Eşe dosta haber vermişsiniz. Koltuğu en ön sıradan seçmişsiniz. Bambaşka bir dünyaya açılan salona girip güzelce yerinize kurulmuşsunuz. Huzurla ve merakla beklediğiniz tiyatro oyununuzu izleyeceksiniz...
Işıklar kararır, bir müzik sesi alttan yükselir. Durduk yere gerilmeye başlarsınız. 'Başımıza bir iş gelmese bari' derken...
Adamın biri dibine girmiş, biraz sonra öldüreceği adam hakkındaki planlarını kulağına fısıldıyor. Üstüne de acı bir kahkaha... 'Nereye geldik lan biz!'
Başlangıçta biraz gerdiysek affola ama In-Yer-Face tiyatrosu sizin hormonlarınızdan ve de beyninizden faydalanarak sizlere bir şey anlatma tiyatrosudur.
Bu akım 60'ların başına kadar dayanan bir mazisi olan bir akım aslında. 90'ların ortasında Britanya'da In-Yer-Face adına bürünmüştür. 'Yüzüne' anlamına gelir ve de yeraltı edebiyatına ait olmasından dolayı bozuk İngilizce ile kullanılır.
Efendim oyun metni ve oyunculuk bir çerçevede birleşiyor. O çerçeve de şiddet ve seks. Her şey gözünüzün önünde cereyan ediyor ve (burayı garanti ediyorum) sizde tiksinme duygusu uyandırıyor.
Kesinlikle tavsiye edilmez efendim. Çünkü bir cinayete de tanık olabilirsiniz bir tecavüze de. Oyunlar ruhsal gelişimini tamamlamış ergin bireylerin izlemesi için uygun genellikle.
Yok yok öyle demeyin bu köklü ve saygın bir akım. Tamam zamanında penisine çivi çakıp tek seferlik oyunlar sergileyen sanatçılar da olmuş ama dediğim gibi olay farklı. Asıl mesele şu ki; size şiddet ve seksi göstererek tiksinme gibi duygularınızı uyandırarak şiddetten uzaklaşmanızı sağlıyor.
Var. Olmaz mı? Çok da kalitelileri var. Tabi saf ögeler içermiyor ancak bu akımın etkisinde kalarak uyarlanmış güzel oyunlar var. Mesela son dönemin göz bebeği, Erdal Beşikçioğlu'nun Genco Erkal'dan sonra bayrağı devralarak oynadığı 'Bir Delinin Hatıra Defteri' çok güzel bir örneği. Belki de bu kadar sevilmesinin sebebi hoşa giden In-Yer-Face ögeleridir.
İstanbul ve Ankara'da oynayan 'Mezarsız Ölüler' oyunu Tatbikat Sahne'nin güzide oyunudur. Yine Erdal & Elvin Beşikçioğlu etkisi var tabii ki.
İstanbul'da yine 'Altıdan sonra tiyatro', 'DOT' gibi özel tiyatrolarla süsleyebiliriz listeyi. Neden hep özel? Dedim ya şiddet, seks falan devlet tiyatroları pek yanaşmadı zamanında. Yeni yeni örnekleri oluşuyor.
Mutlaka izleyin izlettirin. Saf hayvani duygularla, seyircinin içgüdüsel duygularını kullanılarak bir mesaj nasıl veriliyor, bir sanat nasıl icra ediliyor izleyin izlettirin. Peki nerede mi? En iyi örnekleri İstanbul'da olmak üzere (başka yerde olsa şaşardık) Ankara İzmir gibi illerimizde bir kaç ufak araştırma ile iyi özel tiyatroları bulabilirsiniz. Devlet Tiyatroları da akımdan nasibini aldığı için bir iki ufak araştırma ile de bu oyunları çıkaran yönetmenleri takibe alabilirsiniz. (Kopya: İlham Yazar ile Beşikçioğlu ailesi fena işler çıkarıyor son zamanlarda takip edin.)
:) bi siktiriniz gidiniz efendim dedim içimden :D korku filmlerini flnda severim tiyatrosu daha da güzel tabiiki de tiksendirmekte bu duygulardan arındırmakta fln yok öle bişey ;) hatta tam tersi bazılarını müptela bile yapabilir,fikir almaya gelen bile olabilir:D bazı sigara tiryakilerine(exp:ben) de art arda sigara yaktırılarak tiksindirtme çalışması yapılmış ancak uygulama sonradan daha çok sigara içilmesiyle sonlanmıştır :P
bu tur seyler siddetten tiksindirecekmiş falan derken aklıma clockwork orange geldi T_T
Ben Amsterdamda izlemiştim.Gerçekten herşeyden uzaklaştırıyor insanı;Yada tam tersine merak uyandırıyor... :P