Financial Times'ın internet sitesindeki haberde, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'ın, Türkiye ile üyelik müzakereleri konusunda Kıbrıs'ın taleplerine destek verdiği belirtildi.
Gazeteye sızan, bugün başlayacak ve iki gün sürecek AB zirvesinin mevcut taslak metninde, birlik üyesi ülkeler Ankara'nın talebinin aksine Türkiye'ye, üyelik müzakerelerinde beş faslın daha açılması sözü vermiyor.
Financial Times'ın Brüksel'den bildiren muhabiri Duncan Robinson, AB liderlerinin metinde bunun yerine, 'mümkün olan en kısa sürede de yeni başlıkların açılması kararına hazırlanmaktan' söz ettiklerini bildirdi.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis daha önce, taleplerinin yerine getirilmemesi halinde anlaşmayı veto etme tehdidinde bulunmuştu.
Rum yönetimi, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımaması ve limanları ile havaalanlarını Kıbrıs bandıralı gemilere ve uçaklara açmaması gerekçesiyle, Türkiye ile beş müzakere başlığını dondurmuştu.
Yine Financial Times'ın iç sayfalarındaki bir haberde de esasında AB ile Türkiye arasında varılan prensip anlaşmasının uygulanmasının da zorluklarla dolu bir süreç olduğu belirtiliyor.
Gazetenin Brüksel'deki muhabirleri Alex Parker ve Duncan Robinson'a göre en büyük zorluklardan biri de, AB'nin en zayıf devletlerinden Yunanistan'tan, anlaşmanın yerine getirilmesi için önemli bir rol oynamasının istenmesi.
Financial Times, anlaşma ile ilgili zorlukları beş başlık altında toplamış. Gazeteye göre bu zorluklar şöyle:
Yasal sorunların da giderilmesi ile anlaşmaya zemin hazırlanması
Yunanistan'da sığınmacılar yönelik işlevsel yeni bir sistem kurulması
Yetkililerle işbirliği yapmayan göçmenlerin yönetimi
Türkiye'de de sığınmacılara yönelik yeni bir sistem oluşturulması
Mültecilere, Avrupa'ya gidişleri için yasal bir yol açılması
Öte yandan İngiliz Guardian gazetesi ise AB liderlerinin prensip anlaşmasında değiştirdikleri hükümlerden birinin de, Avrupa ülkelerinde yaşamalarına izin verilecek Suriyeli mültecilerin sayısı olduğunu yazdı.
Prensip anlaşmasının temel maddesi, Türkiye kıyılarından yola çıkıp Yunan adalarına ulaşan Suriyeli mülteciler dahil tüm göçmenlerin Türkiye'ye geri gönderilmesi. Bunun karşılığında AB ise Türkiye'ye gönderilen her bir Suriyeli karşılığında Türkiye'den bir mülteci alacak.
Guardian'daki Brüksel muhabiri Jennifer Rankin ve Rowena Mason imzalı habere bakılırsa, AB üyesi ülkelere alınacak Suriyelilerin sayısı 72 bin ile sınırlandırılacak.
Bu kişilerin 18 bini AB üyelerinin geçen yıl vardıkları anlaşma uyarınca gönüllülük esasına göre ülkeler arasında paylaştırılacak.
Kalan 54 bin kişi ile ilgili mevzuat için ise AB yasalarında değişiklik yapılması gerekecek.
Bu arada bugünkü İngiliz gazetelerinden Times ve Daily Telegraph'da da konuya ilişkin haberler ve yorumlar var.
Almanya Başbakanı Angela Merkel dün yaptığı açıklamada Türkiye'nin AB üyeliğinin şu anda gündemde olmadığını söylemişti.
Times bu açıklamayı, 'Merkel söz veriyor: Türkiye'ye AB'de yer yok' başlığı ile vermiş.
Gazeteye göre Türkiye'nin üyelik müzakerelerinde kayırılmayacağı sözü veren Merkel böylece, kendisini insan haklarına yönelik kaygıları gözardı etmekle suçlayan kesimlere güvence vermeye çalıştı.
1977-1979 yılları arasında İngiltere Dışişleri Bakanı olan David Owen ise Daily Telegraph'daki yazısında AB'nin Türkiye ile vardığı prensip anlaşması ile ilgili olarak 'tehlike dolu' yorumunu yapmış.
David Owen bu görüşüne gerekçe olarak, Türkiye'nin üyelik sürecinin hızlandırılmasının, İngiltere'ye göçün de artacağı anlamına gelmesini göstermiş.
lozana laf edenleri en son olarak AB kandırdı :) aslında avrupadan alınacak birşey yok.kaliteli eğitim , barış ve özgür düşünceyle daha iyisini başarabiliriz.