Bu eşyaların bizimle bir derdi olmalı. En ağır küfürlerimizi fazlasıyla hak ediyorlar...Canımızı yakmayı misyon bellemişlerdir adeta.İsterse dünyanın en güzel müziğini çalsın, çok geçmeden nefret ettiğimiz bir müziğe dönüşür.Koltuğun en olmadık yerlerine gizlenmek gibi bir huyu vardır.Bir de eko yaparak dağılır o ses.Evdeki diğer kişinin başka bir musluğu açması da ayrı bir derttir.Açıp kapamaktan usandık.Kasması, bitmek bilmeyen güncellemeleri, bozulan tuşları...Her ne hikmetse belli bir ömür biçilmişçesine kafayı yemeye başlar.Zaten benzin fiyatları, vergiler almış başını gitmiş.Bunu çöle koy, orada bile ıslak olur.Öyle böyle acıtmıyor hem de.Ata Demirer'in de değindiği gibi; tuvaletteyken tam bir baş belasıdır.Kablosu sürekli dolanır zaten.Bazen çok fena karizma çizdirir.İşimizi rahat rahat görmemize engeldir kendisi.Zamanında kesilmeyen su mevzusu da ayrı bir dert.Ne kadar özenli kullanırsanız kullanın bu sorundan kaçışınız yok.'Kol bozuk' demek bir bahane değildir, gerçekten de bozuktur o kol!
Bazı galeriler alttan aldığın dersi farklı hocadan alma gibi. Bakarken insanın için sıkılıyor.
Ayakkabı sorunu bende oluyordu ama 27 kilo verdim büssürü lira verdiğim ayakkabıyı artık huzurla giyiyorum :D koşuyorum eğleniyorum vurmuyor da :D
Oğlanla PS maç yaparken bu kazanıyo tabi haliyle.... Ben de kol bozuk diyom :D