2008 yılında bir araya gelen SHINee, K-Pop'un hem Uzak Doğu'da hem de tüm dünyada sahip olduğu popülaritenin baş mimarlarından. Super Junior, Big Bang, Girls Generation' ve 2AM ile 2000'lerin sonunda dünyaya yayılan bu akımın ilk temsilcilerinden biri oldular.
SHINee de sadece çıkarttığı albümler ve çıktığı turneler ile anılan bir grup değil. Özellikle yer aldıkları TV show'ları ve dizileriyle de bu kültürün en önemli temsilcilerinden biri olduklarını kanıtlamış durumdalar.
1990 doğumlu ünlü şarkıcı Seul'ün Gangnam Mahallesi'nde bulunan evinde bilincini kaybetmiş bir şekilde bulundu. Bu halde hastaneye kaldırılan genç yıldızın hayatını kaybettiği plak şirketi tarafından açıklandı. Ölüm nedeni henüz tam olarak açıklanmasa da, zehirli bir gaz ya da tozla intihar ettiği üzerinde duruluyor.
Tam adı Kim Jong-hyun olan 1990 doğumlu K-pop figürü, 2008 yılında Kore'nin ünlü müzik programı Inkigayo'da ilk kez SHINee ile sahne aldı ve buradaki performansı ile bu gruba seçilmesinin doğru bir karar olduğunu kanıtladı. Küçük bir bilgi olarak, K-pop grupları genel olarak büyük prodüksiyon şirketlerinin projesi olarak yetenekli gençler arasından seçilen başarılı adayların bir araya getirilmesi ile kuruluyor. SHINee de tam olarak bu şekilde yaratılmış bir K-pop grubu.
2015 yılından bu yana iki toplama albüm, bir EP ve bir de stüdyo albümü yayınlayan Jonghyun inanılmaz verimli bir dönem geçiriyordu.
Jonghyun’un kız kardeşi genç şarkıcıdan bunalım dolu mesajlar aldığını ve en son Pazartesi günü veda mesajını gördükten sonra acil yardım hattını aradığını bildiriyor.
“Bu hayat bana göre değil. Diyorlar ki, hayata karşı durmak ve ünlü olmak çok zor. Neden bu hayatı seçtim? Çok eğlenceli ve ancak buraya kadar sürdürebileceğim bir mucize.'
Şöhret ile dolu neredeyse 10 yılın ardından Jonghyun'un grup arkadaşları ve önemli K-pop müzik yazarları, genç yıldızın mental ve duygusal anlamda derin bir çöküntü içinde olduğunu ve bunu onunla her görüştüklerinde anladıklarını belirtiyorlar.
'Bu depresif hisler ile hayatımı devam ettirebileceğimi düşünmüyorum. Sıradan insanlar bu tip hisler ile hayatlarının ikinci yarısında mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Büyümek bir anlamda bunlarla mücadele ve hayatta kalabilme anlamına geliyor. Bu şartlar değişince maalesef sıkışıyorsunuz ve ölüyorsunuz. Ne kadar acıtırsa acıtsın büyümek zorundasınız. Korkup, durursanız; sonunda kaçınılmaz bir şekilde olgun olmayan bir ruh hali ile kalıveriyorsunuz.'
Kore'nin OECD ülkeleri arasında en yüksek depresyon kaynaklı intihar oranına sahip ülke olması, bu ölüm ile birlikte ülkenin en büyük gündem maddesi oldu.
Kore'de yaşanan her 10 bin ölümden 3'ü depresyon kaynaklı intihar sebebiyle gerçekleşiyor.
Kore'de insanları mükemmelliğe zorlayan bi yapı var mı gerçekten? Sanırım aynı durum Japonya için de söz konusu. Hatta Çin için de. El kadar bebeleri ağlata ağlata olimpiyatlara hazırlıyolar güya. İnsanları böyle saçma sapan bi şekilde ölüme sürüklüyolar sonra da bunun sebebini mi sorguluyolar? Yazık değil mi? Çekiklerin düzenini anlamak gerçekten zor. Kendilerini sevmiyor oluşumun epey sağlam sebepleri var.
k pop bizim için iyi hoş ama demekki içindekiler için öyle değil adamları şekilden şekile sokuyorlar ve üzerlerinde büyük bir baskı vardır bence adam buna dayanamadı galiba mekanı cennet olsun
Ölümün dili dini ırkı yok ölümün tek ortak noktası acısıdır.Bunu idrak edemiyorsanız boş fikirlerde bulunmayın 27 yaşında gencecik bir İnsan'dan bahsediyoruz aman banane diyecek kadar ne yaşadınız Allah aşkına ölüm acısını tatmamışsınız belli ki gaddarlığınız bundan.