Bazılarında senarist bazlarında oyuncu bazılarında ise yönetmen... Mutlaka izlemeniz gereken en iyi Yılmaz Güney filmlerini sizler için derledik.
İşte Yılmaz Güney filmleri.
Bazılarında senarist bazlarında oyuncu bazılarında ise yönetmen... Mutlaka izlemeniz gereken en iyi Yılmaz Güney filmlerini sizler için derledik.
İşte Yılmaz Güney filmleri.
Sıkı yönetim döneminin en iç acıtıcı dönemlerindeyiz... İmralı Cezaevi'nde yatan beş mahkum, kendilerine verilen bir izin sayesinde bir haftalığına köylerine dönebileceklerdir. Ancak yol uzundur, yol tehlikelidir, yol can alır. Dışarıdaki dünya içeridekinden hiç farklı değildir. Zulüm her yerdedir, bu topraklarda insan olmak hiç kolay değildir.
Anadolu topraklarından çıkmış en gerçekçi, en dokunaklı hikayelerin başını çeken Yol üzerine söylenecek çok fazla şey vardır.
Eski arkadaşlar Cemil ve Azem uzun yıllardır görüşmemişlerdir. Bu süreçte yoksulluktan zenginliğe adım atan Cemil, bolca paraya ve karısıyla birlikte yolunda giden bir hayata sahiptir. Günler bu şekilde geçip giderken eski dostu Azem'in bir anda ortaya çıkması her şeyi değiştirir. Azem'in gelişi, Cemil'in hayatındaki görünmez aksaklıkları ortaya çıkararak hikayedeki herkesi farklı noktalara sürükleyecektir.
Cabbar, karısı, yaşlı anası ve beş çocuğunu, borç harç aldığı ve iki atın çektiği eski fayton ile geçindirme çabasındadır. Yaşamları, gecekondu da büyük bir yoksulluk içinde sürüp gitmektedir ve uçan kuşa borcu vardır.
Tek umudu sürekli aldığı piyango biletleridir. Bir kazada, otomobilin çarptığı atlardan biri ölür. yeni bir at almak için çalmadık kapı bırakmaz, evindeki bir kaç parça eşyayı da, satarak parayı ancak denkleştirdiğinde ise araba ve diğer atı, alacaklıları tarafından satılmıştır...Cabbar, baştan beri define aramak için baskı yapan hamal Hasan’ın zorlamasıyla, nefesi güçlü bir hacının da onayıyla, define aramaya başlar.
Konusunu gerçek yaşanmışlıklardan alan Duvar, 1970’li yılların sonunda Ankara Kapalı Cezaevi’nde başlayan bir isyanı konu alır. Hapishanenin tüm ağır ve kirli işlerini yapan, en kötü hücrelerinde kalan çocuklar koğuşundan çıkar isyan… Dördüncü koğuşun çocukları terk edilmiştirler, hırsızdırlar, katildirler… Ama asıl en başta kadersizdirler… Bu bahtsızlar hücresinde, diriliğini yitirmeyen tek şey umut kırıntılarıdır. Bir gün daha iyi bir hapishanenin parmaklıkları ardına kaçabilmektir.
Köy hayatının ekonomik güçlüklerini odağına alıyor.
Türkiye sinema tarihimizde bir başyapıt olarak literatüre geçen 'Sürü' filminde, feodal sorunlar beyazperde'ye başarılı bir gerçekçilik ile yansıtılıyor. Hamo (Tuncel Kurtiz) geçimleri hayvancılık üzerine kurulu, göçer bir ailenin reisidir. Hamo’nun oğlu Şivan (Tarık Akan), kaderin bir cilvesi olarak, aralarında kan davası olan düşman bir aşiretin kızı Berivan’la (Melike Demirağ) evlidir.
İstanbul’un en ünlü kabadayısı olan Fırat gönlünü güzeller güzeli Çiğdem’e kaptırmıştır. Çiğdem de aynı şekilde Fırat’a aşıktır, ancak aralarında zorlu bir engel vardır. Çiğdem birlikte olmayı tek şartla kabul etmektedir. Ünlü kabadayı bu tehlikeli işi bırakırsa birlikte olabilecektir. Fırat, tehlikeden tehlikeye koştuğu için silahsız yaşamayı kabul edemez. Bir süre ayrı kalan ikili bu ayrılığa dayanamaz, ve Fırat sevdiğinin teklifini kabul eder. Ancak bu durum iki sevgiliyi trajik bir sona sürükleyecektir.
