Hani bir laf vardır 'kaderin sillesini yemiş' diye, işte tam da öyle bir kadın Dilek Demir...
Hani bir laf vardır 'kaderin sillesini yemiş' diye, işte tam da öyle bir kadın Dilek Demir...
Hâlâ cezaevinde olmasına rağmen pandemi süreci dahilinde izinli olarak dışarı çıktığı dönemde 'Katarsis X-TRA' programına konuk oldu kendisi. Gökhan Çınar, programına katılan diğer birçok kişi gibi Raperin'e de kendini ifade etmesi sorular yöneltti. Tüm bu soruların cevapları karşısında duyarsız kalamadık ve onun hikâyesini hepiniz bilin istedik...
İki erkek kardeşinden sonra doğan Raperin istenmeyen çocuk olmuş. Yine de bir kız çocuğu olarak babası tarafından sevgiyle büyütülmüş. Anne babası ayrı olsa da annesi hayatını tamamen kardeşleri ve ona adamış fedakâr bir kadınmış.
Hayatı Van İzmir arasında git gelli geçerken Kürt olduğu için hemen hemen her yaşında ayrımcılığa maruz kalmış. Vanlı olduğu için konuşmasındaki farklılık hem öğretmenleri hem de arkadaşları tarafında alay konusu olmuş.
O yıllarda Kürt-Türk ayrımcılığı hat safhada olduğu için terörist damgası yememek için ailecek Kürt olduklarını saklamışlar. Evde bile Kürtçe konuşmamış aksine Türk gibi bir hayat sürüp Türkçeyi benimsemişler.
Hayatını olabildiğince normal yaşamaya çalışırken tek tutar dalı müzik hâline gelmiş. Üniversiteyi bitirip öğretmen olduktan sonra Kürt çocuklara ders vermiş ama artık Kürtçeyi akıcı konuşamadığı için onlarla iletişimde sorunlar yaşamış.
Kürt kimliği yüzünden yine terörist damgası yemiş ve baskılar sonucunda akademisyenlikten istifa etmek zorunda kalmış. Hâlbuki müzisyenliği ayrıştırıcı bir boyutta yapmamış, Kürtçe şarkı söylemesine rağmen işi hiçbir zaman siyasi boyuta taşımamış.
Kürtçe şarkı söyleyerek dikkat çektiği için Türkler tarafından, siyasi duruş sergilemediği için de Kürtler tarafından dışlanmış. Her iki kesim de Raperin'i ayrımcılığa maruz bırakmış.
Asla istememesine rağmen bu evlilikten çocuk yaşta hamile kalmış. Ancak günah olduğunu düşünerek bu süreci sonlandıramamış. Sonrasında 19 yaşında kız Berfin'i dünyaya getirmiş.
İlk evliliği bittikten sonra gerçekten sevdiği ve bir yuva kurma hayalleri kurduğu adamla evlenmiş. Ne yazık ki bu adamın ailesi tarafından dul damgası yediği için yine baskı ve birçok hakarete maruz kalmış.
Tam olarak dipte olduğu bu dönemde tüm hayatını karartacak Sarkis Margosyan gerçek adıyla Cüneyt Pala isimli şahısla internet ortamında tanışmış. Pala kendini 9 yıldır bu işi yapan çok iyi bir fotoğrafçı olarak tanıtmış.
Farklı bir yüzü olduğuna ve marka yüzü olabileceğine inandırmış, Raperin ailesi tarafından da onaylanınca Pala'yla irtibata geçmiş. Ancak sadece bu marka yüzü olma teklifinin yetersiz kalacağını anlayan Pala, ona dünya çapında bir müzisyen olabileceği vaatlerinde bulunmuş.
Pala ilk olarak bikinili bir fotoğraf çekimi istemiş ve bu çekim bir sahilde gerçekleşmiş. Raperin'in bu cinayette suç ortağı olarak gözüken Gülşah Şat'tansa çırılçıplak fotoğraflar istemiş. Bunun dışında hep profesyonel bir ekiple yapılmış çekimler.
Pala bu çekimler için sürekli masraflar çıkararak para istemiş. Raperin ve eşi başlarda sorgusuz sualsiz bu paraları ona vermiş ancak sonradan dolandırıcı olduğunu düşünmeye başlamışlar. Bu kadar donanımlı birinin dolandırıcı olduğunu inanmakta zorluk çekmişler.
Raperin 'En fazla bikinili fotoğraflarım var, ne yapabilirsin ki?' dediğindeyse photoshop kullanarak fotoğrafları sosyal medyada yayınlamakla tehdit etmiş. Bu durum karşısında korkarak Pala'yı daha detaylı araştırdığında çocuk yaştaki genç kızları da ağına aldığını öğrenmiş.
Tüm bu durumu eşine anlatmakta güçlük çekerek iyiden iyiye depresyona girmiş. Konservatuardaki derslerine gitmeyi bırakmış, sahneye aldığı konserlere bile çıkamamış. Sürekli alkol alıp uyumuş, eşi bile ayağa kaldıramamış.
Bir tanıdığının polis arkadaşından bu konuda yardım istemiş. Adam yardım edeceğini söyleyince güvenip İstanbul'a geldiklerinde polisin 'Adamı benim evime çağırın, orada paket ederiz.' demesiyle evi görmeye gitmiş. Üzücü ama bu adam da Raperin ve Gülşah'a yanaşmaya çalışmış.
Sonradan Gülşah otele gitmekten vazgeçen Raperin'e, Pala'nın 401 no'lu odada ona tecavüz etmeye çalıştığı mesajını atmış. Yanına bir meyve bıçağı alan Raperin odaya gittiğinde kapıyı Pala açmış.
Arbede çıkınca meyve bıçağını can havliyle adama doğru sallamış. Pala kanlar içinde kalarak yere yığılmış. Adamın numara yaptığını sanmışlar, ancak sonrasında hastaneye kaldırılan Pala'nın ölüm haberi gelmiş. Böylece olay yargı sürecine taşınmış.
Evliliği biten, katil olan bir kadın olarak bir de kızının intihar haberiyle yıkılmış Raperin. Son görüşmelerinde 'Annecim sana bir şey olursa yaşayamam!' diyen kızı, henüz kaç yıl yatacağı belli değilken annesinin 18 yıl ceza aldığı şeklinde yapılan yalan haberleri görünce kendini yüksek bir yerden atarak öldürmüş.
Bunca zorluğun ardından sonunda huzur bulmasını ve hayata daha da güçlü tutunmasını ümit ediyoruz. 🙏
çocuk yaşından bu yaşına kadar yüzünün gülmediğine mi yanarsın, küçücük kızının ölümüne mi ?! hayatlar böyle pislikler yüzünden bitiyor
sabah sabah okuduğum bu haberle yıkıldım ya dipteyim resmen. bugünden hayır gelmez artık. allah belasını versin bu sapık şerefsiz adamların. iyi ki gebermişsin diyemiyorum. ne günahı vardı bu kızcağızın. kafayı yicem bu memlekette 18 yıl ne ya?
Para, mal, mülk, mücevher... Bunların hepsi çalınır sonra ya bulunur ya da lanet olsun der çalışır tekrar yaparsınız çalınmış yılları ne yaparsanız yapın telafi edemezsiniz. Bundan sonra ki süreçte kaderin yüzüne gülmesi dileğimle.