Doğanın, ağaçların, yeşil alanların öneminin herkes farkında. Fakat önüne geçilemeyen bir biçimde doğa tahrip ediliyor. Birçok kişi kendince bu konuya dikkat çekmek için çalışmalar ve projeler yapıyor. ‘Yeşil Alan’ da bu projelerden biri.
Büyük şehirlerimizin durumu malum.
Her gün yeni bir bahaneyle yüzlerce ağaç yok ediliyor.
Bu sebeple yeşil alan tanımı kentlerde hızla değişiyor.
Bundan bir on yıl önce yeşil alan dendiğinde “ormanlar” akla geliyordu.
Günümüzde ise yol kenarlarındaki çimenlikler ya da süslemeler, meydanlara yerleştirilen devasa beton saksıların içine yerleştirilmiş kuş kadar fidanlar, betonarme, havasız bir mahallede ‘demode’ kalmış eski evin bahçesi yeşil alan olarak tanımlanmaya yetiyor.
Artık sokakları güneşten bile mahrum kalmış İstanbul’da, görülen tek bir ağacı bile yeşil alan sayabiliyor zihin.
Yeşil Alan, geçen zamanın getirdiği bunca olumsuzlukları, basit güzellikler ile göstermek isteyen bir proje.
Proje, yalın ve ironik minik bir eleştiriden ibaret aslında.
Bir stencil ve yeşil sprey boyayla, bu beton yığınının arasından kendi kendine yetişmeye çalışan son bitkilere ‘Yeşil Alan’ yazarak instagram hesaplarında paylaşıyorlar.
Yani sokak sanatına yakışır bir protestlikle, kalan son yeşil alanları belgeliyorlar.
Siz de günlük hayatta gördüğünüz 'Yeşil Alan'ları fotoğraflayarak bu projeye dikkat çekebilirsiniz :)
yahu bu ükede 3.5 miyar fidan dikip ağaç diktiğini iddia eden bir hükümet var ayrıca 3.5 milyar fidan diktiği de bir iddia velhasıl şu an herkes bir zamanlar gecekondu denilen bahçeli evlere bile hasret hele büyük şehirde yaşayanlar evinin yanında bir park olsun yeter konumun.
yahu bu ükede 3.5 miyar fidan dikip ağaç diktiğini iddia eden bir hükümet var ayrıca 3.5 milyar fidan diktiği de bir iddia velhasıl şu an herkes bir zamanlar gecekondu denilen bahçeli evlere bile hasret hele büyük şehirde yaşayanlar evinin yanında bir park olsun yeter konumun.
Doğa intikamını mutlaka alır; senden olmazsa torunundan..
Farkındalıga sahip,koyun gibi olmayan Ses cıkaran duyarlı insanlara bayılıyorum ya.