Şimdiiii...
Mehmet, Leon'u ihbar eden kişi olduğunu itiraf edince, Ali Kemal de Yıldız'ın suçsuz olduğunu anladı. O sırada adeta gözlerinin önündeki perde kalktı, gerçeği gördü: Yıldız'ın inat mı inat, cadoloz bir keçi olduğu gerçeğini! Hemen ona koştu ve Yıldız'ın ısrarlarıyla da sonunda aşkını itiraf etti!
'Sen neler saklıyorsun Ali Kemal? Ben gözlerini kaçırmandan bıktım. Söylediklerimi işitmemenden, susmandan bıktım. '
'Niye sustuğumu bilmez gibi, Yıldız... Neden kaçtığımı anlatayım sana. Çünkü kayboluyorum Yıldız. Kaçtığım her sokak sana çıkıyor. Bu şehrin her sokağı sensin. Baktığım her suret senin! Kafi mi? İşittin mi?'
'Bu zamana kadar neden söylemedin o zaman?'
'Keyfimden mi sustum yıldız ben?'
Şu konuda artık netiz: Bu iki saftirik birbirlerine başından beri aşıktı. Lakin Ali Kemal kaçıyor, serseri gibi içiyor, asla bir girişimde bulunmuyordu. Yıldız da o sinirle 'görürsün sen, aşırı mutlu olucam' diyerek gidip saçma sapan işler yapıyordu. Buraya kadar tamam, ama bundan sonrası?
Bu diziyi game of thronesla bir tutmayin.
Yıldız şey değil mi ya geçen hafta "Leon'la evlenseydim ne güzel hayatım olacaktı" diyen ahahahshsh. bu hafta da kafaladığı kendinden hoşlandığını bildiği Ali Kemal'e diyor ki "evlenelim de avrupalarda yaşat beni". Ali Kemal'in aşkı da çok büyük cidden "şeytansın falan ama güzel kızsın". Gerçekten muhteşem.
Diziyi oturup bir bölüm bile izlemedim ama şu haftalık rutinleşen içeriği okumadan edemiyorum ya. O kadar ayrıntılı ki aynı roman okuyormuş gibi hissediyorum ve heyecanlanıyorum. :)