Alperen’in ölümündeki ihmallerin önüne geçmek ve bu konuda örnek bir kreş olmak istediklerini vurgulayan Sakin, okuldaki faaliyetlerini şöyle aktardı:
'Gün içinde çocuklarımız geldiğinde yoklamalarımızı alırız. Hatta dört, beş kez yoklama alırız. Gelmeyen çocuğumuz olunca ailesini arayıp sebebini öğreniniz. Biliyorsunuz Alperen’de böyle bir şey yapılmadı. Yani Alperen’de yapılmayanı yapıyoruz. Sonra çocuklarımızın temizlikleri, yemekleri kontrol edilir. Uyku saatleri çizelgeye uygun olarak kontrol edilir. Çiğli Belediyesi’nin her mahalleye bir kreş projesi var. Bunlar yapıldıktan sonra bu kreşler marka haline gelecek. İnsan sabah evden çıkarken, bazen işe gitmek istemez. ‘Yine mi işe gideceğim’ sendromu yaşayabilir. Ben işime giderken erkenden uyanıyorum. Ben işime huzurlu ve mutlu geliyorum. Sabah onları karşılıyorum. Bazen dersleri bölüp öğretmenlerimizden özür diliyorum, onlarla sohbet ediyorum, çocuklar benim her şeyim. Ben acı bir deneyim yaşadım, bunun altından kalkmak elbette zor oldu. Alperen’im gitti ama burada Alilerimiz, Ayşelerimiz var. Onlar için bir şeyler yapabilmek güzel bir şey.'
çocuk nasıl unutulur o da ayrı mesele of ya of
Alperen Sakin olayındaki sorumsuzluk aklıma geldikçe benim bile sinirden kan beynime sıçrarken ateşin düştüğü yerde kim bilir hayat nasıldır.
bir umudu yok ettiler.