Mehmet Zihni Sungur Yazio: 4 Eylül Tarihinin “Dünya Cinsel Sağlık Günü “ Olarak Kutlandığını Kaç Kişi Biliyor?

Dünya Cinsel Sağlık Birliği (WAS), cinsel sağlığın dünya genelinde iyileştirilmesi ve cinsel hakların temel insan haklarından biri olduğunu vurgulamak amacıyla 1978 yılında Roma’da kurulmuştur. Dünya Cinsel Sağlık Birliği (WAS) beş ayrı federasyondan oluşur. Kuzey Amerika, Avrupa, Asya, Afrika, Latin Amerika federasyonları aynı birliğin beş temel üyesidir. Bu beş federasyonun dışında 100’den fazla ulusal ve uluslararası kuruluşlar aynı birliğin üyeleridir. Dünya Cinsel Sağlık Birliği kuruluşundan bu yana farklı ülkelerde 24 uluslararası kongreye ev sahipliği yapmıştır.

Birlik 2010 yılında 4 Eylül tarihini “Dünya Cinsel Sağlık Günü” olarak belirlemiştir.

O tarihten bu yana dünyanın birçok ülkesinde kucaklanan ve kutlanan bu günün önemi ve değeri cinsel sağlık ve cinsel hakların hiçbir ayırım gözetmeksizin herkes için temel insan haklarından biri olarak vurgulanmasından kaynaklanır.

İlk kez 1997 yılında “Cinsel Haklar Bildirgesi” adı altında her bireyin üreme –cinsel sağlık ve cinsel haklarının kişinin bireysel bütünlüğünün değişmez parçaları olduğunu beyan etmiş ve dünyanın her yerinde cinsel sağlık ve cinsel

hakların iyileştirilmesi yönünde önemli çabalar göstermiştir.

Bugün sizlere Avrupa Seksoloji Federasyonu’nun başkanı ve Dünya Cinsel Sağlık Birliği’nin Danışma ve Yürütme Kurulu üyesi olarak her yıl 4 Eylül tarihinde kutlanan Dünya Cinsel Sağlık Günü’nün anlamı ve öneminden söz etmek istedim.

2010 yılından bu yana her yıl farklı temalarla kutlanan Cinsel Sağlık Gününün ilk teması “Gelin cinsellik hakkında rahatlıkla konuşalım” olmuştur. Daha sonra “Farklılıklarla birlikte yaşamayı öğrenmek durumunda olduğumuz bir dünyada herkes için cinsel sağlık”, “Cinsel sağlığı iyileştirmekte cinsel eğitimin önemi”, “İyi olma halinin önemli bir parçası olarak cinsel sağlık ve cinsel haklar” gibi temalarla devam etmiştir. Bu yılki tema “COVID-19 zamanlarında cinsel haz” olarak seçilmiştir. Bu slogan değişik dillere çeviri sırasında yanlış anlaşılmalara ve eleştirilere açık bir ifade

olarak görünmesine rağmen arkasında barındırdığı içerik itibariyle son derece insani bir duyarlılığı yansıtmaktadır. Bu duyarlılık eve kapanılan korona virüs pandemisi zamanlarında temel amacı üreme yanı sıra haz olan cinsel yaşantıların kapalı kapılar ardında gerçekleştirilebilme olasılığı artan cinsel şiddet nedeni ile haz olmaktan çıkıp insan acılarına neden olabilme riskinin artmasıdır.

Başka bir deyişle, bu yılki tema, şiddete maruz kalma riski yüksek olan gruplara cinselliğin bir eziyet olarak dönebilme riskinin vurgulanması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin gündeme getirilmesi ve cinsel kimlik/yönelim farklılıklarına gösterilmesi beklenen saygının yerleştirilmesi gibi konulara duyarlılık oluşturma amacını taşımaktadır.

Karantina, sokağa çıkma yasağı ve evde kalmanın istendiği dönemler virüsün yayılma hızının önünü kesmek amacıyla alınan ve dünyanın hemen tüm ülkelerinde benimsenip uygulanan önlemler olmuştur. Bu kararlar yerinde ve anlaşılır olmakla birlikte bazı bedelleri de beraberinde getirme olasılığı taşır. Bu tür zamanlarda her türlü ev içi şiddet, kadına yönelik şiddet, cinsel yönden kötüye kullanım ve çocuğa yönelik şiddet yönünden riskli zamanlardır.

