Türkiye A Milli Futbol Takımı'nda bir problem bitiyor, başka bir problem başlıyor. Ama aslında baktığınız zaman hepsi birbiriyle bağlantılı. EURO 2016 öncesine dayanan bu sorunların perde arkasına gelin beraber bakalım ne olmuş ne bitmiş?
Türkiye A Milli Futbol Takımı'nda bir problem bitiyor, başka bir problem başlıyor. Ama aslında baktığınız zaman hepsi birbiriyle bağlantılı. EURO 2016 öncesine dayanan bu sorunların perde arkasına gelin beraber bakalım ne olmuş ne bitmiş?
Milli takım, Arda Turan'la atağa kalkarken taraftarlar Arda'yı ıslıklamıştı. Arda ise topu bir arkadaşına atıp yapmaması gerekirken taraftarlarla bir diyaloğa girmişti. Bunun üzerine Arda'ya yapılan protesto katlanarak artmıştı. Bu ıslık olayından sonra Arda Turan sosyal medyada da basında da eleştirilerinin hedefi olmuştu.
Milli takımda ne gibi krizler vardı peki?
Fatih Terim'in sinirlenmesi üzerine Arda Turan, 'Biz Barcelona'da Luis Enrique ile taktik konuşuyoruz, ne olacak burada da konuşsak' dedi. Terim'in öfkesinin artması üzerine Arda, 'Artık eski Arda değiliz hocam, büyüdük' dedi. Ardından Tümer Metin 'Sen hocayla nasıl konuşuyorsun. Kendine gel' dedi.
TRT'de bir programa katılan Fatih Terim, 'Arda, Barcelona’da oynuyor olmanın egosunu ve hazzını milli takımda süremez.” dedi. Arda'yla Terim arasındaki gerilim böylece somutluk kazandı.
İzlanda'yı yendiğimiz maç sonrası EURO 2016'ya katılabildik ve TFF Başkanı Yıldırım Demirören, futbolculara verilecek prim miktarını 500 bin Euro olarak açıkladı.
Prim sistemi ise şuydu. İlk 11'de oynayanlara %100, sonradan oyuna girenlere %60, yedek bekleyenlere ise %40 prim verildi. Oyuncuların farklı oranlarda prim alması bundan kaynaklı.
Çünkü kadrosu bizden daha kötü olan ve prim almayan bazı takımlar turnuvada bizden daha başarılı olmuştu. Primler sayesinde halkın önüne yem olarak oyuncular atıldı. 'Milli formayı giymek onurdur, gururdur. Prim de neymiş?' tarzı yorumlar yapıldı.
Futbolcular milli formayı tabii ki beklentisiz giymeli, prim ödenmemeli. Federasyonun parası altyapıyla ilgili yerlere harcanmalı. Doğru söze ne hacet...
Bir yerde bir başarısızlık varsa bunu sadece futbolculara mal etmek biraz acımasızlık olur. Ama bu primler, dikkati futbolculara çekti ve federasyon unutuldu, bu da bir gerçek. Başka bir deyişle federasyon kendisini kurtarmak için futbolcuları öne attı.
Arda Turan, Burak Yılmaz'ın hakkını aramak isteyince de kampta gerginlik yaşandı.
Şansal Büyüka bu sözleriyle üstü kapalı Arda Turan'ı çok sert eleştirdi.
'Milli Takım kampından çok tatsız haberler geldi. Tamamı doğru bu haberlerin. Kadroda hocasına tavır alan oyuncu var. Ve yanına yandaş toplamaya çalışıyor bu oyuncu. Takıma alınmayan, dışarıdan takımı karıştırmaya çalışan birkaç oyuncu var. Fatih Terim devam edecekse, Terim bu takımın yarısını 2018 kadrosuna almayacak.'
Bu arada Şansal Büyüka, TFF Başkanı Yıldırım Demirören'e ait bir gazete olan Milliyet'te yazıyor.
Bu olay kulaktan kulağa yayıldı. Arda Turan da bu olaydan haberdar oldu. Selçuk'la Arda'nın arasının açıldığı söylendi.
