Henüz 15 Yaşında İngiltere Tahtına Çıkıp Yalnızca 9 Günlüğüne Hüküm Süren ve Sonu İdam Sehpasında Biten Kraliçe: Jane Grey

Güç ve iktidar hırsı kime iyi gelmiş ki bugüne kadar...

Taht kavgaları, kendi tarihimizi de hesaba katarsak epey aşina olduğumuz bir konu. Güç ve ihtişam uğruna, dünyanın dört bir köşesinde kardeşin kardeşe düşmanlık beslediği, kanın su gibi aktığı dönemlerden geçildi.

Bu iktidar savaşında İngiltere tahtı varislerinin de oldukça ürkütücü bir geçmişe sahip olduğu malumunuz. Bu mücadeleye atılanların pek çoğu, bile isteye ve ucunda ölüm olduğunun da farkında olarak girişmişse de içlerinde tamamen masum olanlar da yok değildi.

Bunlardan biri de başkalarının piyon niyetine seçtiği, istemediği bir güçle kutsanıp ne olduğunu anlama fırsatını bile bulamadan kellesi uçurulan 15 yaşındaki Jane Grey idi. Yani namı diğer "dokuz günlük kraliçe".

Peki, onu ölüme sürükleyen bu acı taht macerası nasıl başladı?

VIII. Henry’den boşalan tahtı devralan Kral VI. Edward, İngiltere’nin başına geçtiğinde henüz 9 yaşında bir çocuktu.

images.squarespace-cdn.com

O yaştaki bir çocuğun koskoca ülkeyi sorunsuz yönetmesini elbette kimse beklemiyordu. Bilirsiniz, bu işler için her zaman gönüllü olan birileri vardır.

Göreve talip olan ve kralın yerine onun işlerini üstlenen John Dudley, ülkenin en güçlü şahsiyeti oluvermişti. Northumberland Dükü John Dudley, 'çocuk kral'ı elinde tutsa bile yapabilecekleri bir yerde sınırlanıyordu. Bu sorunu ortadan kaldırmanın tek yolu, kralla akrabalık ilişkisi kurmaktı. Peki, bu iş için en uygun aday kimdi? Evveet, doğru tahmin... Bahtsızlar bahtsızı Leydi Jane Grey!

Suffolk Dükü Henry Grey’in asaleti ve güzelliği dillere destan olan kızı Jane Grey, VI. Edward’ın kuzeniydi. Mükemmel yetiştirilmiş bir genç kız olan Jane, daha bu yaşında inanılmaz bir bilgi birikimiyle göz dolduruyordu.

Latince, Yunanca ve İbraniceyi biliyor; Fransızca ve İtalyancayı da ana dili gibi konuşuyordu. Kraliçelik için bulunmaz bir nimet gözüyle bakılan Jane, 1553’te Northumberland Dükü’nün oğlu Guilford Dudley ile evlendirildi. 

Bu evlilikle birlikte Northumberland Dükü ve Suffolk Dükü Jane'in taht yolunu açmak için kolları sıvadı. Normalde Edward'dan sonra tahtta hak sahibi olan kişi kız kardeşi Mary idi, gelin görün ki Protestan olan Edward, Katolik kız kardeşine tahtını bırakma niyetinde değildi.

VI. Edward, ölmesine az bir süre kala yazdırdığı vasiyet ile Prenses Mary’nin taht üzerindeki haklarını elinden aldı ve yerine de beşinci sıradaki Jane geçti.

Aslında Jane’in kraliçe olup tahta çıkmak gibi arzuları yoktu, aksine babasının ve kayınpederinin onun için yaptığı bu planları duyduğunda kendini yerlere atarak ağlamaya başlamıştı. Bu ağlamaların bir faydası olmadı ve Edward’ın ölümünün ardından kendini kraliçe olarak buluverdi.

Jane'in kocası Guilford, kral olmayı iple çekiyor; bunun için Jane'e baskı yapıyordu. Ancak çiçeği burnunda kraliçe, hakkı olmayan bir unvanı ona vermeye niyetli değildi, o yüzden Guilford'un isteğini geri çevirdi.

Elbette sıkıntılar bununla bitmiyordu. Prenses Mary, hakkı olan tahtı ele geçirmek için kolları sıvamıştı. Jane her ne kadar kayıt üstünde ideal kraliçe olarak görünse de halk Mary’i destekliyordu.

Dudley ailesinin sahip olduğu kötü şöhretin de bunda büyük payı vardı. Güç ve ihtişam peşinde koşan insanların elinde oyuncak edilen Jane, yalnızca dokuz günlüğüne kraliçe olabildi. Mary, Jane’i tahttan indirerek yerine kendisi geçti ve genç kızı Londra Kulesi’ne kapattırdı.

Mary’nin niyeti kuzeni Jane’i idam ettirmek değildi, yine de yeni bir isyanın çıkmasını göze alamıyordu. Jane’in babasının yeni kraliçeye karşı ayaklanması da maalesef Jane’in sonunu getirdi.

Kocası Guilford ile birlikte 12 Şubat 1554 tarihinde idam edilen Jane, gözleri bağlı haldeyken büyük bir cesaretle celladının karşısına dikilmişti. Ancak başını koyması gerektiği kütüğün yerini bulamayınca bir an paniğe kapıldı. Dudaklarından dökülen “Tanrım, ruhumu ellerine teslim ediyorum.” cümlesinin ardından başı kesilerek idam edildi genç kız. 

Gencecik yaşında başkalarının hırsına kurban giden Jane’in hikayesi, İngiltere tarihinin en hazin ve en acıklı hikayelerinden biri olarak hafızalara kazındı. Kendi istemediği bir kaderi yaşamaya mahkum edilen genç bir kız, 16 yaşının güzelliklerini bile göremeden bu dünyadan ayrıldı.

Popüler İçerikler

Yarışmaya Katıldıktan Sonra Başından Vurulan Mutlu Kaya'nın "Başardım" Paylaşımı Duygulandırdı!
Fenerbahçe Genel Sekreteri Burak Kızılhan'ın Açıklamaları Gündem Oldu: ''Sponsorlarımız Yasal ve Helal''
CHP'li Belediye Başkanı Burcu Köksal Canlı Yayında Atatürk İlkelerini Sayamadı
YORUMLAR
29.11.2020

Anasının adı Cersei ise, olabilir

29.11.2020

Madem istemiyordu zaten kraliçe olmak sal gitsin tahtı neden vermemişki?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