Saraybosna'nın Romeo&Juliet'i Olarak Nam Salan Bosko ile Admira'nın Savaşın Ortasında Filizlenen Hüzünlü Aşk Hikâyesi

Bosko ve Admira… Onlar Saraybosna’nın Romeo ve Juliet’i olarak biliniyorlar. 

Siz de bilirsiniz, gerçek aşk söz konusuysa ne ayrı memleketlerin çocukları olmanın bir önemi vardır ne ailelerin sözlerinin ne de sahip olunan tüm o farklılıkların. İşte, tam da böyle bir aşk hikâyesinden bahsedeceğiz bugün sizlere. Birbirlerini gördükleri ilk andan itibaren birlikte yaşlanmanın hayalini kuran ama savaş yüzünden solup giden gencecik iki fidandan...

Bosko Sırp, Admira ise Boşna'tı. 1984'teki Kış Olimpiyatlarında tanışmışlardı. Tanıştıkları zaman daha 16 yaşında iki fidandı ikisi de. 9 yıl sonra birlikte hayata veda edeceklerini kim bilebilirdi?

Bosko’nun babası Bosna Savaşı’ndan önce hayatını kaybetmiş, annesi ve kardeşi ise savaş başladığında Saraybosna’yı terk etmek zorunda kalmıştı.

Ama Bosko, Admira’dan ayrılmayı kabul etmediği için annesi ve kardeşiyle birlikte gitmemişti. Bosko da Admira da bu şehri çok seviyordu.

Bosko için kaleme aldığı bir mektupta şöyle yazmıştı Admira: 

'Sevgilim, Saraybosna geceleri dünyadaki en güzel şey olsa gerek. Mecbur kalmadıkça başka bir yerde yaşamam. Bizi hiçbir şey ayıramaz.'

Kuşatma altındaki Saraybosna'da hayatta kalmak günden güne zorlaşıyordu. Bosko'nun evi de bombardımandan nasibini almıştı...

Aşklarına kimse bir şey demiyordu ama Bosko her saldırıdan sonra kendini suçlu hissediyordu. Gelecekleri için sonunda şehri birlikte terk etmeye karar verdiler.

Bosko'yla Admira bulabildikleri tüm parayı şehirden güvenli bir şekilde çıkabilmek için aracılara verdiler. Vrbanja Köprüsü'nden yürüyerek geçeceklerdi ve onlar geçerken de hiçbir şekilde ateş açılmayacaktı...

Sırp ve Boşnak askerlerin güvenli geçiş için söz verdiği söylenmişti.

19 Mayıs 1993 sabahı, Admira annesine bir not yazdı:

'Sevgili Annem, sonunda bugün şehirden ayrılıyoruz. Ne olursa olsun her şey Allah’tan. Bir gün her şey düzelecek, savaş hiç olmamış gibi...'

Admira’nın annesi çok ağlasa da kızının kurtulabileceği umuduyla gitmesine mani olmadı.

Aynı günün akşamında, saat 17:00 sularındayken Bosko ile Admira el ele tutuşarak köprüye doğru yürümeye başladılar. Her iki tarafın askerleri de onları rahatça görebiliyordu.

Bu haberi tüm dünyaya duyuracak olan savaş muhabiri Kurt Schork da onları izleyenler arasındaydı.

Bir süre sonra nereden geldiği belli olmayan tek bir ateşle Bosko vurulup yere düştü. Ve hemen ardından Admira da...

Bosko hiç hareket etmiyordu. Admira ise son gücüyle sürünerek Bosko’nun yanına gelip son kez ona dokunabildi. Saraybosna’nın Romeo ve Juliet’i hayata veda etmişti.

Cansız bedenleri günlerce o soğuk toprakta bekletildi. Zavallı gençlerin cenazeleri ancak bir hafta sonra askerler tarafından oradan alınıp Lukavica'ya defnedilebildi.

Savaştan sonra, 1996 yılında ailelerinin isteğiyle Saraybosna’ya getirilip aynı mezarın içerisine yan yana koyuldular. Ölürken bile birbirlerinin elini bırakamayan bu iki genç aşık sonunda tekrar kavuşmuştu.

Burası hem ilk tanıştıkları kafenin hem de vuruldukları köprünün hemen yakınında bir yerdi...

Onların ölümsüz aşkını tüm dünyaya duyuran Amerikalı muhabir Kurt Schork ise 2000 yılında Sierra Leone’de bir saldırıda hayatını kaybetti. Bosko ve Admira’nın hemen yanı başına defnedildi.

Saraybosna'nın Romeo ve Juliet'i için çok şeyler yazıldı, belgeseller çekildi, şiirler, şarkılar söylendi.

Onlardan bir tanesi şöyle söylüyordu: 

'Aynı Tanrı'ya sahip değillerdi, ama birbirlerine sahiplerdi.'

Diğer Kaynaklar: 1, 2, 3

Popüler İçerikler

Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
Boks Tarihinin En Pahalı Maçı Öncesi Mike Tyson, Jake Paul'a Tokat Attı!
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
YORUMLAR
27.05.2019

Üzdü:(

29.05.2019

İnsanın kocaman bir neden diyesi geliyor abi, neden ? siliahsız iki genci nasıl bir tehtit olarak gördülerde vurdular bunları ?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