Şimdi olay şöyle gelişti, efendim hemen giriyorum: Kotor’dan Budva’ya 3 gece önce geldim. Malum burada euro kullanılıyor ve her şey çok pahalı. Bir Türk restoranına gittim ve hamakla sabahlamak için güvenli bir yol sordum. Tabii o zaman şehri tanımıyorum. Restoran sahibi, “Ne sabahlaması ya, sen gel benim misafirim ol” dedi. Ben çok mutlu oldum falan derken, neyse Sedat amcayla eve geldik, muhabbet ediyoruz. O, bu, şu derken konu konuyu açtı. Çocuklarından bahsederken “Benim oğlum da şarkı söylüyor” dedi. “Aa ne güzel, hobi olarak mı?” dedim. “Tabii tabii hobi olarak” dedi. “Sesi güzelse bir yerlerde çıkabilir aslında” dedim. “Zaten birkaç yerde çıkıyor” dedi. “Aa nerede, kafede falan mı?” dedim. “Yok, daha çok konserleri oluyor” dedi. “Konser mi? Oğlun kim acaba? Tanıyor muyum Sedat amca?” dedim. “Bilmiyorum, belki tanırsın, Murat Dalkılıç” dedi. Hiç düsturumu bozmadan babasının evinde 3 gecedir kalıyorum. Konserleri bittiğinde o da gelip burada benim yattığım yatakta yatacak.
Yola çıkın, yol güzel hikayelerle dolu.
cok tatlı adam ya yüzü mıncırmalık
Oğlu prens mi bilmem ama babası kralmış :)
Helal olsun Rıza Baba