Üreten Türkiye Bölüm 1: Cumhuriyetin İlk Rüyalarından Keban Barajı ve Muhteşem Hikayesi

Hep birlikte biraz yakın geçmişe gidiyoruz. Cumhuriyet'in kuruluşundan günümüze hikayesini çok fazla bilmediğimiz, ürettiğimiz ve bundan da muhteşem gurur duymamız gereken hikayeleri 'Üreten Türkiye' başlığı ile sizlerle paylaşacağım. İlk yazım Keban Barajı ile ilgili olacak. Keban Barajı'nın nasıl yapılmaya karar verildiği ve ülkemize olan katkısını hep birlikte inceleyelim.

Keban Barajı, adını artık çok sık duymasak da cumhuriyetin ilk rüyalarından birisi olarak nitelendirilmiş ve doğu bölgelerinde yer alan kurak topraklara tarım potansiyeli kazandırmak ve bundan da öte ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere kurulmak istenen bir barajdan yola çıkılarak yapılmıştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren tarım üretimini arttırmak ve doğudaki sulama imkanlarını geliştirmek üzere bir baraj yapma fikri üzerinde durulmuştur. Ancak ilerleyen yıllar, dünyadaki savaş, ülkenin sermayesinin yetersiz olması nedeniyle bu fikir 1963 yılına kadar ertelenmek durumunda kalmıştır.

Keban Barajı'nı çok değerli kılan bir unsurdan, dönemin siyasi ve ekonomik koşullarından da bahsetmek gerekiyor.

Demirel’in başbakan olduğu, özellikle koalisyon hükümetleri dönemlerinde Türkiye ekonomik krizlere de tanık oldu. 1969-1980 yıllarında yaşanan krizlerde Türk parası art arda devalüe edilmiştir. 1979-1980 yıllarında yaşanan petrol krizi, Türkiye’yi de etkilemiştir. 1960'lı yıllardan itibaren enflasyon çok hızlı yükselirken, pek çok temel tüketim maddesi karaborsaya düşüyor, özellikle benzin, tüp ve temel pek çok gıda maddesi bulunamıyordu.

Ülke nüfusu sadece 1945 ile 1975 yılları arasında iki kattan fazla artmıştır. 19 milyonluk ülkenin nüfusu 40 milyonu geçmiştir.

Bu da iç piyasadaki arzın ve talebin patlama noktasına gelmesine, pek çok ürünün üretilmeyince ithal edilmesine neden olmuştur. Ancak tarım ile kendini geçindirebilen insanların aksine petrol ve elektrik ihtiyacı nedeniyle ülke ciddi derecede borçlanmaya başlamıştır. Bu da ülkede bazı yatırımların acil olarak yapılması gerektiğini iyice hissettirmiştir.

1960'lı yıllardan itibaren 1980'li yıllara kadar ülkenin petrol ve elektrik ithalatı giderek artmıştır. Petrol ülkemizde bulunmadığı ve çıkmadığı için mevcut kaynaklar üzerinden çok parlak bir fikir elde edilmişti.

Arap ülkelerinde petrol vardı ancak sulak arazi yoktu. Biz baraj yaparak hem tarım ekonomisini büyütebilir, hem de içerdeki iş imkanlarını arttırır, ihracat yapar ve elektrik de satabilirdik. Bunun karşılığında da petrol alabilirdik. Kısacası kazan-kazan durumunu uygulayabilecek durumdaydık! Bu da baraj yapılma fikrini alevlendiriyordu!

Yapılan araştırmalar neticesinde Keban'a yapılması kararlaştırılan baraj için 1963 yılında resmi olarak adımlar atılmıştır.

Öncelikle projesi çizilen baraj için daha sonra inşaat ihalesi açılmış ve baraj için teklifler toplanmıştır. 1965 yılına gelindiğinde ise yüklü bir sermaye ihtiyacı ve dönemin başbakanı Süleyman Demirel tarafından temelinin atılması ile proje başlamıştır. Barajın yapımı 11 yıldan fazla sürmüştür.

(Demirel o dönemlerde 1964 yılında AP'nin başına geçmiş ve 1965 seçimlerinde %52'den fazla oy alarak tek başına iktidara gelmiştir.)

Ülke büyük krizlerle boğuşurken iç piyasada dünyada yaşanan petrol krizi ciddi etkili olmuştu. Üstelik ülkenin dışarıya olan bağımlılığı sadece petrolde değil, elektrikte de vardı.

O dönemlerde Türkiye'nin yaşanan kriz nedeniyle dışarıya yaptığı ihracatı arttırma şansı vardı. Tarım üretimini ikiye katlayabilirdi. Doğu bölgelerinde 'deli dalgaları ile ünlü' iki nehri vardı; Fırat ve Dicle. Ancak bunlardan verim alınamıyordu. Tarım yapanlar sadece nehirlerin taşmak üzere olduğu zamanlarda sulama yapabiliyor, bunun için de ilkel yöntemler kullanıyorlardı.

O dönemlerde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Özal daha sonradan aktif siyasete katılacaktı. Daha DPT'nin başında iken Keban Barajı projesine ciddi önem veriyor ve hem ülkenin elektrik ihtiyacı hem de tarım üretiminin katlanması için çalışmalar yapıyordu.

