Toni Morrison'un 1988 Pulitzer Edebiyat Ödülü'nü kazanan bu büyük romanın konusu, Amerika'nın iç savaşını izleyen yıllarda Ohio'da geçiyor; köle Sethe'nin ve ailesinin çevresinde dönüyor. Kentucky'de köle olarak bulunduğu bir çiftlikten kaçan Sethe, yakalanacağını anlayınca, beyazların eline geçmemesi için iki yaşındaki kızını öldürmeyi yeğler. Ölen küçük kızın ruhunun evde dolaştığına inanan güzel ve gururlu Sethe, bu olayın etkisinden kendisini kurtaramaz.
Aradan on sekiz yıl geçtikten sonra Sethe'nin evine bir genç kız gelir. Yirmi yaşındaki bu ilginç konuk, nereden geldiğini bilmemekte, çatlak sesiyle bir çocuk gibi konuşmaktadır. Sethe'ye taparcasına bağlı olan genç kız, adının Sevilen olduğunu söylemektedir. Roman, Sethe'nin kölelikten özgürlüğe doğru yaptığı zorlu yolculuğu anlatırken, geri dönüşlerle bu çarpıcı anlatımın içine Sethe'nin geçmişindeki ürkütücü gerçekleri de katar.
Irk ayrımının olanca şiddetiyle hüküm sürdüğü günlerde geçen olaylarda, kör inançlarla, ruhlarla dokunmuş roman örgüsü, yoksulluğun ve özgürlük verirken, bir köle ve bir anne olarak Sethe'nin çektiği acıları çok irkiltici bir biçimde anlatıyor.
Bizde kitap yasaklanması saçma. Zira kitap okumayan bir ülkeyiz.
Kitaplardan korkan bir devlet yok olmalıdır.
Insanoglu zamaninda "Gokten indirildigi" dusunulen kitaplari yasaklayabilseydi; su an Dunya daha yasanabilir bir halde olabilirdi.