1974 yılına kadar keşfedilmeyen bu kabile, dünya üzerindeki en vahşi kabilelerden biri olarak biliniyor. Bu kabilede yaşayanların dünya üzerinde başkalarının olduğuna dair bir fikirleri bile olmadığı düşünülüyor. İnsanları kendilerini korumak amacıyla yerden bir hayli yüksekte ağaç evlerde yaşıyorlar. Dış dünya ile çok az bağlantıları olmasına rağmen, 'beyaz insanların' şeytan tarafından ele geçirildiğine inanıyorlar. Kabile üyelerinin, yaşadıkları bölgeyi korumak için şeytani varlıklar olarak gördüğü beyaz insanları öldürdüğü biliniyor. Genellikle dışarıdan gelenlere barış sağlanana dek pek de hoş davranmıyorlar.
Kabile üyelerinden biri öldüğünde şeytan tarafından ele geçirildiğine inandıkları bedeni törenle yedikleri ileri sürülüyor.
Michael Rochefeller bu kabile ile temasa geçtikten bir süre sonra kaderine yenik düştü. 1961 yılı Kasım ayında Rockefeller ve Hollandalı bir antropolog bölgeye keşfe gittiler. İkili bölgeyi araştırıp, kalıntıları ve eserleri toplarken bir yandan da bölgedeki sanat ve geleneğin belgeselini çekiyorlardı.
17 Kasım 1961 sabahı iki kaşifin kanosu alabora oldu. Bölgedekiler yardım için gittiler ama çok uzun zaman aldı. Amaçsızca saatler boyu sürüklendikten sonra Rockefeller kıyıya yüzebileceğini düşünerek harekete geçti. En son o gün canlı görüldü.
Suya daldıktan sonra başına ne geldiğine dair birçok teori var. Bu teorilerden biri de kabile üyeleri tarafından yakalanıp, yendiği yönünde.
Amk modern dünyada yaşıyoruz diyoruz da... bebeklere çocuklara hayvanlaraa tecavüz edenden tutunda damacanaya hallenen biel var.....
Bu içeriği hazırlayan şahıs,bu kabilelerden daha tehlikeli bence