"Futbol Borsada Değil, Arsada Güzel" Diyen Yalnız Bir Adam: Metin Kurt

4 sene önce bugün hayata veda eden Galatasaray'ın eski futbolcusu Metin Kurt, ülke futbolu adına eski bir futbolcudan çok daha fazlasını temsil ediyor. Türkiye'de spordaki sendikalaşmaya öncülük eden Metin Kurt'un hikayesini hatırlayalım.

Metin Kurt 15 Mart 1948'de Kırklareli'nde dünyaya geldi.

Kendisinden 14 yaş büyük olan ağabeyi ünlü futbolcu İsmail Kurt gibi o da lise yıllarında amatör olarak futbol oynadı. 1966'da ilk profesyonel sözleşmesini ise Altay kulübüyle imzaladı.

1970'de Galatasaray'a transfer olan Metin Kurt, altı sene formasını giydiği kulübüyle üç lig şampiyonluğu yaşadı.

1976 yılına kadar Galatasaray'da top koşturan Metin Kurt, son senesinde diğer futbolcuların aksine hak arayışında bulunduğu için beş arkadaşıyla beraber kadro dışı bırakıldı.

Diğer isimler özür dileyerek bu işten kurtulurken Metin Kurt, Kayserispor'un yolunu tutmak zorunda kaldı.

Üç sezon Kayserispor'da oynayan Metin Kurt, o dönem bir iş kolunda sendikanın gerilememesi için bir metal fabrikasında işe girdi.

Metin Kurt'un dürüstlüğü ve sendikaların yanında oluşu Kayserispor'da da sorunlarla yol açıyordu. Kulübün ikinci ligde şampiyonluk yarışı verirken daha dolu tribünlere oynadığı için birinci lige çıkmayı istememesini taraftarla paylaşınca kadro dışı bırakıldı. Daha sonra taraftar baskısıyla takıma geri dönen Metin Kurt, sözleşmesi sona erince 31 yaşında futbolu bıraktı.

2009 yılında Spor Emekçileri Sendikası’nı (Spor-Sen) kuran Metin Kurt, futbola bu ülkede herkesten daha farklı bir bakış açısıyla yaklaştı.

2010 yılının sonunda Metin Kurt bu sefer başka bir sendikanın kurulmasına öncülük etti: Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası (Spor Emek-Sen).

2011 genel seçimlerinde Türkiye Komünist Partisi'nden İstanbul Milletvekili adayı oldu.

''Halka en yakın yer neresi? Çizgi. Ben de çizgide beklerdim. Antrenör ve idarecilerin olduğu tarafta oynamayı sevmiyorum. Kapalının önünde oynamamak için bir devre sağ açık, bir devre de sol açık oynardım.''

”Tabanı olmayan spor 'emek batakhanesi'dir. Bizler futbolu bir oyun olduğu için sever ve oynardık. Artık futbol, para, son model arabalar ve güzel mankenler için oynanıyor.”

”Ülkemizde spor hiçbir zaman halkın yararına kullanılmamıştır. Çarpık bir seyir endüstrisinin üstüne monte edilmiş bir yutturmacadır.”

Türkiye futbolundaki ”Ne sağcıyız, ne solcu, futbolcuyuz, futbolcu” argümanını yerle bir eden Metin Kurt, 24 Ağustos 2012'de kalp yetmezliği sonucu hayata veda etti.

Kesmeşeker grubunun ”Metin Kurt Yalnızlığı” isimli şarkısıyla kendisini selamlıyor, özlemle anıyoruz.

Popüler İçerikler

Kızına Şiddet Uygulayan Annenin Görüntüleri Tepki Çekti! 'Alın Sizin Olsun'
Kızılcık Şerbeti Fatih'e Söven Kadının Televizyonu "Öfke" Uyarısı Verdi!
Dilan Polat Tahliye Olabilir! Avukatı Başvuru Yaptı, Dilan Polat Adli Tıp Kurumu’na Sevk Edilecek
YORUMLAR
24.08.2016

Metin kurt hicbir zaman yalniz olmadi

O dönemde Metin Kurt'un Galatasaray'daki mücadelesine katılan, ancak daha sonra geri çekilerek yarı yolda bırakan bir arkadaşı daha vardı. Rivayete göre bu takım arkadaşı, daha sonra Metin'i destekleyen diğer arkadaşlarının da akıllarını çelerek "o komüniste uymayın oğlum, yakacaklar onu siz de yanmayın" diyerek Metin'in sürülmesinin koşullarını iyice pişirmiştir. O günlerde "Samanta" diye anılan, bilahare ismi "İmparatore" a evrilen bu vatandaşın ismini vermeyelim.

O dönem Metin Kurt, (darbenin yasakladığı) Amatör Sporcular Derneği'nin kuruluşunda yer almıştı. Trabzonspor kalecisi Şenol ve Beşiktaş kaptanı Mehmet Ekşi bizzat kulüplerinde temsilciliği üstlenmişler, İstanbul il başkanıysa Galatasaray kalecisi Eser olmuştu. Bu isimlerden Mehmet Ekşi 1983'te bir tür kumpasla kaptanı olduğu kulüpten sürgün edildi. Sarı kart cezalısı olduğu halde, FB ile kupa finalinin ikinci ayağında oynatılmış, durumunun ortaya çıkmasıyla Beşiktaş 3-0 hükmen mağlup sayılırken kupa da Fenerbahçe'ye gitmişti. Olayın günah keçisi de Mehmet oldu, halbuki bu durumda teknik direktörü önce uyarması gereken birileri (mesela menajer Süleyman Seba) vardı ve besbelli görevlerini yapmamışlardı.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