Hükümete yakınlığıyla bilinen Star gazetesi, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, Balyoz Davası’nın temyiz duruşmasına gönderdiği savunmada 17-25 Aralık’ın 'darbe girişimi' olduğunu söylediğini öne sürdü.
Hükümete yakınlığıyla bilinen Star gazetesi, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, Balyoz Davası’nın temyiz duruşmasına gönderdiği savunmada 17-25 Aralık’ın 'darbe girişimi' olduğunu söylediğini öne sürdü.
Star gazetesinde yayınlanan Tuğba Ceylan imzalı haberde, İlker Başbuğ'un Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde Ekim 2015'te görülen Balyoz Davası'nın temyiz duruşmasında yaptığı savunmada eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı'nın kitabından alıntı yaptığı öne sürülerek, şu ifadelere yer verildi:
“Hanefi Avcı son kitabında diyor ki, 17 Aralık’ta başlayan operasyonun yolsuzluğu ortaya çıkarmak değil, darbe olduğunu, rakibini devirmeyi ve iktidarı ele geçirmeyi hedeflediğini, ortada evet bir yolsuzluğun da olabileceğini ancak cemaatin hiçbir zaman yolsuzluğu önlemek ve bu yönde görev alma gibi bir hedefinin olmadığını yazmış.
Ben de katılıyorum Hanefi Avcı’ya. Diyorum ki, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en önemli ve en tehlikeli sorun, cemaatin illegal yapılanmasıdır. Yalnız bu düşünceyi ilk defa bugün dile getirmiyorum. Genelkurmay Başkanlığı dönemimde açıkça bu tehdide işaret ettim, ‘Bugün bize, yarın size’ dedim ama dinlemediler. Her şey, net olarak ortada.”
17 Aralık 2013 sabahı, Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç'in talimatıyla, birçok kişinin gözaltına alındığı büyük bir operasyon başlatıldı.
Gözaltına alınan kişilere, 'rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık' gibi suçlamalarının yöneltildiği operasyonu İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Zekeriya Öz koordine ediyordu.
O dönemdeki İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in de aralarında yer aldığı 89 kişi gözaltına alındı.
Bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan, işadamı Rıza Sarraf ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın da aralarında bulunduğu 26 kişi tutuklandı. Bakan Bayraktar'ın oğlu, işadamı Ağaoğlu ve Fatih Belediye Başkanı Demir'in de aralarında olduğu diğer şüpheliler ise serbest kaldı. Tutuklananlar ayrı ayrı dönemlerde serbest bırakıldı. Rıza Sarraf, Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan 28 Şubat'ta salıverildi.
25 Aralık'ta bu kez başka bir operasyon başladı.
Savcı Muammer Akkaş tarafından yürütülen soruşturmada 96 kişiye yöneltilen suçlamalar arasında 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet' bulunuyordu. Savcı Akkaş, birçok iş adamının da aralarında bulunduğu 41 kişilik gözaltı listesi hazırladı, mahkemeden bazı iş adamlarının malvarlığına el koyma kararı çıkarttı.
Akkaş, Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan için de şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrı evrakı hazırladı. Ancak Emniyet, Savcı'nın talimatlarını yerine getirmedi. 96 şüpheliye yönelik suçlamalar arasında 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet' bulunuyordu. Bilal Erdoğan ifadesini 5 Şubat'ta, soruşturmaya Akkaş'ın yerine atanan yeni savcılara verdi.
Star, Ajanslar
Şu paralel maralel diye konuşuyorlar ya. Hiç izliyor musunuz yandaş medyadaki tartışma programlarını? Tartışma dediysem lafın gelişi. Ekranı da 5'e bölmüşler. 5 tane göt yalayıcı aynı fikirde olan adam paraleldi, ikizkenardı, tanjanttı kosinüstü konuşuyorlar. Ne kadar komik göründüğünüzü bir bilseniz sevgili yandaşlar bi daha ağzınızı açmazdınız
Velev ki darbe olsun. Ortaya dökülen paraların, görüşmelerin ve bu süreçte yapılan bilimum haksız hukuksuzlukların bir izahı veya bahanesi olamaz bu durum. Yani bu ifade "tencere dibin kara seninki benden kara" ile eş anlamlıdır...
Son derece doğru söylemiş. Cemaat, paralel veya her ne derseniz, yolsuzluk önleme amaçlı bir girişimde asla bulunmadı. İlker Başbuğ cemaat tehlikesi var diye söylerken akp de cemaatin yanında olduğundan kulaklarını tıkadı. Son süreçlerdeki en vatansever kesimin başındaydı Başbuğ. Cemaatin menfaatine olan hiç kimseye görev vermemişti zamanında. Diğer hepsi iktidar, para, güç, popülerlik peşindeydi. İşlerine geldiğince çok güzel taraf değiştirdiler. Böylesi bir açıklamayı 17-25 özeti ile verdiniz ya size de ne diyeyim bilemedim. Kaldı ki asıl haberden daha çok yer kaplıyor 'özet'. Akp pis, kaka ve siz de ekip olarak nefret ediyorsunuz anladık ama her şey ölçüsünde güzel.