahkum edildi.
Duruşmaya, Ali Aktoz için karşı oy kullanan hakim Alaattin Karakaya, Aktoz’un diğer polis memurlarının aksine hedef gözeterek ve nişan alarak kaçmakta olan maktule doğru 5-10 metre mesafeden, 2-3 el ateş ederek ölümüne neden olduğunun sabitleştiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Olay mahallinde bulunan polis memurlarından silah kullanan diğer sanıklar havaya ateş etmekle yetinmişledir. Ayrıca maktulün kaçış istikametlerinin tutularak kolaylıkla yakalanabileceği, açık bir tehlike unsuru taşımadığı da göz önüne alındığında, sanık Ali Aktoz’un dosya kapsamında sabit olan eyleminin TCK’nın 87/4. Maddesinde düzenlenmiş olan ‘Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama’ suçunu işlediği ve bu madde gereğince cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum. Benzeri olaylarda da Yargıtay kararları vardır. Mahkemenizin iş bu hükmüne muhalif kaldım.”
Baba Celal İli ise mahkemenin verdiği kararın kendilerini ailece yıktığını söyledi. Adaletin yerini bulacağına inandığı için 2 yıldır mahkeme kapılarında beklediğini kaydeden Celal İli, şunları söyledi:
“Polislerin benim oğlumu kasten öldürdüklerini düşünüyorum. Oğlumu öldürmeden de yakalayabilirlerdi. Adalete olan inancım, bu kararla kalmadı. Doğru karar vermediler. Adalet herkese eşit olmalı. Heyettekilerin ellerini vicdanlarına koymalarını bekledim. Ama olmadı. Hakimler taraf tuttularsa onları Allah’a havale ediyorum. Onlarla ahirette hesaplaşacağım.
1 yıl 8 ay ceza alan polis Ali Aktoz’un karar duruşmasında ‘Ben kahraman Türk polisiyim’ dediğini belerten Celal İli, şöyle devam etti: “Mahkeme ‘Ben kahraman Türk polisiyim’ diyen sanığa 20 ay ceza veriyor. Çocuk katili nasıl kahraman olur? Karara karşı oy kullanan hakimin ellerinden, ayaklarından öperim. 20 ay ceza bir insanın hayatına bedel mi? Bizi yıktılar. En az 15-16 yıl ceza verirler diye bekliyorduk. Bizi bu davada yaralayan bir diğer konu da 8 duruşma boyunca 4 polis yargılandı. Allah rızası için biri yanımıza gelip pişmanlık duyduğunu söylemedi. Keşke söyleselerdi de yüreğimize biraz su serpselerdi. Bunu yapmadıkları gibi son sözleri sorulduğunda ceza alan, kahraman Türk polisi olduğunu söyledi. Bu söz bizi bir kez daha yaraladı. Benim ciğerimi,canımı aldılar. Onlar bir kişiyi öldürmedi, bir aileyi yaktılar.'
Karşı oy kullanan hakim Alaattin Karakaya’nın kendileri için umut olduğunu belirten Celal İli, adaleti üst mahkemede arayacaklarını sözlerine ekledi.
Yıllardır Onedio’yu takip eden bir polis memuruyum.Bak şimdi Emre onedio editörü Emre bu ölen çocuk gerçekten aranıyor muymuş?! Aranmıyorsa da yaz aranıyorsa da yaz bilelim. O polis memuru ifadesinin bir yerinde ben kahramanım demişde öncesinde devamında ne demiş onu da yaz.O çocuk miye kaçmış onu da yaz. Şerh koyan hakimin fikrini yazdında hapis cezası alan polisin fikrinide yaz.Polis 2559 Pvsk madde 16 c bendine göre silah kullanmış işini yapmış işini.Keşke ölmeseymiş insan hayatı kutsaldır, ancak muhaşefet olmak için bize yüklenmeyin.
Öncelikle her iki taraf için düşünmek lazım. 1.Bir polis şuan ülkenin içinde bulunduğu durumdan ötürü gerek ise mesleğinin gereği olarak her kişiden şüphe duyar,ki duymalı. 2.Bir polisin benden de şüphelendiği zamanlar oldu fakat arabamdan inipte koşarak kaçmaya başlamadım. 3.Eğer o çocuk topluluğun içine girip orada bir bomba eyleminde bulunmuş olsaydı belli başlı kesimler yeniden devletin ve polisin güvenlik zafiyetinden söz ediceklerdi. 4.Kısacası insanlar veya insanımız olayları sadece görmek istediği gibi görüyor.
Her cümlede iddia edildi.. iddia edildi.. Ama diğer cümlelerde ateş açtı vurdu öldürdü. Polis dur diyorsa duracaksın kaçmayacaksın. Ya üzerinde bomba olan biri olsa? Pişmanlık duyulacak bir durum yok. Polis her zaman diken üstündedir. Teröristin hainin hedefindedir. Kalleşçe arkasından vurulur. Buna rağmen sözde hiçbir suçun yoksa neden dur dediklerinde kaçıyorsun? Tamam babasını anlıyorum evladını kaybetmiş ama polisler neden görevini yaptığı için çoluğunu çocuğunu geride bıraksın?