Projesinden hizmete alınışına kadar bir çok hükümet gören Keban Barajı için Elazığ, Tunceli, Erzincan, Malatya ve Sivas'ta binlerce metrekare alan da kamulaştırılmıştır. Barajın maliyetinin bir kısmı Dünya Bankası ve farklı ülkelerden alınan hibe veya kredilerle karşılandı. Borç üzerine borç ile barajın bitirilmesi için yoğun çaba gösterilmiştir.

8 tribünlü olan barajın ilk 4 tribünü 9 Eylül 1974 yılında dönemin Başbakanı merhum Bülent Ecevit tarafından hizmete açıldı. Barajın son 4 tribünü ise 1981 yılında zamanın Başbakanı Sami Bülend Ulusu döneminde faaliyete geçirildi.

Gurur duymamız gereken bu üretim hikayemizdeki asıl önemli detayları şimdi paylaşacağım.

Yöre halkı barajın yapılmasında büyük rol oynamış ve el işçiliği ile olmayan imkanlar dahilinde büyük bir başarıya imza atmışlardır.

1950'lerde Hirfanlı ve Sarıyar barajlarının ardından 'büyük baraj inşaatı' tecrübesi kazanmış olan Türk mühendisliğinin ortaya koyduğu ilk 'dev barajdır'.

Yapıldıktan itibaren 10 yıl içinde kendisini amorti etmiştir. Günümüze kadar gelen süreçte ise ekonomiye yaptığı katkı inanılmaz derecede olmuştur. Kendisini defalarca amorti etmiştir.

Keban yapıldığı dönemde ülke elektrik ihtiyacının yüzde 20'sini tek başına karşılamaya başlamıştır. 

Barajın yapılmasıyla Elazığ'ın batı, kuzey-doğu ve doğu istikametinde 125 kilometre uzunluğunda 675 kilometrekare alana sahip 30 milyar ton kapasiteli dev bir göl oluşmuştur. Baraj bir yandan elektrik enerjisi üretirken bir yandan da göl çevresinde oluşan mesire alanlarıyla bölgede sosyal hayata katkıda bulundu, sağladığı balık avcılığı imkanıyla alternatif bir gelir imkanı sundu.

2010 yılı verilerine göre 8 tribünlü yıllık 6 milyar 200 milyon kilovatsaat enerji üretme kapasitesine sahip olan baraj, 2010'da kapasitesi arttırılarak 7 milyar 950 milyon kilovatsaat elektrik üretmiştir.

1980'lerde tamamen yapımı biten Keban Barajı için dönemin başbakan yardımcısı Turgut Özal'ın verdiği bir röportajdaki rakamlara göz attığımızda sonuç daha net ortaya çıkıyor. O dönem için 9 milyar kilowatt'lık bir üretim yaklaşık 2,2 milyon tonluk petrole denk geliyordu.

Keban Barajı sayesinde Harran Ovası'ndaki buğday üretimi de iki katına çıkmıştır. Sadece elektrik değil, tarım alanında da müthiş katkılar sağlamıştır ve üretimi defalarca katlamayı tek başına başarmıştır.

1974’de hizmete giren Keban Barajı ve Hidroelektrik Santralı, üretime başlamasının 25.yılında, toplamda yaklaşık 148 milyar kWh enerji üretimiyle, ekonomiye 7.5 milyar dolarlık katkı sağlamış, 63 bin 872 hektarlık bir alanın da sulanmasını mümkün kılmıştır.

Bu muhteşem projenin sonunda Harran Ovası'ndan bir görüntü ile sizi başbaşa bırakalım.

Gelecek hafta bir sonraki yazımızda görüşmek üzere!

Bölüm 2 için sizi şöyle alalım;

Üreten Türkiye Bölüm 2: Milli Eğitim Sisteminin Kurulması, John Dewey ve Köy Enstitüleri Fikrinin Ortaya Çıkışı

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
YORUMLAR
26.10.2018

Son 16 senede yola köprüye yapacağımız yatırımları bu tarz üretim ve üretime destek sağlayacak şeylere yapsak et falan ithal etmemize gerek kalmazdı aksine biz dışarı satardık. Gel gör ki hükümetimizin askeri sanayi dışında göze çarpan bir başarısı olmadı. Varsa yoksa özelleştir ve paran değer kaybetsin. Tarihin en noe-liberal hükümeti...

26.10.2018

İşte bende aynısını diyorum. Bu ülkenin geleceği toprakta. Artık kentten köye göçü destekleyecek projelere ihtiyacımız var. Ziraat mühendisleri artık bankada gişe memuru olmasın.

26.10.2018

keban barajı ile harran ovasının ne alakası var acaba? harran ovası urfa tarafında olsa olsa atatürk barajından sulama yapılabilir. keban barajı ise elazığda. arada 500 km var.

26.10.2018

Keban barajı 1974'de açılmıştır, Keban barajıyla birlikte bölgeye bir çok boru hattı ve sulama kanalı da yapılmıştır. Atatürk barajı ise GAP projesi kapsamında 1992 yılında açılmıştır. Arada kalan 18 yılda Harran ovasını Keban beslemiştir. Hatta Atatürk barajının yapılma nedenlerinden biri de, Keban'dan beslenerek büyüyen gelişen Harran ovasının ihtiyacını daha verimli bir şekilde karşılamaktır. Arada 500 km var yeeaa demeden önce bi' araştır güzel kardeşim.

26.10.2018

Cem Seymeni herkese tavsiye ederim.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