Hepimiz her gün sağlığımızı tehdit edecek alışkanlıklar sergiliyoruz. Sağlığımızı ve kilomuzu kontrol edebilmek için birçok şeye dikkat etmemiz gerekir ki hayat koşuşturmacası içinde sergilediğimiz zararlı alışkanlıkları pek de umursayamıyoruz. Birçok sağlıksız alışkanlıktan bazılarını derledik. Hepsinden vazgeçebilmeniz dileğiyle...
Araştırmalara göre çoğumuz yeteri kadar uyumuyoruz. Zamanla bu, kilo alma, anksiyete, depresyon ve insülin direncine yol açabilir - bu da tip 2 diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastalığını tetikleyebilir. Gece iyi bir uyku, yağ yakıcı hormonların üretimini sağlar, bu nedenle her gün yedi veya sekiz saatlik uyku uyumak önceliğiniz olmalıdır.
Bazen diyet yaparken karbonhidratı kesiyor ya da yalnızca proteinle besleniyoruz. Genellikle tüm besin gruplarını kesen diyetler, sağlıklı, ömür boyu izleyeceğimiz bir beslenme planı değil. Bu planları takip eden kişiler potansiyel olarak tehlikeli beslenme yetersizliklerine yatkın olabilir.
Yemeklerinizin sağlıklı olması kontrollü yemek zorunda olmadığınız anlamına gelmez. Unutmayın, sağlıklı yiyeceklerde bile kalori var! Tabağınızın yarısı sebzelerle doldurulmalı, kalan yarısında ise ana yemeğiniz bulunmalıdır.
Trans yağları yemenin kalp rahatsızlığı, kilo verme ve inme riskini artırabileceğini biliyoruz, bu yüzden sağlıksız yağlardan uzak durmak en iyisi. Ancak tüm yağlar 'yememeniz gerekenler' listesinde bulunmuyor. Keten tohumu, fındık yağı gibi yağlar sağlığını olumlu yönde etkileyebilir. Fakat bu yağların da tüketim limitleri sınırlıdır.
Şefler genellikle yemekleri daha lezzetli hale getirmek için yağ ve tuz ekler ancak hangi yağı kullandıklarını ve ne kadar tuz eklediklerini menüde göstermezler. Kullanılan yağı öğrenerek sebze ve etleri kuru olarak pişirmelerini ve tuz miktarını azaltmalarını rica edebilirsiniz.
En sevdiğiniz düşük kalorili ürünün sodyum miktarını kontrol ettiniz mi? Bir sağlık problemi olmayan çoğu kişi bu içeriğe bakmaz. Günlük ihtiyacımız olan 2,300 mg'lık sodyumdan fazlası yüksek tansiyona, şişmiş bir göbeğe ve diğer sağlık sorunlarına sebebiyet verebilir.
Anlıyoruz, hepimiz meşgulüz ve bir şeylere yetiştirmek için sıklıkla hızlı bir şekilde yemek yiyoruz. Bu şekilde yiyerek midemize doygunluk hissetmesi için zaman vermiyoruz. Öncelikle tabağınızdaki yemeği ikiye ayırın ve öncelikle yarısını yiyip yarım saatlik mola verin. Diğer yarısını yemeye ihtiyacınız kalmayabilir.
Yeterli proteinin tüketilmesi iki nedenden ötürü önemlidir: Protein doyurucudur; bu da sizi aşırı yemekten kurtarır; ve kasları korur. Yeterli miktarda yoğurt, et veya diğer protein kaynağı ürünleri tüketmeyi ihmal etmeyin.
Evet, açık büfe her gün karşılaştığımız bir durum değil genel olarak fakat verilen davetlerdeki çeşitlilik ve retaurantlarda her şeyi içeren menüler bizi biraz zorluyor olabilir. Ekmek, alkol ya da tatlı hepsini değil, birini seçin.
Tabağınıza koyulmuş tüm yemeği bitirmeyin. Her seferinde %80'i kadarını tüketerek de karnınızı doyurabilirsiniz. Arkanızdan ağlamaz. Kalanını bir poşete koyup hayvanlara verebilirsiniz.