Film, iki vurguncunun hikâyesini anlatır. Kont ve Cesi, çok değerli çalıntı bir mücevhere el koymuştur. Yeraltı dünyasının önde gelen üç ismi Mardoni, Mazhar ve Çorbacı da bu mücevherin peşindedir. Mücevheri kimseye kaptırmamaya kararlı Kont ve Cesi, bu üç mafya babasını da dolandırır. Mardoni, Mazhar ve Çorbacı itibarlarını sarsan bu oyunu hazmedemeyip Kont ve Cesi’ye pusu kurarlar.
Film, bir kaçakçı çetesinin reisi olan Çobanoğlu’nun hikâyesini anlatır. Kaçakçılık yapan Çobanoğlu, yörede efsaneleşmiştir. Ekibiyle birlikte dağlarda hem ölümle hem de yoklukla baş etmeye çalışır. Ramazan Efendi ve Sarı Veli yeni bir iş bahanesiyle Çobanoğlu’nu oyuna getirirler. Bu oyundan kurtulmayı başaran Çobanoğlu, pusuyu kuranların peşine düşer. Ancak başına ödül konan Çobanoğlu’nu köyde zor bir süreç beklemektedir.
Zamanın ünlü kabadayılarından biri olan Osman, bu işi bırakmıştır. Artık zamanında kendisine önemli bir iyilikte bulunmuş Bektaş’ın fedailiğini yapmaktadır. Bektaş kendisine kumar borcunu ödemeyen bir adamı cezalandırmak için kızı Elif’i kaçıracaktır. Bu görevi de fedai Osman gerçekleştirecektir. Osman hedefine odaklı bir şekilde Elif’i kaçırır ancak işler beklendiği gibi gitmeyecektir. Bu son derece sevimli ve masum kızla Osman arasında naif ve hassas bir bağ oluşacaktır. Osman tüm bunların üstüne görevini yerine getirebilecek midir?
Zamanında mutlu bir aileye ve iyi de bir işe sahip olan Memed'in bu mutluluğu acı bir drama dönüşmüştür. Öğretmenlik yaptığı Siirt'in kasabası eşkıyalar tarafından işgal edilir ve yeni evlendiği karısı dağa kaçırılır. Bu ıstıraba dayanamayan karısı zaptedildiği dağda aylar sonra intihar eder. Memed'in artık iyi olmak için hiçbir sebebi kalmamıştır. Mesleğini bırakıp eşkıyaların peşine düşer. Artık dağlarda eşkıya peşindedir ve babasının intikamını almak isteyen varlıklı bir toprak sahibi tarafından kiralanır.
Film, kan davasından kurtulmaya çalışan bir pamuk işçisinin hikâyesini anlatır. Cevher ailesiyle birlikte Çukurova’da pamuk tarlalarında çalışan bir işçidir. Kan davası yüzünden düşmanları peşindedir. Kanlıları, Cevher’in önüne iki seçenek koyarlar: Ya kırk beş gün içinde kan bedelini ödeyecek ya da öldürülecektir.
Filmde, birbirine düşman iki ailenin çocuklarının yaşadıkları aşk hikâyesi anlatılır. Battalgil ve Çavuşoğlu aileleri arasında çok uzun zamandır süren bir kan davası vardır. Battalgiller'den Bekir, Çavuşoğulları'ndan Kasım’ı öldürüp İstanbul’a kaçar. Çavuşoğulları, kanlarını temizlemesi için Murat’ı katilin peşinden gönderir. Murat, İstanbul’da kanlısını ararken Zeynep adında bir fabrikatör kızıyla tanışır. Kısa zamanda birbirlerine âşık olurlar. Ancak Bekir’in bulunmasıyla ortaya çıkan gerçek, iki gencin hayatını altüst edecektir.
İtalyan 'spagetti western'lerinin özelliklerini taşıyan kan davası karşıtı bir deneme. Filmin ana teması pişmanlık üzerine kurulmuş.
Film, ünlü bir kabadayının hikâyesini anlatır. Beş yıllık mahkûmiyetinin ardından ortadan kaybolan Asım Mavzer yurda dönmüştür. Artık kanunsuz işlerden uzak durmaktadır. Eski düşmanları Bilal ve Çino ise intikam almak için Asım’ın peşine düşer. Asım’ın gidişiyle iyice güçlenen Bilal, adamlarını dört bir yana gönderir. Asım’la birlikte yakınlık duyduğu herkes artık hedef hâline gelmiştir.
