Acaba gerçekten casus muydu? 🤔
Acaba gerçekten casus muydu? 🤔
Ona pek çok isim verildi: dansçı, seks işçisi, casus, hain ama kimse bu harika kadının kim olduğunu gerçekten öğrenemedi. Mata’nın hayat öyküsü, araştırmacıların zihinlerini bugün bile meşgul etmeye devam eden yüzlerce efsaneden oluşuyor.
Adam Zelle ve Antje van der Meulen'in tek kızıydı. Çiftin toplamda 4 çocukları vardı. Genel olarak ailesi oldukça zengindi. Babasının bir şapka dükkanı vardı ve petrol endüstrisine zamanında başarılı yatırımlar yapmıştı.
15 yaşındayken de annesi vefat etti ve ailesi tamamen yıkıldı.
Ancak çok geçmeden bu talihsiz kadının hayatında yeniden çok tatsız bir şey gerçekleşti: Okulun müdürü onunla flört etmeye çalışınca vaftiz babası Margaretha'yı kurumdan aldı ve birkaç ay sonra Margaretha amcasının Lahey'deki evine kaçtı.
Evlenerek özgürleşeceğini düşünen Margaretha da hemen bu adamla iletişime geçti. Birbirleriyle çok az tanıştıktan sonra önemli yaş farkına rağmen evlendiler. Tabii ki birbirlerini gerçekten sevmediler ama evlilikleri ikisi için de olumsuz değildi.
Ancak evlilik büyük bir hayal kırıklığıydı. Eşinin bir metresi vardı.
Bu süreçte Endonezya gelenekleri ve dansları hakkında çok fazla şey öğrenmeye başladı. Kısa bir süre sonra da yerel bir dans grubuna katıldı ve burada bir sahne adı aldı : 'günün gözü' olarak tercüme edilebilecek 'Mata Hari.'
1899'da aile trajik bir olay yaşadı. Oğulları vefat etti. Küçük çocuk bir aile hastalığının tedavisinden kaynaklanan komplikasyonlar nedeniyle hastalandı ama Jeanne hayatta kaldı. Ailenin hikayesi bir hizmetçi tarafından zehirlendikleri yönündeydi fakat diğer kaynaklar bunun bir aile düşmanı olabileceğini iddia etti.
Akabinde kızı da 21 yaşındayken vefat etti. Mata beş parasız Paris'e gitti. 'Lady MacLeod' adını kullanarak sahne aldığı bir sirkte iş buldu ama sonrasında egzotik bir dansçı olarak şöhret aramaya karar verdi.
İsmi dekolteli bir elbiseyle poz verdiği posta pullarında görünmeye başladı. Mata'nın babası kızının hayatıyla ilgili bir kitap bile yazdı ve bu ona çok para kazandırdı. Tabii bu durum Mata'yı da daha da ünlü biri haline getirdi.
Yaşından dolayı fazla kilo almaya başlamıştı çünkü hayatının oldukça geç dönemlerinde dansçı olmuştu. Yüksek rütbeli askerler, politikacılar ve farklı ülkelerden diğer nüfuzlu insanlarla ilişkileri vardı. Onunla birliktelik yaşamak isteyen isimlerin arasında Giacomo Puccini ve Henri de Rothschild vardı.
Tüm parası kart oyunlarına harcanıyordu. Aslında bu durum Mata’nın gerçek tutkusuydu. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birçok şey değişti. Daha öncesinde Mata Hari'nin sanatsal bir insan olduğuna inanılıyordu ama savaş başladığında birçok insan onu tehlikeli baştan çıkarıcı biri olarak görmeye başladılar.
1916'da Rusya Kaptan Maslov ile tanıştı ve ona aşık oldu. Ne yazık ki kısa süre sonra Maslov savaşta bir gözünü kaybetti. Bazı kaynaklara göre bu, Mata'nın hayatının aşkı dediği kişiyi görmek için Fransa adına Almanya'ya karşı casusluk yapmayı kabul ettiği zamana tekabül ediyor. Fransız istihbaratı ona gerekli bilgileri aldığında Masov'u görebileceğini söyledi. Mata'ya da H-21 adı verildi.
1916'nın sonunda Madrid'e gitti ve burada Prens ile tanışmak istedi. Ancak bu, Fransızların Mata Hari'ın çifte ajan olduğu bilgisini verildiği bir andı. İddiaya göre Alman istihbaratı ünlü dansçının uzun süredir Almanya için çalıştığına dair bir mesaj ele geçirmişti.
Her halükarda, 1917'de Mata bir otelde tutuklandı. Almanya için casusluk yapmakla suçlandı ve bu da birçok askerin ölümüne yol açtı. Mata Hari, müfettişlere her zaman Fransa'ya sadık olduğuna yemin etti. Hatta “Bir fahişe olduğumu kabul ediyorum. Casus, asla! Ben her zaman aşk ve zevk için yaşadım.' dedi.
Hayatının son günlerini geçirdiği hücrede avukatı, yetkililere yalan söyleyerek hamile olduğunu söylemesini önerdi fakat Mata bunu yapmadı. İnfazdan sonra Mata Hari’nin cesedi Paris’teki bir anatomi müzesine verildi. Ancak 2000 yılında kalıntılarının kaybolmuş olduğunu ortaya çıktı. İddiaya göre 1954'te müzenin taşınması sırasında kalıntılar ortadan kayboldu.
Tabii bu genç ve güzel kadının hayat hikayesi birçok yönetmen için ilham kaynağı oldu ve bu yüzden de onun hayatıyla ilgili birçok film ve dizi çekildi.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
Farklı bir dilden çevirip mi koyuyorsunuz buraya anlamıyorum. Eğer öyle ise çevirileriniz çok kötü. Cümleler arasında bağlantı yok. Mesela 'Yaşından dolayı fazla kilo almaya başlamıştı çünkü hayatının oldukça geç dönemlerinde dansçı olmuştu.' burada anlatılmak istenen olgun yaşta dansçı olduğu için fazla kilo alması mı? Fazla kilo almak ile olgun yaşta dansa başlamanın ne alakası var? Eğer alakası var ise yazar okuyucuya bundan neden bahsetmedi? Onun dışında 'Küçük çocuk bir aile hastalığının tedavisinden kaynaklanan komplikasyonlar nedeniyle hastalandı ama Jeanne hayatta kaldı.' cümlesinde bahsi geçen Jeanne kimdir? Onedio sana hiç yakıştıramıyorum.