NASA'da Çalışmış, Fakat Türkiye'de İş Bulamamış Türk Bilim Kadını: Neva Çiftçioğlu

Bildiğiniz gibi ülkemizde bilime verilen değer bir türlü gerekli seviyeye gelmiyor, gelemiyor.

Beyin göçü denilen olayın belki de en sık yaşandığı ülkelerden birisi olmamız da bu durumun en net göstergelerinden birisi olarak kabul edilebilir haliyle.

Bilime yoğunlaşmış üretken zihinler, ülkemizde ya umursanmıyor ya da daha kötüsü deli olarak lanse ediliyor.

Hal böyle olunca da ülkemizde katma değeri yüksek hiçbir şey üretilmiyor, bilim yapmak isteyen bilim insanları da birer birer ülkeyi terkediyor ve başka ülkelerde hayallerinin peşinden koşuyor.

Ülkemizde 'Deli' Lakabı Alan, ABD'nin ise Hakkında Özel Kanun Çıkardığı Dahi Türk: İrfan Mavruk

Kısacası bilime verilen değer konusu uzun uzadıya konuşulsa dahi hiçbir zaman sonuca varılamayacak konulardan birisi olarak önümüze çıkıyor.

Konu üzerine bazı düşünceler var elbette, ülkemizde bilimin neden gelişemediğine dair…

Türkiye'de Bilim Neden Gelişmiyor Sorusuna Verebileceğiniz 17 Cevap

Biz ülkemizde bilim neden gelişemiyor sorusuna cevap araya duralım, başka ülkeler, ülkemizde doğmuş önemli bilim insanlarımıza sahip çıkmaya devam ediyor.

Bu isimlerden birisi de, başarılarıyla dünyada adından söz ettirmiş bir kadın bilim insanımız, Neva Çiftçioğlu.

Eğitimini tamamladıktan sonra yurtdışına giden Çiftçioğlu, Finlandiya’da araştırmalarını sürdürmeye karar vermiş.

Orada yaptığı önemli çalışmalar ve elde ettiği başarılı sonuçlar neticesinde de İskandinav Bilim Ödülü’ne layık görülmüş.

Finlandiya’daki çalışmalarından bahsetmek gerekirse, en basit haliyle nanobakteri üzerine çalışmalar yapmış ve çok önemli sonuçlar elde etmiş.

Finlandiya macerasını kendi ağzından dinleyelim: 

Finlandiya'ya gittiğim sıralarda söz konusu bakteri problemini bulmuşlardı ama ne olduğunu bilmiyorlardı. Ben onların bulduklarının aslında ne oldugunu bulup, onlara bunu göstermenin yolunu buldum. Meğerse bütün vücuttaki tıkanıklıklar, kireçlenmeler bir mikrop yüzünden oluyormusş; ben buna 'nanobakteri' nin neden oldugunu ortaya çıkardım.

Elde ettiği bu başarı sonrasında Çiftçioğlu Nobel Tıp Ödülü için aday olarak sunulmuş, Rus Amerikan Uzay Araştırmalarında aktif görev almış.

Bu edinimlerden sonra da 1996 senesinde Finlandiya hükümeti tarafından Amerika’ya gönderilmiş.

Nanobakteri konusundaki çalışmalarından ötürü elde ettiği bir plaketi almak için kürsüye çağrıldığında ise gururuna, belki de gururumuza dokunacak bir an yaşanmış.

Çiftçioğlu bu törende Türk bayrağının altına gittiğinde onu oradan alıp, Finlandiya bayrağının altına almışlar. En çok da bu ağırına gitmiş.

Okuduktan sonra benim, sonra da sizin en çok ağırınıza gidecek şey belki de…

Amerika’da yaklaşık 18 yıl yaşayan Çiftçioğlu, bu sürede NASA’ya da kabul edilmiş.

Fakat gazeteler yine aynı şeyi yapmışlar, ‘’NASA’ya kabul edilen ilk Türk’’ değil, ‘’NASA’ya kabul edilen ilk Finli’’ olarak manşetlere taşımışlar onu.

Finlandiya’da asla Türk olduğundan ya da Türk kimliğinden kimse bahsetmemiş.

Israrla Finli bilim insanı olarak lanse edilmiş daima.

Çiftçioğlu ile alakalı iç burkan hikayeler bunlarla da sınırlı değil elbette.

Seneler boyu NASA’da çalışmasına ve Türk kimliğinden ötürü vize zorlukları yaşayan Çiftçioğlu’na tüm tanıdıkları ‘’vazgeç Türk kimliğinden, önün açılsın’’ gibi telkinlerde bulunulmasına rağmen, asla Türk kimliğinden vazgeçmeyi düşünmemiş bile.

18 senelik NASA macerasından ve birçok önemli başarıya imza attıktan sonra 2009 senesinde ülkeye dönmeye karar vermiş Çiftçioğlu.

Fakat, yaklaşık 1 sene boyunca hiçbir kurumdan kabul almamış. Tüm üniversiteleri, özel sektörü gezmesine rağmen hep reddedilmiş. İş bulamamış.

Uzun süreli araştırmaları sonucunda da Başkent Üniversitesi’nde çalışmaya başlamış.

Çalışmaya başlamış derken yanlış anlaşılmasın, 9 ay boyunca dışkı tahlili yapmış kendisi laboratuvarlarda.

Tüm bu yaşanan basit ve sığ olaylarından ardından, Finlandiya’da beraber çalıştığı bir bilim insanı dayanamamış ve kendisini geri götürmek için Türkiye’ye gelmiş.

Son sözler de yine kendi ağzından gelsin:

Bana yurtdışında “Everest’in tepesine bayrak diken kadın” gözüyle bakıyorlar, ama bugüne kadar hiçbir Türk yetkilisinden tebrik almadım. Sadece bir kişi, nasıl oldu bilmiyorum, İskandinav Tıp Ödülünü kazandığım zaman, Ziraat Bankası eski Genel Müdürü bir tebrik kartı gönderdi; halâ saklarım…

Bu ayıp da bize yeter sanırım...

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
28.07.2016

istanbulun fethiyle övünmeye devam mı

28.07.2016

sen ne diyon amına koyduğumun beyinsizi

28.07.2016

Bilim mi? Biz mi? İlerleme mi? Tıp mı? Teknoloji mi? Marmaray var ya lan namkörler.

28.07.2016

yol yaptı yoll

28.07.2016

Benim Abim düştüğü durumdur. kendisi 2 yıl harvard üniversitesinde eğitim görmüş daha sonra prof. hocasıyla birlikte dünyanın en iyi 100 üniv. arasında bulunan The Rice Üniversitesine gitmiştir. Nanoteknoloji alanında çok büyük başarıları vardır. ancak en büyük sorun. ABD eğitim gördüğü sürece bursulu olduğu için ordaki bir yıla karşılık Türkiyede 2 yıl çalışması sorunluğu vardı. ve devlet onu Bitlis Eren Üniv. atadı. oraya gittiğinde kulanabileceği bir laboratuvar bile yoktu. o yüzden ABD bir iş buldu Şirket 10 yıllık sözleşme imzaladı Türkiyeye olan 200,000$ burs borcunuda şirket ödedi. şuan ABD. oldukça saygın bir işi ve hayatı var. Ülkece atılım yapmak istiyorsak böyle cevherlere gerçekten özel ilgi göstermeliz. sadece abim için değil. bu durumda olan 100 lerce gencimiz var.

28.07.2016

Böyle ülke sisteminin amk

TÜM YORUMLARI OKU (81)