Masalara gösterir, sonra konuşmaya başlar. 'Şimdi bu asma dalı, sihir sayesinde canlanacak ve yeşerip yapraklar ve başka dallar çıkartacak. Hatta üzüm verdiğini bile göreceksiniz. Üzüm salkımlarını kesmek için hazırlanacaksınız. Ama ne olursa olsun, ben size söylemeden üzümleri kesmek ve yemek yok.'
Nitekim sözleri bitince bir an sessizlik olur, sonra o sessizlik içinde asma dalı yeşerip yapraklanmaya başlar. Yeni dallar çıkar, Zati Sungur'un elinden aşağı doğru iner, masaların arasını kaplamaya başlar. Asma çubuğu tüm gazinoyu saran bir ormana dönmüştür adeta. Sonra salkımlar belirmeye başlar, üzümler önce korukken olgunlaşır, sapsarı, sulu sulu iri tanelere dönüşür. İnsanlar da masalardaki meyve bıçaklarını alır ve salkımların sapına dayar ama kesmeden beklemeye başlarlar.
O sırada artık Sungur kahkaha mı atmış, parmak mı şıklatmış ne olmuşsa, birden herkes ayılır. Bakarlar ki ortada asma masma yok. Herkesin elinde bir bıçak, bir elleriyle burunlarını tutmuşlar, bıçakları da dayamışlar burunlarına, Zati Bey'in iznini bekliyorlar.
kitarobit
komşunun tavuğu komşuya kaz görünür de elimizdeki kaz neden civciv görünür? iyi yazdım he ama ne dediğimi kestiremedim tam. anladınız siz.
Zati Sungur kimmiş, zat-ı şahaneleri koca ülkeyi ilüzyonla yönetiyor, müritleri de peşinde g...nün gılıyık,g...nün gılıyık diye raks ediyorlar,bundan büyük sihir mi olur.
vay amk huduniyi tanıyoruz, bu adamı tanımıyoruz.