Ecevit, Çiller, Erbakan, Yılmaz... Geçmişten Günümüze Cumhuriyet Tarihinin Koalisyon Hükûmetleri

Ülkemiz çok partili döneme geçiş olarak adlandırılan 1946'dan sonra pek çok koalisyon hükûmeti gördü. Özellikle 90'lı yıllardaki koalisyon hükûmetleri çok konuşuldu, pek çok siyasi olay gerçekleşti ve halk seçimlerini farklı şekillerde kullandı. 

Bugün sizlerle cumhuriyet tarihindeki koalisyon hükûmetlerini, gruplarını, başbakan ve görev yıllarını paylaşacağım.

Görüşlerinizi yorum kısmında okuyucularımız ile paylaşabilirsiniz. Liste kronolojik olarak sıralanmıştır. 

Çok partili hayata geçiş denemeleri cumhuriyetin ilk yıllarında da yapılmıştı. Bilgi almak isterseniz aşağıdaki içeriğimizi okuyabilirsiniz.

Türkiye Cumhuriyeti'nin İlk Muhalefet Partileri ve Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri

1. Cumhuriyet Halk Partisi - Adalet Partisi Hükûmeti (20 Kasım 1961-25 Haziran 1962)

27 Mayıs İhtilali sonrasında CHP ile Demokrat Parti hükûmet için uzlaşınca İnönü önderliğinde cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükûmeti kurulmuştur.  Af tartışmaları nedeniyle gerilen siyasi ortam iki partinin anlaşamaması sonrasında İnönü'nün istifasıyla son bulmuştur.

2. Cumhuriyet Halk Partisi - Yeni Türkiye Partisi - Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Hükûmeti (25 Haziran 1962-25 Aralık 1963)

İlk koalisyon hükûmetinin sancıları devam ederken İnönü önderliğinde hemen yeni bir hükûmet kurma çalışması başlar.  CHP, YTP, CKMP ve bağımsız milletvekilleri bulunur. Askeri müdahaleler de uzun ömürlü bir hükûmet sağlamıyordu. 

25 Haziran 1962 yılında yeni hükûmet kurulmuştur. Yeniden darbe girişiminde bulunanlara af tartışmalarının gündeme gelmesi krize neden olmuştur. Bu nedenle çalışmalar durma noktasına gelmiş ve 25 Aralık 1963’te İsmet İnönü istifa emiştir.

3. Cumhuriyet Halk Partisi - Bağımsızlar Koalisyon Hükûmeti (25 Aralık 1963-Şubat 1965)

image.yenisafak.com

İkinci koalisyon hükûmetinin dağılmasından sonra Başbakan İnönü, parlamentoda bulunan bağımsız milletvekilleri ile anlaşarak yeni hükûmeti kurmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren birçok hükûmette bulunan İnönü’nün kurduğu son hükûmet '10. İnönü hükûmeti' olarak tarihe geçmiştir İsmet İnönü'nün başkanlığında 25 Aralık 1963'te kurulan koalisyon Şubat 1965'e kadar görevde kalmıştır. 

Hükûmetin ömrü kısa sürmüştür. Aynı zamanda Yunanistan ile Kıbrıs gerginliği de bu yıllarda başlamıştır.

4. Cumhuriyet Halk Partisi - Milli Selamet Partisi Hükûmeti (15 Nisan 1973-26 Ocak 1974)

Adalet Partisi'nin Süleyman Demirel başkanlığında tek başına iktidar olduğu yıllar askeri müdahalelerle son bulmuştur. Geçici hükûmetlerin ardından Bülent Ecevit önderliğinde CHP ve MSP koalisyon hükûmeti kuruldu. Siyasi tarihimizde önemli bir yere sahip olan 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı da bu dönemde gerçekleşti.

5. Milliyetçi Cephe Hükûmeti (31 Mart 1975 - 21 Haziran 1977)

Türkiye'nin siyasi tutumunda değişiklik rüzgarları esmektedir. Sağ partiler, sol partilerden iktidarı almak ve 'komünizm tehlikesini önlemek için' (dönemin dünyada öne çıkan söylemidir, kişisel yorum içermemektedir) Milliyetçi Cephe hükûmetlerini kurmuştur. 

Süleyman Demirel'in başkanlığını yaptığı Adalet Partisi önderliğinde Demokrat Parti’den ayrılan 9 milletvekilinin de desteğiyle 31 Mart 1975 tarihinde I. Milliyetçi Cephe Hükûmeti olarak da adlandırılan 39. Hükûmet göreve başlamıştır.

6. Adalet Partisi - Milli Selamet Partisi - Milliyetçi Hareket Partisi Hükûmeti (2. Milliyetçi Cephe) (21 Temmuz 1977 - 5 Ocak 1978)

Koalisyon hükûmetleri öncesinde Meclis'te yeterli çoğunluk sağlanamadığında azınlık hükûmetleri de kurulmuştur. 2. Milliyetçi Cephe hükûmeti de bir azınlık hükûmetinin ardından göreve gelmiştir. AP, MSP ve MHP koalisyonu oluşturmuş, 80 dönemi öncesi yaşanan karmaşalar nedeniyle sıkıntılı zamanlar yaşanmıştır. 1978'de 11 milletvekilinin AP’den istifa etmesiyle bu hükûmet düşmüştür.

7. Doğru Yol Partisi - Sosyaldemokrat Halkçı Parti Hükûmeti (20 Kasım 1991 - 25 Haziran 1993)

DYP-SHP koalisyonu Demirel'in Cumhurbaşkanı olmasından sonra kurulmuştur. İlk önce Erdal İnönü başbakanlık yapmış daha sonra ise Tansu Çiller görev almıştır.

