Çocuk Yaşta Kandırılarak PKK'ya Katılan Gençler Kaçmak İsterken Yaşadıklarını Jandarma GNK'nın Videosunda Anlattı

24.11.2020 - 11:06

Aleyna Gülbahar

Onedio Üyesi

Hayat bazen insanı hiç bilmediği yollara sürüklüyor, bu tazecik nefesler de kendini örgütün elinde bulmuşlar...

Kurulduğu 74 yılından bu yana binlerce çocuğu ailesinden ayırıp dağa çıkararak terörist yapan PKK, son yıllarda sayıları giderek azalıyor olsa da hâlâ gencecik beyinleri yıkayıp kendi saflarına katmaya devam ediyor.

Bu videoda da devlete teslim olan çocuklar binbir yalana inanarak girdikleri bu yolda başlarına gelenleri, 'Terörle Mücadele Ekibi'nin uzmanları da PKK'nın oynadığı oyunları bir bir anlatmış herkes bilsin diye.

Biz de herkes duysun, bilsin diye sizlerle paylaşalım istedik...

14-15 yaşlarındayken belediye çalışmalarına katılan çocuklar, paravan gibi kullanılan gençlik merkezlerinde örgütten insanlar tarafından kandırılıyordu.

PKK yandaşı yetişkinler, çevresindeki gençlere bu oluşumu rüya gibi anlatarak onları terörist olmaya özendiriyordu.

Kürt halkının zulüm gördüğü ve özgürlüğünün elinden alındığı yönündeki propagandalara inandırılıyorlardı.

Öte yandan gencecik beyinlerin ailevi ve maddi sorunları fırsat bilinerek onların içerisindeki manevi boşluk, 'Terörizm'le dolduruluyordu. Gittikleri günden itibaren ailelerinden bahsetmek yasaklanırken artık birbirlerinin ailesi oldukları, yeri gelince yoldaşlığın aileden de öte olduğu söyleniyordu.

Örgütü eleştirmek ve sorgulamak infaz nedeniydi.

Aynı zamanda askerin ya da devletin eline düşmek konusunda yalan bilgilerle korkutuluyorlardı. Kamplarda cinsiyet ayırt etmeksizin tüm çocuklara vücutlarının kaldıramayacağı derecede ağır yükler taşıttırılıp 'Siz devrimcisiniz!' diyerek boylarından büyük sorumluluklar yükleniyordu.

Kampa girdikten 5 gün sonra pişman olan bir genç, parti içerisinden olup örgüte adam getiren kişilerin yüklü miktarda para aldığını öğrenmişti.

Bir başka mağdur gençse kamp sınırına gelince onları götüren kişilere para verildiğini görmüştü. Olayın hiçbir şekilde ideolojik yanı olmadığını anladıklarındaysa artık çok geçti.

Örgüt sosyal ortamlarda da yer edinerek faaliyetlerini sürdürüyordu.

PKK'nın 40 senedir var olmasının esas nedeniyse haklı bir dava gütmesi ya da Kürt halkını temsil etmesinden ötürü değildi. İnsan gücünü kullanarak asla eksilmemesiyle alakalıydı. Gençlerin sosyal yoksunlukları kullanılıyor ve sahte bir hayat vadediliyordu.

Yılın yarısından fazlası mağaralarda geçerken görev olmadığı sürece gün yüzüne çıkmak hayal haline geliyordu.

Köyleri basmaları ve erzak getirmeleri bekleniyordu. İstedikleri her şeyin olduğu söylenerek götürüldükleri kamplarda, bırakın her şeyin olmasını hayatta kalmak için domuz eti dahil olmak üzere buldukları her şeyi yemek zorunda kaldıkları oluyordu.

Gençleri toplarken özellikle arayış içerisindeki bireyleri seçiyor, sözde duygusal yakınlık kurarak onları kamplara götürüyorlardı.

Örgütte dini inancın var olması, kendi ideolojilerinin tehlikeye girmesi demekti. İnançlar, Abdullah Öcalan'ın görüşünün önüne geçmemesi gerektiği için dini eylemler tamamıyla yasaklanmıştı.

Neyse ki devletle iş birliği yapan ailelerin de desteğiyle birçok genç bu yanlış yoldan döndürüldü. Başlarda devletten korksalar da ailelerine kavuştuklarında dünyalar verilmişçesine mutlu olmuşlardı.

Bazı çocuklarınsa para yardımı adı altında istismar edildiği ortaya çıkmıştı.

Bir aile çocuklarının peşine düşüp kendi imkânlarıyla çocuklarının götürüldüğü kampı bulmuş, ancak para vermedikleri için çocukları gösterilmemişti. Tatil köyü gibi bir yer bekleyerek giden gençler, en ufak hatalarında hain yaftası yiyerek çok ağır cezalara çarptırılmıştı.

Birçok kız çocuğu, yaşı fark etmeksizin hamile bırakılıyordu.

Kadınların değer gördüğü bir örgütmüş gibi davransalar da en çok intihar vakaları yine kadınlar içerisinde görülüyordu. Hamile kadınlar başka bir kampa götürülüp, doğumdan sonra bebekleri ellerinden alınıyordu. En kötüsü de bu bebeklerin, 'Yenidoğan' ticareti adı altında satılıyor olmasıydı.