Film, babası öldürülen Zaza Şeyhmus’un intikamını konu edinir. Şeyhmus, İstanbul’un gece hayatına hâkim bir suçludur. Emniyet müdürü olan babası, ikisinin aynı şehirde barınamayacağını, oğluyla karşı karşıya gelmek istemediğini söyleyerek Şeyhmus’u İstanbul’dan gönderir. Emniyet Müdürü Kemal, İstanbul’daki genelevlere, pavyonlara, kumarhanelere ve uyuşturucu ticaretinin döndüğü mekânlara sürekli baskınlar yapar. Bir süre sonra yaptıkları yüzünden öldürülür. Babasının ölüm haberini gazeteden okuyan Şeyhmus, babasının koyduğu yasağı deler ve İstanbul’a döner. Dönüşü pek çok şeyi değiştirecektir.
Sınırda kaçakçılık yapan Hıdır, ektiği toprak çoraksa ve sürdüğü tarla kumsa yapabileceği tek işi yapmaktadır. Karşı taraftan buraya koyun gibi hayvanları kaçırarak hayatını kazanmaya çalışan Hıdır ve Hıdır'ın köyü, askerin gözünde bir suçludan başka bir şey değildir. Toprak ağalarının gözünde ise kullanılıp kenara atılabilecek bir araçtır sadece Hıdır. Çapraz ateş altında kalan Hıdır, yaşamak için kendi alanını açmaya çalışır. Bunu da temizlediği mayın bölgelerinde yapmaya çalışır.
İsmail karısını sevmektedir fakat içinde bulunduğu çaresizlik sevgiyi giderek öldürmektedir sonunda karısıda kötü yola düşer fakat onu suçlamaz İsmaile göre toplum suçludur.
Ünlü bir kiralık katil olan Bino, pavyon sahipleri tarafından, haraç toplayan çetenin başı Hayati’yi öldürmesi için kiralanır. Karşılığında çok iyi bir ücret alacak Bino göreve başladığında Hayati durumu anlar ve ona kendisini öldürmemesi karşılığında iki katı ücret teklif eder. Bino bu teklifi kabul eder ve Hayati’nin sorunlu olduğu bir adamı öldürmek için de görevlendirilir.
Filmde, köy yaşamının sıkıntıları konuya alınır.Köy ağasının köylülere yaptığı kötülükleri anlatmaktadır. Bu sıkıntılara karşın Yabancı lakabında ki delikanlının verdiği mücadeleyi anlatmaktadır.
Geçmişteki bir olay yüzünden emekli bir eski polisi ve tüm ailesini öldürmek isteyen bir kabadayı ile bu oyunu bozan bir şarapçının hikayesi.
Mustafa Işık bir fabrikada müdür olarak çalışmaktadır. Fabrikanın sahibi kendi fabrikasını soyarak iki veznedarı öldürür suçu da Mustafaya atar. Bütün şahitleri kendine çeker, Mustafa idamla yargılanır çaresizlik içinde kız kardeşini çağırıp, Yusuf Dağcı(Yılmaz Güney) adında bir düşmanı olduğunu, yıllar önce kendine silah çektiğini, fakat tetiği çekiceği yerde silahını cebine koyup 'Mustafa Işık ben seni ölümden en çok korktuğun anda öldürmeye geleceğim' diyerek gittiğini anlatır.
Konu Toroslar'ın Gökdere köyünden Halil (Yılmaz Güney) için geyik avına çıkmak babadan kalan bir tutkudur. Bu aşın tutkusu yüzünden gözü ne dul kalmış anasını görür, ne de nişanlısı Zeynep'i (Pervin Par). Aklı fikri geyik avındadır Halil'in.
Dağda erkek çocuğu gibi yetiştirilen Alicik'in yolu saf ve temiz Yusufçuk'la kesişir. Aralarında başlayan aşk hayata meydan okur nitelikte olur.
Film, Piyade Osman adındaki bir fotoğrafçının hikâyesini anlatır. Bir gazetede muhabir olarak çalışan Zeynep’in işleri kötü gitmektedir. Zeynep, işten atılmamak için durmadan yalan haberler kaleme alır. Haberleri gerçekleştirmek için de arkadaşı Piyade Osman’ı kullanır. Bu yüzden Osman, bir türlü başını beladan kurtaramaz. Zeynep’in yazmayı plânladığı son haber ise başlarına hiç beklemedikleri işler açacaktır.