8. DYP - CHP Hükûmeti (25 Haziran 1993 - 5 Ekim 1995)

Erdal İnönü'den sonra hükûmet görevini devralan Tansu Çiller başbakanlık yapmıştır.

9. ANAYOL Hükûmeti (6 Mart 1996 - 28 Haziran 1996)

1995 seçimleri sonrasında Cumhurbaşkanı Demirel, hükûmet kurma görevini ikinci parti seçilen Anavatan Partisi'ne vermiştir. Mesut Yılmaz önderliğindeki Anavatan ise 132 milletvekili ile Meclis'te güvenoyu alacak sayıda değildi. Doğru Yol Partisi ile protokol imzalayan Yılmaz ANAYOL hükûmetini kurmuştur. 

Refah Partisi lideri Erbakan güvenoyu kararını Anayasa Mahkemesi'ne taşımış, mahkemenin iptal kararı ve Yılmaz'ın istifası ile hükûmet düşmüştür.

10. REFAHYOL Hükûmeti (28 Haziran 1996 - 30 Haziran 1997)

Cumhurbaşkanı Demirel, hükûmet kurma görevini Necmettin Erbakan’a vermiştir ve Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi'nin oluşturduğu REFAHYOL hükûmeti 28 Haziran 1996 tarihinde kurulmuştur. O dönemde artan irtica tartışmaları ve 28 Şubat olayı sonrasında hükûmet pek çok siyasi kaynağa göre 'postmodern darbe' ile düşürülmüştür. Bu olayların ardından Refah Partisi de kapatılmıştır.

11. ANASOL-D Hükûmeti (30 Haziran 1997 - 11 Ocak 1999)

Erbakan hükûmetinin düşmesi ile birlikte Mesut Yılmaz önderliğinde yeni bir hükûmet kuruldu. ANAP, DSP ve DTP genel başkanı İsmet Sezgin ile yeni hükûmet kuruldu. CHP bu hükûmete dışarıdan destek verdi. Ancak daha sonradan CHP'nin desteğini çekmesi, hükûmet aleyhine gensoru önergesi vermesi ile ANASOL-D hükûmeti düşmüştür.

12. Demokratik Sol Parti - Milliyetçi Hareket Partisi - Anavatan Partisi Hükûmeti (11 Ocak 1999 - 18 Kasım 2002)

18 Nisan 1999 seçimlerinin ardından yeni hükûmet DSP lideri Ecevit, MHP lideri Bahçeli ve ANAP lideri Mesut Yılmaz önderliğinde 28 Mayıs 1999'ta kurulmuştur. Terörist başı Öcalan'ın yakalanması ve ardından idam edilmemesi, Kara Çarşamba diye adlandırılan krizler nedeniyle ülkede büyük belirsizlikler yaşanmıştır. Ardından MHP lideri Bahçeli'nin erken seçim çağrısı üzerine ülke seçime gitmiş ve AK Parti tek başına iktidar olmuştur. Tüm koalisyon üyeleri ise meclis dışı kalmıştır.

1923'ten 2018'e: Geçmişten Günümüze Türkiye Cumhuriyeti Başbakanları

Popüler İçerikler

Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı
Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
YORUMLAR
15.02.2019

Koalisyonlara dünya kadar laf söylediler, bugün koalisyondan çok daha kötü bir manzara ile karşı karşıyayız. Önceden seçim yapılır, halk iradesini ortaya koyar, ona göre şekillenirdi bu tür yapılar. Bugün daha seçim yapılmadan partiler anlaşmalar yaparak bir anlamda seçmenin iradesine ipotek koyuyorlar. Dün faturayı koalisyonlara kestiren sorun siyasetin ve demokrasinin doğru şekilde hayata geçmemiş olmasıydı. Bugün de aynı. Nasıl sağlak ve solak bir insanın birlikte çölde yürümesi, onların daire çizmek yerine doğru bir çizgide ilerlemesine olanak tanıyorsa, benzer bir durum ülke yönetimleri için de geçerli bence. Tek bir partinin iktidarı ama sağa ama sola bir daire çizdiriyor ülkeye...

15.02.2019

Bir nebze katılabilirim bu yoruma daire çizimi kadar mesela. Ama koalisyon da göz korkutucu be. Mesela 2 patronum var. Biri geliyo bi dosya koyuyor önüme öbürü e benim dosyamı bitirmedin mi daha diyo ardından. Bunun ülkenin başına yansımasını da aklıma yatıramıyorum. Umarım güzel şeyler olur her şekilde

15.02.2019

Atatürk'ümün kurduğu ülkeyi bir türlü adam gibi yönetememişsiniz be...

15.02.2019

esasında bugün ihtiyacımız olan örneğin CHP-İP gibi farklı kaynaklardan gücünü alıp,masa başında birbirini sönümlemeye,bastırmaya çalışmayan,hem tabanda hem de ideolojide geniş katılımlı bir ittifak...Geçmiş koalisyonların başarısızlığının sebebi demokrasi kültürümüzün başlangıcı eski olsa da içinin doldurulamamış olmasıdır.Her ortaklıkta taraflar birbirini sömürmeye,sönümlemeye çalışmıştır.Bunun neticesinde başarısız olmuşlardır.Gelinen noktada halkın anladığı manada siyasi istikrarın gerçek manada her zaman istikrar getirmediği ortaya çıkmıştır.Kontrolsüz güç,zehirlenmeye yol açtı.Bugün ihtiyacımız daha fazla dialog ve dayanağı olan işbirlikleri ve zedelenen adaletin yeniden tahsis edilmesidir.Vs,vs,vs bu dediklerimin hiçbiri nasılsa olmayacak :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