Köylüler ve şehirliler, zenginler ve fakirler, gençlerin hayalleri ve yaşlıların gelenekleri... Tüm zıt dünyaları çarpıştırarak karşımıza zengin erkek - fakir kız kalıbında bir senaryoyla çıkan Yaşam Şarkısı dizisi başladı. Başarılı oyuncuları ve derin karakterleriyle o kadar akıcı ilerliyor ki, klişe senaryosuna rağmen izlemekten kendinizi alamayacaksınız!
Türk televizyon tarihinin en eğlenceli kötü karakterleri bu dizide!
Hülya ve ablası Melek, fakir, köylü bir ailenin çocuklarıdır. Yoksulluk içinde ezilerek büyümüşlerdir. Hülya bu durumdan nefret eder, intikam hırsıyla dolar.
Çok hırslıdır. Korkusuzdur, vahşidir. Yürek yemiş gibidir, bacak kadar boyuyla yılan bile öldürür. Fakat tüm bunlara rağmen çok da sevimlidir!
Kerim'in babası ve Hülya'nın babası aynı köyden çok iyi eski dosttur. Lakin Kerim'in babası genç yaşta zengin olup köyü terk etmiştir.
Kerim'in babasının altın madeni vardır. Evet, yanlış duymadınız: altın madeni! Aşırı zenginlerdir anlayacağınız. Kerim de çıtkırıldım, narin bir şehir çocuğudur. Hülya'nın yılanla dans ettiği sahneden hemen sonra, Kerim'in köpekten kaçışını görürüz.
'ADIN NE SENİN LAN?!'
O gün Hülya, Kerim ile evlenmeyi kafaya koymuştur.
Bir yemin eder; 'Görüceksin, seninle ben evlenicem' der Kerim'in arkasından.
Hülya büyümüştür, serpilmiştir; fıstık gibi bir genç kadın olmuştur. Şirretliğinden ve lanetliğinden ise hiçbir şey kaybetmemiştir. Köyden çıkmış, üniversite okumuştur.
Hülya, o kadar iyi bir kötü karakter ki; aynı anda nasıl hem bu kadar şeytan, hem de bu kadar sevimli olabildiğine şaşıracaksınız.
Almanya'da üniversite okumaktadır. Akademide çalışmalarına devam etmek ister fakat babası, eski dostunun kızı olan Melek ile evlenmesini emreder.
Töreye, örfe, verilen söze karşı gelmek öyle kolay değildir.
Kerim, babasının sözüne karşı gelemez ve Melek ile evlenmeye mecburen razı olur.
Çünkü Kerim Hülya'nın olacaktır! Hedefine giden yolda herkesi ezip geçebilecek kadar hırslı olan Hülya; gerçekten ablasını da ezip geçer. Ablasına iftira atar ve Kerim'in ailesi 'madem Melek'i değil, Hülya'yı alalım' derler.
Hülya istediğine kavuşur. Ablasından ise hafif bir dayakla kurtulur.
Hülya 'beni kim sevmez ki? Zamanla sevdiririm ben kendimi' diye düşünür fakat düğünden sonra Kerim'in Almanya'ya kaçtığını fark eder. Gerdek gecesinde tek başına kalan Hülya yeni bir intikam yemini daha edecektir:
'Bana bu yaptığını hayatın boyunca ödeyeceksin...'
'Aile, saadet, torun' gibi anahtar kelimelerle kadıncağızın kanına girer.
Hülya'nın eltisi, yani Kerim'in abisinin eşi, çok kurnaz ve akıllı bir kadındır. Hülya ve Kerim'in evliliklerinin düzmece olduğunun farkındadır ve sürekli bununla alakalı ulu orta laf sokar Hülya'ya.
Bu elit ortamdaki elti çekişmesinin diziye kattığı tat paha biçilemez!
Böylece Türk televizyonları yepyeni bir diziye daha kavuşmuş olur.
Şirret kadın karakteri Hülya ise Firdevs Yöroğlu, kötü gelin Ferhunde ve benzerlerini şimdiden geride bırakacak gibi duruyor.
Üstelik Hülya'nın daha neler neler yapabileceğini bilmiyoruz bile!
Bu bebeğe Hülya'nın ablası Melek bakıyor. Fakat halen gizemi çözülebilmiş değil. Aklınızın bir köşesinde tutmanızda fayda var.
Her bölümü bir diğerinden daha heyecanlı olacak bu dizimizin yeni bölümlerini heyecanla bekliyoruz!
valla bende bayılıyorum bu diziye her bölümü heyecanla bekliyorum ancak meleğin ablası kimden hamileydi acaba... bir de kerim'in abisiyle ne çabuk aşık oldular yav..
meleğin baktığı bebek hülyanın
Güllerin savaşından sonra kendime yeni dizi buldum ..:)