Bilindiği gibi cinsel sağlık kavramı; cinsellikle ilgili olarak fiziksel, duygusal, sosyal boyutlarda duyarlı ve saygılı bir tutum sergilenmesi yanı sıra cinsel travmaların önlenmesi ve hepsinden önemlisi temel insan haklarından biri olan güvenli ve doyum veren deneyimleri içinde barındırır.

Her türlü baskı, şiddet ve ayrımcılıktan uzak cinsel yaşantıların gerçekleşmesine zemin oluşturmak bu kavramın önemli bir başka ögesidir.

Ne var ki, pandemi ortamı tüm dünyanın henüz halledemediği farklı cinsiyetlere eşit olanakların sunulması ve bazı dezavantajlı grupların daha çok şiddet ve ayrımcılığa maruz kalma olasılığını artıran bir zemin oluşturmaktadır. Bu gruplara psikososyal destek vermek en temel insani sorumluluklardan biridir. Olağandışı zamanlarda, uygunsuz tepkilerin ortaya çıkması beklenen bir durum olduğundan bir yandan şiddete uğrama olasılığının azaltılması doğrultusunda önlemler alınırken diğer yandan da güvenli ve doyumlu cinsel deneyimlerin yaşanmasına olanak veren bir zeminin sağlanması temel insan haklarından biri olmaktadır. Bu temel hakkın günlük yaşama geçirilmesi cinsel sağlık hizmeti veren birey ve kurumlara hatta bölgesel/ulusal/uluslararası örgütlere çeşitli önemli sorumluluklar getirmektedir.

Cinsel yaşam insanın temel yaşam alanlarından birisi olduğuna göre Dünya Cinsel Sağlık Günü’nün medya iletişim araçları ile duyurulması ve kucaklanması çok değerlidir. Ne var ki, muhtemelen yeterince bilinmediği için bu özel gün ülkemizde hak ettiği şekilde anılamamış ve kutlanamamıştır.

Cinsel Sağlık ve cinsel haklar konuları korona günleri gibi kriz dönemleri de dahil olmak üzere günümüzde birer lüks olarak değil insanın iyilik halinin artırılması doğrultusunda saygı duyularak benimsenmesi gereken temel ihtiyaçlar olarak görülmelidir.

2020 yılında Dünya Cinsel Sağlık Gününün temasının “korona zamanlarında cinsel haz” olarak seçilmesinin bir önemli nedeni pandemi gibi kriz dönemlerinde cinselliğin haz olmaktan çıkıp, eziyete dönüşme riskine yönelik toplumsal bir duyarlılık oluşturmaktır.

Dünya Cinsel Sağlık Günü yalnızca 4 Eylül tarihinde değil tüm eylül ayı boyunca dünyanın birçok ülkesinde farklı etkinliklerle kutlanacaktır. Bu kutlamalar yanı sıra erişkinlerin mevcut virüs salgını sırasında güvenli bir cinsellik için mevcut eş ya da partner dışındaki kişilerle paylaşılan cinselliğin tehlikesinin farkındalığı içinde olmaları gerekir. Ayrıca çocuklarıyla çevrimiçi platformlarda karşılaşabilecekleri olası riskler konusunda konuşabilmek büyük önem taşır. Evde daha çok vakit geçirilen günlerde zamanın önemli bir kısmının çevrimiçi aktivitelerle geçirilmesi bir sürpriz olmadığından gençlerimizi ve çocuklarımızı olası tehlikelerden korumak amacıyla onlarla olabildiğince yargısız ve esnek bir tutum içinde iletişim kurabilmek çok değerli ve anlamlı olacaktır.

Ben kendi dileklerimi “Önümüzdeki yıllarda kadınların çocuk üreten yanlarından çok üretici yanları ile anılmaları, iş hayatı ve siyasette daha çok yer almaları, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, güvenli bir cinsellik, farklılıklara saygılı olmak ve cinsel sağlık - cinsel hakların günümüzde birer lüks olarak değil insan onuruna yaraşır birer gereklilik olarak görülmesi” olarak sıralayabilirim. Umarım bu dileklerimin en azından bir kısmı siz değerli okuyucular için de anlamlı olur ve ortak bir çabayla daha şefkatli bir dünya oluşturabiliriz.

Saygılarla

Popüler İçerikler

İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
YORUMLAR
10.09.2020

sivas kongresi yahu

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