Yıllarca o billur sesi Gülşen Bubikoğlu'nun sandım, meğer gerçek sahibi başkaymış 😍
Türk Sineması'nın en şenlikli, en renkli film serilerinden biri olan Gırgıriye ilk olarak 1981 yılında çekilmiş. Kartal Tibet'in yönetmenliği ile başlayan seride Telem Gürsu da yönetmenlik yapmış. Müjdat Gezen'in söylediğine göre seriyi sinemada tam 18 milyon seyirci izlemiş.
Müjdat Gezen, Gırgıriye'nin hikayesini Sheakspeare'nin unutulmaz Romeo ve Juliet eserinden almış. Orada da yine iki düşman aile ve onların birbirine aşık çocuklarının kavuşma çabası var.
Filmeki her oyuncu birbirinden başarılıdır şüphesiz. Ancak bir Perran Kutman oyunculuğu vardır ki insanın ağzını gülmekten ikiye ayırmaya yeter. Çirkefliğin doruk noktası, ayar vermenin üstadı olan Sabayat'ın "Sen aç karnına benim kıçımı yiyesin" ve "Sus kızım cevap verme, sen çeribaşı torunusun" replikleri hiç unutulmaz.
Sarhoş Emin, Münir Özkul'u belki de ilk defa cefakar baba olarak görmediğimiz bir karakterdir. Yıllar önce ciğerimizi söken sözleriyle karşımıza çıkan Yaşar Usta, bu kez ayyaşın önde gideni ve Sabayat'ın kronik aşkıdır. Dramanın en kallavisini oynayan Münir Özkul'un aynı zamanda komedide de ne kadar başarılı bir sanatçı olduğunu gözler önüne serer bu film.
Darbukatör Bayram'ın Sultanahmet Meydanı'nda ayı oynattığı sahneyi hatırlarsınız. Aslında filmde başından beri kullanılan gerçek bir ayı var ancak hayvancağız bu sahne çekilmeden hemen önce huysuzlanmış ve ekip onun yerine Yavuz Şeker'e ayı kostümü giydirerek sahneyi tamamlamış. Set arasında Şeker kafasındaki ayı postunu çıkarınca, orada bulunan turistler korkudan sağa sola kaçışmışlar.
Gırgıriye'de Şenlik Var bölümünde Duman Haydar ile Zekiye'nin aşkı da yan hikayelerden bir tanesi. İşin ilginç yanı yavuklu olarak seçilen Adile Naşit bu filmde 51, Şener Şen ise 40 yaşında. Fakat oyuncular o kadar muhteşem ki bu yaş farkı seyircinin gözüne neredeyse hiç batmıyor.
Gülşen Bubikoğlu güzelliği diye bir şey var ki aman Allah! Kendisi bu seride yine bizleri kendisine aşık etmiştir. Bubikoğlu, serinin ilk filmine 27 yaşında başlamış. Eşi Türker İnanoğlu ise bu filmin yapımcısı ve tabii ki Erler Filmin sahibi.
Filmin müzikleri Hurşit Yenigün'e, Gülşen Bubikoğlu'nun kendi sesi zannettiğimiz şarkılardaki o billur gibi ses ise Özlem Uluğaşkun'a ait. Özlem Hanım çok uzun süre önce müziği bırakmış ve çocuklarıyla mütevazı bir hayatı seçmiş. Yalnız o gırtlak, o nağmeler insanı gerçekten kendinden geçiriyor.
Film çoğu kişinin bildiği üzere Fatih'teki Sulukule Mahallesi'nde çekildi. Sulukule, yıllar önce kentsel dönüşüme girdi ve derme çatma evlerin yerine lüks evler yapıldı. Proje başladığında bu evlerin, mahallenin gerçek sahibi olan Roman vatandaşlara verileceği söylenmişti. Gelin görün ki bu evler zengin Arapların ve yatırım yapmak isteyen kodamanların gözdesi haline geldi. Roman vatandaşlar ise mahallelerinden tahliye edildiğiyle kaldı...
Eskiden her bayramda, her tatil gününde televizyonu açınca karşımızda görürdük Gırgıriye ailesini. Şimdi elimizin altında internet var, istediğimiz zaman açıp seyredebiliriz ama o işler öyle olmuyor işte. Yine televizyonda görsek yine bize her yer bayram olur, şenlik olur. İyi ki vardınız, varsınız Gırgıriye Ailesi!
Çok güzeldi ya.Doğum sahnesi vardı.Perran kutman elinde kediyle çıkıyordu.Doğurdu doğurdu diye.Münir özkul "e bizim karı kedi mi doğurdu bea" deyince şener şen "şşşşş ses etme Allah verdi" diyor.Daha nice nice komik sahneleri var ya!
Gerçekten Sulukule yenilenirken romanlara geri verileceğine inanmış mıydınız?? Ama inanan çok ki hala başımızda kendisi...
Çok güzeldi ya.Doğum sahnesi vardı.Perran kutman elinde kediyle çıkıyordu.Doğurdu doğurdu diye.Münir özkul "e bizim karı kedi mi doğurdu bea" deyince şener şen "şşşşş ses etme Allah verdi" diyor.Daha nice nice komik sahneleri var ya!
Zengin kürklü kadın desinler.