Fakat Osmanlı'nın iktisadî bakış açısı ve toplumsal yapı, girişimci zengin sınıfların ortaya çıkışını engellemişti. Dolayısıyla devlet eliyle yapılmak zorunda kalınan ilk sanayi teşebbüsleri pek randıman sağlayamadı. Avrupa'daki ilerlemelere yetişmekte zorlanan devlet, alınan dış borçları yatırım ve kazanca çevirmekte başarılı olamadı.
Netice itibarıyla yatırımlarla değerlendirilemeyen dış borçlar, artık önceki borçları kapatmak için borç alınmaya gidilince dayanılmaz bir boyutlara ulaştı. Ekonomik gerilemeye son darbeleri indiren ise, içerisine girilen ve mağlup olunan büyük savaşlardı.
Burada anlatılmak istenen bir taraf olun ve karşı olduğunuz tarafı yerin demek değil. Burada anlatılan Düyun-ı Umumiye; Osmanlı Devleti'nin dış borçlanmasının nasıl başladığı, nasıl giderek arttığı ve en son nasıl ödendiğine dair bilgiler içeren güzel bir içerik. Ama görüyoruz ki illaki yorumlarımızda bir taraf olunma amacı var. Bunları geçelim artık ki ileriye gidebilelim. Ocu, bucu, şucu olmaktan çıktığımız da bir şeyler yapabiliriz. İlla bir taraf olmakta istiyorsak 3.taraf olalım tartarak objektif olarak her şeyi değerlendirelim.
O hayranı oldugunuz Osmanlı gördügünüz gibi torunlarına 107 Milyon TL borçtan başka bir şey birakmamış.. Şu an için cok büyük para degil ama o zamanın parası ile 14 Milyon nufusu olan bir Cumhuriyetin böyle bir borcu ödemesi cok zordu.. Hepsi 1930 dan sonra Atatürk'ün yapmış oldugu Sanayi Tarım ve Yerli mal devrimi ile kapatildi.. Birde Almanlarin bize cok büyük bir iyiligidir Fransız şubesini yıkmalari. Çünkü Fransaya borcumuz cidden el yakıyordu
hastaligin ana nedenini degilde, semptomlarini tartismak beyin tumorunde bas agrisini aspirinle gecirmek gibi bir durum. olay duyun-i umumiye yada neden dis borc alindigi degil, olay osmanli ekonomisinin neden uretken olamadigi fakirlestigi. editor bu konuda guzel noktaya deyinmis, osmanli icinde kimsenin zenginlesmesine musade edilmezdi. biraz zenginlesenin guclenmemesi icin malina el konur, buda hazineye gelir olarak kabul edilirdi. sonucunda ulkede yatirim yapabilen, yenilik getirebilen, yeni ekonomik degerler icatlar uretebilen kimse cikmadi. bugun bile turkiyede bir icadin bulusun olsa bunu ekonomik getireye donusturmek cok zor. bu yuzden turkiyeden bir steve jobs, bir elon musk ciktigini goremezsiniz. osmanlidaki gibi bugunde ayni sekilde tumoru aspirinle gecistirip yapisal sorunlarimizi, duzenimizdeki bozukluklari yok sayiyoruz. yapilmasi gereken gercek tedaviden ekonomik ve sosyolojik reformlardan kaciyoruz. anlasilan oki gerekli reformlari gerceklestirecek iradeyi gostermek icin ikinci bir kurtulus savasi cilesini yasamak gerek.