Bugüne Kadar Sırrı Çözülememiş Bir Gizem: Joseph Goebbels'in Çocuklarını Kim Öldürdü?

Nazi Almanyası'nın Propaganda Bakanı olan, Hitler'in en yakın arkadaşlarından ve en sadık yandaşlarından biri olan Joseph Goebbels'in altı çocuğunun zehirlenerek öldürülmesi olayı, bugüne kadar gizemini korumayı sürdürmüş bir olay...

Bu fotoğraf, onların hayatlarının son günlerinde çekildi.

12 yaşındaki Helga, 11 yaşındaki Hilde, 8 yaşındaki Holde, 6 yaşındaki Hedda, 4 yaşındaki Heide ve ailenin tek erkek çocuğu olan 9 yaşındaki Helmut... Onların isimlerinin baş harfi, babaları tarafından Hitler'i çağrıştırması için düşünüldü.

Yıl 1945. Berlin'de Nisan ayının sonları yaşanıyor...

Reichskanzlei binasının altında Hitler'in dar pasajlardan ve demir kapılardan oluşan sığınağı bulunuyor. Burası pek hoş bir yer değil; özellikle de çocuklar için...

Çünkü onlar, birkaç hafta önce Berlin'den çok uzakta, kedileri ve köpekleriyle oynuyorlardı...

Şimdi ise Rus askerleri yalnızca birkaç metre ötelerindeydi; herkes Goebbels ve eşine, çocukları daha güvenli bir yere nakletmeyi tavsiye ediyordu. Başarılı Alman pilot Hanna Reitsch, Bayan Goebbels'e şöyle seslendi:

"Aman Tanrım! Bayan Goebbels, çocuklar burada kalamazlar."

Bayan Goebbels ise son derece kararlıydı:

'Utanç ve aşağılanma ile yaşayacaklarına, ölmeleri daha iyidir.'

Yaklaşmakta olan Sovyet askerlerinin barbarlık ve tecavüz hikayeleri Berlin'e çoktan yayılmıştı.

Babaları, eğer Sovyet askerlerinin eline geçerlerse çocuklarının beyinlerinin yıkanacağını ve komünist olacaklarını düşünüyordu ve Hitler'in 'Führerbunker' ismi verilen sığınağında, Sovyetler'in aşağılamasından kaçmak için intihar etme ihtimali düşünülüyordu.

Goebbels, Berlin'i terk etmesi yönünde emir alsa dâhi bunu yapmayacağını belirtiyordu.

'Kendime duyduğum saygı ve insanlık için' diyordu Goebbels. Üstelik eşi ve çocukları da, Führer'in tüm süreç boyunca en sadık yoldaşı olan Goebbels'in sığınakta ölmek üzere vermiş olduğu kararı destekliyorlardı.

Magda ve Joseph Goebbels, ertesi gün Helmut Kunz adındaki dişçiyi görevlendirdi.

Kunz'un görevi ailenin altı çocuğuna morfin enjekte ederek onları sakinleştirmek, ardından da ağızlarından siyanür vererek çocukları zehirlemekti.

Kunz'un sonradan verdiği ifadeye göre çocuklara siyanürü veren kendisi değil, Magda ve Führer'in özel doktoru Ludwig Stumpfegger idi.

Sığınağın radyo ve telefon operatörü Rochus Misch, Dr. Stumpfegger'ın çocuklara tatlandırılmış bir ilaç içirdiğini Werner Naumann'dan duyduğunu ifade eder.

Tüm bunlar olurken, çocuklara sabah Berchtesgaden'a gitmek için sığınaktan ayrılacakları söylenmişti...

Magda, çocuklarını kendi iyilikleri için aşılanmaları gerektiğine inandırmıştı. Yazar James P. O'Donnell'a göre Stumpfegger her ne kadar bu işin içinde bulunmuş olsa da, çocukları esas öldüren Magda'dır.

İddialara göre Magda, çocukların öldürülmesini en az bir ay öncesinden planlamaya başlamıştı.

Ancak Stumpfegger, görgü tanıkları için çok daha iyi bir hedefti çünkü o da bir gün sonrasında yaşamını yitirmişti.

Magda ise ölümün çocukları için daha yararlı olacağını düşünüyordu.

Magda, çocuklarının, babalarının yüzyılın en büyük katili olduğunu dinleyerek büyümelerini istemiyordu ve reenkarnasyonun onlara çok daha iyi bir yaşam sunabileceğine inanıyordu.

Hanna Reitsch, sığınakta bulundukları günlerde Magda'nın kendisine şöyle seslendiğini belirtiyor:

'Eğer çocuklarımı öldürme noktasına gelirsem, geri adım atmak için bir an bile düşünmeyeceğime dair bana söz ver!'

Çoğu insan çocukların Berlin'den uzaklaştırılması gerektiğini söylese de, ebeveynleri bu önerileri reddediyordu.

Çocuklar, yaşları çok küçük olduğu için yaklaşmakta olan tehlikenin farkında değildiler. Yalnızca en büyük kardeş Helga, savaşın sonu hakkında yetişkinlerin onlara yalan söylediğini hissediyor ve kendilerine ne olacağını soruyordu.

Çocukları en son gören insanlardan bir tanesi Rochus Misch'ti.

Misch, çocukların kendi çalışma odasında bir masada oturduğunu ve annelerinin onların saçlarını taradığını ve geceliklerini giydirdiğini belirtir. Misch'e göre aralarında en zeki çocuk olan Helga sessizce ağlamakta ve somurtmaktadır.

"Misch, Misch, du bist ein Fisch!"

4 yaşındaki Heide'nin bilinen en son sözleri bu oldu ('Misch, Misch, sen bir balıksın!'). Ardından anneleri çocukları alarak üst kata çıktı. Misch, o zaman ters giden bir şeyler olduğunu anladığını ve olaya müdahale etmediği için pişman olduğunu belirtir.

Çocukların bedenleri, üzerlerindeki gecelikleri ve saçlarındaki kurdeleler ile yattıkları ranzada bulunur.

Çocukları bulan, ölümlerinin bir gün ertesinde sığınağa giren Sovyet askerleridir. Helga'nın vücudunda morluklara rastlanır ve küçük kızın katiliyle bir süre mücadele ettiği anlaşılır. Boğuşma büyük ihtimalle katilin Helga'ya siyanür içirmeye çalıştığı sırada yaşanmıştır. Kimse cinayetin sorumlusunu kesin olarak gösterememiştir ve bu olay dünya tarihine bir kara leke olarak kazınmıştır...

Popüler İçerikler

Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt