Hürriyet gazetesinden İsmail Saymaz'ın haberine göre 7 Ekim günü meydana gelen olayın tek tanığı er Ahmet Kızılcan'ın ifadesinde 20 yaşındaki Kılıç telefonla konuşurken, kendisi de ellerini yıkamak üzere çeşmeye gitti. Dönüşte 'Ah' sesi işitti, Kılıç’ın yerde, miğferin Başçavuş Hancı’nın elinde olduğunu gördü.
“Gökhan yerden kalktı. Başçavuş başlığı bana verdi. Sürekli ‘Yasak olduğunu bilmiyor musun’ diyordu. Bölüğe doğru yürüdük. Gökhan kafasının sol tarafını okşuyor, ‘Başım ağrıyor’ diyordu. ‘Ne oldu?’ diye sordum. ‘Başçavuş telefonla konuştuğumu görünce kompozitle başıma vurdu.' dedi.”
Bölüğe geldiklerinde Kılıç'ın ''başım ağrıyor, kötüyüm'' dediğini aktaran Kızılcan, haber vermek için başçavuş Hancı'nın yanına gittiklerini Hancı'nın ''bir şeyi yoktur. Elini yüzünü yıkasın. Uyusun'' dediğini söyledi.
''O bir şey yapmayınca koşarak bölüğe geldik. Gökhan’ı lavaboya götürdük. Elini, yüzünü yıkadık. Sorulara cevap veremiyordu. Kekeliyordu. Arkadaşın kucağına kafasını koyup o şekilde dururken Osman başçavuş geldi. ‘Ambulansa haber verin’ dedi”
Bursa Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Kılıç’ın beyin kanaması geçirdiği ortaya çıktı. 54 gün komada kalan Kılıç, 29 Kasım’da hayata veda etti. Aynı gün Hancı ‘Ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama’ suçundan tutuklandı.
Hancı ifadesinde “Beni fark edip panikledi. Silahına asılı kompozit başlığını elime almadan, yanından ittirerek sol kulağının üstüne dokundurdum. Kompoziti yerinden çıkarmadan başına doğru sürttüm” dedi.
Hancı’nın birkaç ay önce de iki eri sopayla dövdüğü öğrenildi.
Baba Halis Kılıç, Gökhan'nın düştüğü gerekçesi ile hastaneye kaldırıldığı haberi geldiğini gerçeğin kendilerinden gizlendiğini söyledi.
Haberi alır almaz Bursa'ya giden aile, Kılıç'ın eşi Berna Kılıç'ı arayan askerlerin 'Gökhan düşmedi. İşin peşini bırakmayın. Osman (Hancı) başçavuş daha önce bir arkadaşımızın kolunu kırdı' demeleriyle gerçeği öğrendiler.
Baba Kılıç, ‘adli vaka’ olduğu gerekçesiyle oğluna ‘şehit’ denilmediğini ve mezarlık verilmediğini belirtti. Kılıç, “Ben bayrakla, davulla, zurnayla gönderdim. Ama öldükten sonra ‘Alın cenazenizi, götürün’ dediler. Bu beni çok kırdı. Failin ceza almasını, oğlumun şehitlik mertebesine alınmasını istiyorum” diye konuştu. Eşi Berna Kılıç ise “Hiçbir şeyi acımı hafifletmez. Gökhan’la konuştuğumda bu adamın başka çocukları dövdüğünü anlatıyordu. Bu, o adamın birinci vakası değil. En ağır cezayla cezalandırılsın” dedi.
vatan bocuymuş , kime borcumuz var lan bizim? senin gibi kudurmuş astubay piçlerine mi, kimsiniz lan siz amına koduğumun oğulları? kendinizden zayıfı dövmekten ezmekten başka memlekete ne faydanız var lan siktiğimin keneleri?
Türkiyenin en büyük sorunlarından biri de bu. Üzerine subay, polis üniformasını giyen birisi zamala canavara dönüşüyor. Şimdi o baş çavuşun ve bilimum baş çavuşları sırayla s....k lazım aslında o zaman adam olur şerefsiz kuduz köpekler.
Orduyu bitirmeniz yetmedi, bir de katilleri psikopat tipleri mi doldurdunuz? Allah özellikle anasına sabır versin, şimdi hayatı boyunca 'benimle konuşmasaydı ölmeyecekti' diye düşünecek..