Olay Kurtuluş Savaşı sırasında geçer. Gaziantep'teki ulusal cephenin kuruluşuyla ilgili savunma belgelerini içeren mektubun Ankara'ya ulaşması, Mustafa Kemal Paşa'nın eline geçmesi gerekmektedir.
Soygun yaparken yakalanmasıyla hayatı değişen bir adamın hikayesi.
Yıllardır Amerika'da yaşayan eski ünlü kabadayılardan Kemal (Cahit Irgat), İstanbul'a döner. Kemal, İstanbul'un ileri gelen kabadayıları ve kumarhane patronları tarafından havaalanında karşılanır. Polis müdürü, bu eski azılı kabadayıyı görüşmek üzere emniyete davet eder. Emniyet yetkilileri kentte huzuru bozmaması, olay çıkarmaması için kulağını bükerler. Oysa Kemal, İstanbul'a yıllardır izin kaybettiği oğlunu bulmak için dönmüştür.
Film, 1970'li yıllardaki sosyal kitle hareketleri, öğrenci olayları ve siyasi çalkantılar ile işçi sorunlarını konu edinen yarı belgesel bir çalışmadır.
Film, çocukluk arkadaşı olan Recep ve Örfi’nin birbirleriyle mücadelesini konu alır. Öfri, küçük yaşta annesine laf uzatan mahalle kahvecisini öldürmüş ve hapse düşmüştür. Bu durum Örfi’nin adının ünlenmesine yol açar. Recep, Örfi’yi kıskanmaktadır. İki arkadaş, sürekli mücadele içerisindedir.
Film, Filiz, Nesrin ve Yasemin’in, Mehmet Silvan sayesinde değişen hayatlarını konu edinir. Mehmet Silvan eskiden gazino işleten biridir. Fakat tövbe ettikten sonra yeni bir hayata başlar. Eski arkadaşı Aslan’ın ricasıyla Şaban Bey’in birkaç tahsilât işini halleder. Şaban Bey kızlarına söz geçiremeyen biridir. Kızları hippilerle arkadaşlık edip sürekli sigara içen, dans eden, müzik dinleyen insanlardır. Şaban Bey, kısa bir geziye çıkarak kızlarını Mehmet Silvan’a emanet eder. Üç kız kardeşin Mehmet Silvan’a alışması zaman alır. Fakat Şaban Bey, döndüğünde kızlarının tamamen değiştiğini görecektir.
Ünlü bir kasa hırsızı olan Yılmaz (Yılmaz Güney), cezasını bitirdikten sonra Kayseri'ye sürgüne gönderilir. Artık emniyete gidip sürekli imza atmaktadır. Eski belalı hayatına tövbe etmiştir. Bu arada Kayserispor antrenörünün kızına aşık olur. Kız da ona karşı boş değildir. Ancak kızı babasından istemeye çekinir. Babasının mutlu olduğu bir anı yakalaması gerekmektedir. Bu da Kayserispor'un şampiyonluk maçının olduğu gündür. Eğer bu maçı alıp şampiyon olurlarsa babasından kızı isteyecektir. Ama umulmadık bir şey olur. Eski kasa hırsızının karanlık arkadaşları Kayseri'ye gelir. Kayseri'de büyük bir fabrikanın kasası soyulacaktır. Arkadaşları, tövbeli kasa hırsızını ikna edemezler. Bir ara sevgilisi olduğunu öğrenip, sevdiği kızı (Nükhet Egeli) kaçırırlar. Yılmaz, mecbur kalır ve kasayı soyarl ar. Bunun karşılığnda sevdiği kıza kavuşacaktır. Kayeri'de şampiyon olmuştur. Kızın bulunduğu araziyi gösterirler. Yılmaz çılgına döner, sevdiği kıza vahşice tecavüz edilmiştir. Sevdiği kız, Yılmaz'ı suçlar ve intihar eder. Yılmaz, polislerin elinde kaçar, çete reisinin (Hayati Hamzaoğlu) peşine düşer, onu düzlük bir arazide bulur ve öldürür. İntikamını alır ve hapse girer. Demir parmaklıkların arkasından sevgilisinin cenazesine bakarken içindeki acısı daha da büyür.