Ağustos 2016'da oynadığımız Rusya ve Hırvatistan maçlarının kadrosuna bu futbolcular alınmadı. Terim ise aldığı bu kararla ilgili sorulan sorulara da net cevap vermekten her zaman kaçındı. Ama takım içi bazı karışıklıkların olduğu biliniyordu.
Terim, Kasım ayında oynanan Dünya Kupası Avrupa Elemeleri maçları için bu futbolculara yeniden şans verdi. Arda Turan'ı kadroya alan Terim, düzenlediği basın toplantısında da Emre Belözoğlu ile konuştuktan sonra bu kararı verdiğini ama kararın içine sinmediğini söyledi.
'Kadro dışı kalan futbolcuların dışarıda kalma sebepleri aynı mı?' sorusuna Terim, net olmamakla beraber kadroya almadığı oyuncuların hepsi için ayrı bir sebep olduğunu söylemişti.
Arda Turan, 'Söyle Bilal Meşe, söyle orada mıydın? Bizle miydin de prim mevzusunu yazdın? Biz kimden para istemişiz? Kimden prim istemişiz? Konuş şimdi konuş. Hadi, onlar da burada! Burada soruyorum. Kim yazdırdı bunları sana. Kim söylüyor sana bunları söyle hadi.' diyerek gazeteci Bilal Meşe'nin boğazına sarıldı.
İlgili kısım;
'Ahh şu paranın gözü kör olsun! En iyi dostluklara bile sünger çekebiliyormuş! Yalnız, o ay-yıldızlı formanın parayla-pulla değerinin ölçülemeyeceğini ne çabuk unuttunuz? O formayı giymek için bu ülkede milyonlarca gencin sırada beklediğini, hayal ettiğini biliyor musunuz? Ay-yıldızlı ekip öyle denildiği gibi yıldızların değil, ülkenin takımıdır, hepimizin gururudur, onurudur.'
Bu arada Bilal Meşe de Milliyet yazarı...
Demirkol'a göre Arda, o küfürleri Bilal Meşe'ye değil aslında Demirören ve Terim'e etti.
Terim'in 'Kadroya çağırdım ama içime sinmedi' sözleri muhtemelen Arda'da yer etti. Arda'da son 1 yılda gözlenen olumsuz değişimde de muhtemelen yaşadığı bu olayların etkisi büyüktür.
altın madalyalı milli atlet, ekmek parası için çalıştığı inşaattan düşüp ölürken, yüzlerce yetenekli BESYO mezunu bir umut KPSS'ye hazırlanırken, 20 yaşındaki gencecik insanlar savaşa gönderilip şehit olurken... elle tutulur hiçbir başarı sağlayamayan, bu kadar asalak futbolcuyu medya baş tacı yapar, devlet milyonlarca pirim verirse böyle olur tabiki
bu olayların tek bir suçlusu vardır o da Yıldırım Demirören ! Herkesi birbirine düşüren kendi medyası ve istediği gibi at koşturmasıda cabası... en kısa zamanda defolup gitmen dileğiyle....
İlhan Cavcav, Ali Şen, Haluk Ulusoy, Aziz Yıldırım, Göksel Gümüşdağ, Yıldırım Demirören, Fatih Terim vs neyse, Emre Belözoğlu, Volkan Demirel, Volkan Babacan, Arda Turan vs de onların yavrularıdır. Bu iki nesil kan emicileri, Türk futbolunun ağzına sıçmış iki nesli piyasadan silmeden türk futbolu iflah olmaz. Arda yaptığında hatalı olsa da, bunu futbolculuk zamanında yemediği bok kalmayan, hakemlerin boğazına yapışan, onlara tüküren, hapse girip çıkan Fatih Terime karşı yapıyorsa, ben Arda yüzde yüz suçludur da diyemem. Hepsi aynı bokun laciverdi. Volkan'la Emre Belözoğluna yapılan taraftar tepkisine benzer, ama daha büyük bir tepki verilmezse bunlar ülkenin futbolunun da geleceğinin de içine etmeye devam eder.