İş sırasında yanınızda bulundurduğunuz abur cubur kutusundan bir şekilde kaçınmış olabilirsiniz. Fakat stresinizi kontrol altına alamazsanız kronik olarak yükselmiş kortizol düzeylerine, uyku ve bağışıklık problemlerine, kan şekeri anormalliklerine ve kilo vermeye-almaya sebebiyet verebilirsiniz. Doktorunuzdan birkaç taktik alarak sizin için neyin iyi olduğuna karar verip harekete geçebilirsiniz. Arkadaşlarınızla vakit geçirmek, yoga veya spor yapmak gibi...
Ofis veya mutfak masanızın üzerinde duran yiyecekler sizi ihtiyacınız olmadığı halde onları yemeniz için teşvik edecektir. Masalarınızdaki bu tarz yiyecekleri kaldırın. Onlar yerine buzdolabında kalmak zorunda olmayan birkaç meyve koyabilirsiniz.
Uzun süre boyunca oturursanız, egzersiz yapmazsanız ve çok televizyon izlerseniz de sağlıksız bir bünyeyle karşı karşıya kalacağınız aşikar. Amerikan Nefroloji Derneği Klinik Dergisi'nde yapılan yeni bir çalışma, her saatte bir, 2 dakikalık yürüyüşün çok fazla oturmanın etkilerini telafi edebildiğini bulguladı.
Gece uyurken ışığa maruz kalmak, sadece harika bir gece uykusuna sahip olma ihtimalini engellemekle kalmaz, aynı zamanda American Journal of Epidemiology'de yayınlanan yeni bir araştırmaya göre kilo almanıza da neden olabilir. Zifiri karanlık olan ortamda uyuyan denekler, %21 daha az obez olma eğilimindeler.
Zero Belly Det'de yapılan araştırmalar, yatak odasında bulundurduğumuz elektronik eşyaların hepsinin sağlığımızı tehdit ettiğini gösteriyor. Pediatrik Obezite dergisinde yapılan bir araştırmada, gece boyunca bir televizyon veya bilgisayarın ışığına maruz kalan çocukların, yeterince dinlenmedikleri ve kötü yaşam tarzı alışkanlıklarına sahip olabildikleri tespit edildi. Ayrıca araştırmacılar, bir elektronik cihaza erişimi olabilen öğrencilerin kilolu olma ihtimalinin, yatak odasında cihaz bulunmayan çocuklara göre 1.47 kat daha yüksek olduğu sonucuna ulaştılar.
#10 için başka bi çözüm: tabağınıza az yemek alın ve hepsini yiyin.
'' ALZHEIMERIN SEBEBİ ŞEKER VE EKMEKTİR!! Şeker ve Şekerli Ürün TÜKETMEYİN Her sebzede meyvede şeker var. Günde 1 Porsiyondan Fazla meyve de yeme. MÜMKÜNSE GÜNE YUMURTA-PEYNİR-TEREYAĞI İLE YAPILMIŞ OMLET YİYEREK BAŞLAYIN SİZİ GÜN BOYU TOK TUTAR!!!! 2-Bağırsakta 21 Dakika sonra 1 DİLİM EKMEK = 1 ÇORBA KAŞIĞI ŞEKERE DÖNÜŞÜR asla hamur ve ekmek yemeyin. Kas erimesine karşı ayda bir bir makarna yeter. 3- Günde 8-10 Badem, 5-10 Fındık, Bol Baharatlı yemek, 7-8 gram kırmızı acı biber tüketin ki bağırsağı temizlesin 4-Haftanın en çok iki günü bol yağlı kuzu dana eti.. kırmızı et , bol balık tüketin. 5- Yoğurt, kefir, turşu, salatalarda yemeklerde zeytin yağı tüketin. 6- Günde üç öğün az tuzlu 10 ar zeytin yiyin, Tarçın tüketin, Avakado Tüketin 7- Acılı şalgam için ( Pro- pro biyotiktir)ve ilaçtan daha yaralıdır.) ,Üzüm yapragı yiyin, Üzüm çekirdeğini yiyin. 8- Karpuz kabuğunu yoğurtla cacık yapın yiyin ( Citrolin anti kansorejen ve hücre yeniler:) Hayvansal yağ tüketimi azaldıkça kanser riski arttı!!!
#6 Mg yerine gr yazılmış, düzeltilmeli #15 Ne yapayım telefonu oturma odasına mı bırakayım amk? Çalar saat al demeyin çünkü o seslerle uyanmayı sevmiyorum