Kovboy Ali, başrollerinde Yılmaz Güney ve Müjgan Ağralı'nın oynadığı yönetmenliğini ise Yılmaz Atadeniz'in yaptığı 1966 yapımı Türk filmidir.
Af kanunundan yararlanan kiralık katilin kiralık bir kadınla geçirdiği dört günün öyküsü.
Çevresinde 'Dağların Kurdu' adıyla anılan Koçero (Yılmaz Güney), fakir köylünün sevdiği bir eşkıyadır. Toprak sahibi zalim ağalardan ve tefecilerden aldığı paraları köylülere dağıtır. Fakir köylünün kanını sömürenlerin daima karşısındadır. Muhtaç köylünün koruyucusu, zalimlerin ise acımasız celladıdır. Seveni olduğu gibi düşmanı da çok olan Koçero, bir ihbar sonucu, dağlarda pusu kuran jandarmaya yakalanıp hapse girer. Koçero'nun hapiste olmasından yararlanan düşmanlarından büyük toprak ağası Beşiro (Muharrem Gürses), eline geçen fırsatı değerlendirir.
Küçük bir toprak üzerinde mutlu mesut yaşayan çiftin huzuru (Kadir Savun-Neriman Köksal), ağanın bu toprağı almak istemesiyle bozulur. Ağa bu aileye baskı yapmaktan çekinmez, tarlalarını mallara çiğnettirir.Ağanın tehditlerini umursamayan genç çift, çok zor durumdadır. Birgün kasabaya uyuz atıyla garip bir yabancı gelir. Hiç konuşmamakta ve sürekli konyak yudumlamaktadır (Yılmaz Güney).Aileyi, ağanın elinden kurtarır ve ailenin çocuğunun (Ercan İnangiray) gözünde kahramanlaşır ve başka kişilere yardım etmek üzere kasabayı terkeder.
Filmde, başkası için kaçırdığı kadına âşık olan bir adamın hikâyesi anlatılır. Sadık Ağa, Rasim Ağa’nın kızı Zeynep’i ister. Ancak Rasim Ağa, kızını vermeyi kabul etmez. Zeynep’e sahip olmak isteyen Sadık Ağa, çareyi onu kaçırmakta bulur. Civarda nam salmış at hırsızı Banuş’dan kızı kaçırmasını ister. Banuş, bir miktar para karşılığı Zeynep’i kaçırır ve Sadık Ağa’ya teslim eder. Sadık Ağa hemen düğün hazırlıklarına başlar. Bu esnada Banuş yaptığından pişman olur. Sadık Ağa’nın çiftliğini basar ve Zeynep’i alıp babasına geri götürür. Bu yaşananlardan sonra Banuş ve Zeynep birbirine âşık olacaktır.
üney illerinde yaşayan bir köylü güzeli (Mine Mutlu), dört yıldan beri yol gözlemektedir. Her sabah kırlara çıkıp, güneş batana kadar bekler durur. Sevdalısı Yadigar (Yılmaz Güney), iş bulmak için İstanbul'a gitmiş, bir daha dönmemiştir. Oysa köyde ki yavuklusunun haber alamadığı Yadigar, İstanbul'da kabadayı olmuştur. Yasadışı işler çeviren şebeke patronlarından haraç toplamaktadır. Yavuklusu Mine, Yadigar'ı aramak için İstanbul'a gider. İstanbul'da Yadigar'ın bir benzeri vardır. Parasının hesabını bilemeyecek kadar zengin bir fabrikatör olan Mustafa (Yılmaz Güney), öldürülme korkusu içindedir. İki kez ölümden kurtulmuştur. İki muhafızı Nihat (Nihat Ziyalan) ve Naci'nin (Naci Erhun) koruması altında olmasına karşılık hayatı tehlikededir.
Kamyon şöförü İlyas, sevgilisi Aysel'le evlilik hazırlığı içindedir. Birgün bir grup serseri Aysel'I kaçırıp tecavüz etmeye kalkışır. İlyas Aysel'I onların elinden kurtarır ama bu olaydan sonra onunla evlenmekten vazgeçerek mafya babası Abbas'ın adamı olarak çalışmaya devam eder.
izlemezseniz de çok bişiy kaybetmezsiniz.. yeşilçamın overrated isimlerinden biri sadece
Bir Kurşuna üç ölü - Allah affeder ben affetmem! :))