Bir otoyolda ilerlerken hiçbir sebep yokken yaşanan trafik sıkışıklığını görüp ufak bir sinir krizi geçirdiniz mi? Trafik dedektifi Demircan Ateş hem bu durumun sebebini hem de çözümünü anlatmaya geldi.
Bir otoyolda ilerlerken hiçbir sebep yokken yaşanan trafik sıkışıklığını görüp ufak bir sinir krizi geçirdiniz mi? Trafik dedektifi Demircan Ateş hem bu durumun sebebini hem de çözümünü anlatmaya geldi.
Hatta otomobil kullanan bir İstanbullu, 2017'de 6,5 gününü trafikte bekleyerek geçirmişti. Bu süreyle dünyada trafiğinin en yoğun olduğu Moskova'nın ardından ikinci sırada yer aldı.
Bu sadece İstanbul'da değil dünyanın tüm noktalarında karşımızda. Kalabalığın trafikle bir ilgisi yok, bana güvenin. Anlatacaklarım zihninizde yepyeni bir kapı açacak.
Haliyle ışık yeşile dönüş yaptı, birinci araç hareket etti. Ardından ikincisi, üçüncüsü derken siz dördüncü araç olarak ışık kırmızıya dönmeden geçemediniz.
Burada sizin yetişememe sebebiniz ışık süresiyle ilgili değil, sürücülerin bir önünde yer alan otomobile göre hareket etmeleri. Kimse ışık yeşile dönüş yaptığında aynı anda hareketine başlamıyor. Özünde kusurlu birer insan olduğumuz için belki de başlayamıyor.
Böylece her otomobil birer saniye ekleyerek bu bekleme sürecini tamamlıyor. Sıra size geldiğinde ışık kıpkırmızı oluyor. Temelde dikkatimizin dağınıklığı ve tepki süremizin yüksekliğiyle ilgili bir mevzu bu.
Böyle anlatınca biraz karmaşık gelmiş olabilir, biraz daha yaygın bir durumla devam edeyim.
Ve işe de yarar.
Fakat otoyollarda da trafik sıkışır, hem de hiçbir sebep yokken. Biz yolun ortasında bir kaza olduğunu düşünürüz fakat bir anda sıkışan trafik birkaç kilometre sonra olağan hale döner. Bu durum 'hayali kavşaklar teorisi' olarak açıklanıyor.
Büyük ihtimalle ikinci seçenek gerçekleşiyor. Neyse.
Siz biraz yavaşlıyorsunuz, tam arkanızdaki otomobil sizden biraz daha fazla yavaşlıyor ve onun ardındaki de, yavaşlama zinciri gittikçe büyüyor ve bir noktada bu zincirin en sonundaki araç tamamen duruyor. Görselleştirmeye bir de bu bilgiyle bakın. ☝️
Hele ki benzer bir sorunun on kilometrelik bir otoyolda birden fazla sefer yaşandığını düşününce trafik sıkışıklığı bir anda kalıcı hale geliyor.
Ve tüm bunların en büyük sebebi kazalar ya da yol çalışmaları değil, dikkat edilmeyen takip mesafesi.
Bunun yanında bir de trafikteki sabit hareketin doğaya olan faydasından bahsedeyim. Yapılan araştırmalar takip mesafesini korumayarak yaratılan hayali kavşakların emisyonları artırdığını gösteriyor, yani hem kendi güvenliğinizi, zamanınızı hem de dünyayı tehlike altına atıyorsunuz.
Suç sizde değil sadece, hep birlikte atıyoruz.
Yapay zekanın kendine söylenen dışında bir şey yapma niyeti yok. Umuyoruz ki bir an önce daha güvenli hale gelecek otonom araçların bizlere nasıl bir dünya vadettiğini deneyimleyebiliriz ve artan nüfusa rağmen gideceğimiz yerlere hiçbir trafik karmaşası olmadan ulaşabiliriz.
Neden olmasın?
Türkiye'de trafik sorununun ilk nedeni hayatında eşeğe binmemiş görgüsüz, cahil bireyin bir şekilde eline para geçince hemen otomobil alması ve cehaletini, ezikliğini, çaresizliğini, hayata karşı nefretini direksiyon başında trafik ile masturbasyon yaparak gidermeye çalışmasıdır. ikinci neden de ilk nedende tarifi yapılmış bireyin "ben köyümde adam yerine konmazdım ama bak altımda WV var, Audi var, Honda var" deme şımarıklığıdır.
Yeterli takip mesafesi demek önünüze her aracın girmesi demek. 40/120 kms arasında hız ile gidilmesi mecbur olan otoyollarda orta şeritten 60 ile giden adam da var, 120 ile giden de.. Sol şeritten hiç bahsetmeyeyim sol şerit normalde sollama yapmak içindir devamlı seyir yapmak yasaktır. Fakat bizde sol şerit gaz pedalını kökleyebildiğin kadar kökle şerididir. Bir de takip mesafesi demek makaslı giden kendini süper şöför zanneden gerizekalının önüne girmesine izin vermek demek. Hoş sen tampon tampona gitsen de adam oraya girmeye çalışıyor orası da ayrı konu...
turkiye de takip mesafesi ile yol alirsan onune illaki bir arac girer en kotu o bosluktan makas atmaya kalkar