Bilim Açıklıyor: İnsanoğlunun Evrimi Hakkında Yakın Zamanda Elde Edilen Şaşırtıcı Bulgular

Yapılan son çalışma, atalarımız ile diğer insansı türlerin binlerce yıl içerisinde kurdukları karmaşık ilişkileri aydınlatmak adına büyük önem taşıyor:

Yeni geliştirilen analitik teknikler ışığında insansı türlerin DNA'mızda ne kadar pay sahibi olduğu araştırılıyor.

Araştırmacı Dr. Ryan Bohlender, bugünün insanının DNA'sı incelendiğinde, Afrika'da ve Afrika dışında pek çok farklı türün birbirleriyle çoğaldığını görebileceğimizi belirtiyor. Bohlender'ın bu çalışması, Amerikan Genetik Derneği'nin son konferansında yayınlandı ve büyük ilgi gördü.

Yapılan bu son çalışma, bir süredir devam eden tartışmalara kesin cevaplar veriyor.

Eski türlerin birbirleriyle şimdiye kadar düşünülenden çok daha fazla karıştığı düşüncesi, bundan önce yapılan birkaç benzer çalışmayla ortaya atılmıştı. Tüm bu iddialara son noktayı koyan söz konusu çalışma ise, bugüne kadar insan evrimini göz önünde bulundururken tasarlanan, türleri birbirinden net çizgilerle ayıran anlayışı sorgulamamıza sebep olacak gibi görünüyor.

Araştırmanın bulguları, atalarımızın son 500,000 yıl içinde gelişen en az iki farklı türle çiftleştiğini kanıtlıyor.

Modern insanın tarihsel süreçte kuzenlerimiz olan Neandertallerle çiftleştiği bir süredir biliniyordu. Bu da, Afrikalılar dışında yaşayan tüm insanların Neandertal DNA'sının izlerini taşıdığını kanıtlıyor. Bunun ortaya çıkışı 10 yıl kadar önce, yeni geliştirilen DNA analiz teknikleri ile mümkün olmuştu. Yapılan son çalışma ise, daha öncekilere ek olarak Neandertallerle çiftleşmenin Avrupa'da ve Uzak Doğu'da hemen hemen aynı seviyede görüldüğünü kanıtlıyor.

Ancak modern insanın DNA'sında izlerine rastlanan tek tür Neandertal insanına ait değil.

Çalışma, varlıkları yakın geçmişte açığa çıkarılan ve Neandertallerle ortak ataya sahip oldukları bilinen Denisovanların da Avustralya'nın yerlileri olan Aborjinlerin genomunda %3-5 arası pay sahibi olduğunu ortaya koydu. Maalesef Denisovanlar hakkında bugün sahip olduğumuz tek bilgi de bu...

Daha ilginci ise, Denisovanların yaşadığı zamanlarda başka türlerin de var olduğuna dair genetik kanıtlar edinilmiş olması.

Bugüne kadar bu bilgiyi destekler nitelikte herhangi bir fosil bulunmamış olsa da, Pasifik adalarında yaşayan insanların DNA'sı incelendiğinde geçmişte yaşamış başka türlere ait bir takım işaretlere rastlanıyor. Bu türlerin Neandertal ve Denisovanların bir başka kuzeni olduğuna dair elde güçlü kanıtlar bulunuyor.

Ancak DNA'mızda izleri bulunan bu türlerin nasıl canlılar oldukları hakkında şu an için bilgimiz çok az.

Bazı bilim insanları bu türlerin yaşadıkları coğrafyadaki çevresel faktörlerin fosillerin bulunmasını olanaksız kıldığını düşünürken, bazı bilim insanları da Denisovanların DNA'sı hakkında bugün pek az şey bildiğimiz için onlardan gelen genlerin başka türlere ait olduğunu sanıyor olabileceğimizi iddia ediyor.

Afrikalı insanlar üzerinde yapılan çalışmalar, kıta insanının Avrupalı ve Asyalılardan daha karmaşık genetik yapıya sahip olduğunu gösteriyor.

Dr. Bohlender, Afrika insanının genetik çalışmalarında bugüne kadar pek az incelendiğini ifade ediyor ve Afrikalıların genetik açıdan çok daha karmaşık olduğunu da sözlerine ekliyor. Afrika'nın evrimsel tarihi düşünüldüğünde bu bulgu çok da şaşırtıcı olmasa gerek. İşler hiçbir zaman ilk bakıştaki kadar net ve sınırları belirli bir çerçeveye oturmuyor. İzleyen gelişmeleri merakla takip edeceğiz...

Popüler İçerikler

Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
Emir Berke Zincidi'den Yıllar Sonra Gelen Öyle Bir Geçer Zaman Ki İtirafı!
YORUMLAR
26.10.2016

İnsanın evrimsel süreci ile ilgili bilgilerin gün geçtikçe gelişmesin Tanrının varlığıyla ilgili herhangi bir olumsuz etkide bulunmayacağı fakat dinlere çok büyük darbe vuracağı bir gerçektir. O yüzdendir ki bu tür bilgiler birden bire insanlığa sanki yerçekimi kuvvetiymiş gibi kesin olsa bile söylenemez, teori filan denilir. İnsanlık henüz bunu kaldıracak eğitim ve bilince sahip değil, üç büyük dinin çürütülmesi demek günümüz itibariyle kaos demektir. Her şey tıpkı evrim süreci gibi zamanla yavaş yavaş ve sindire sindire kendi yolunu muhakkak bulacaktır nasılsa zaman içinde.

27.10.2016

ingiltede ve kuzey avrupa ulkelerinde yeni nesil gencler arasinda inanc orani kimlik olarak bile %50lerin altina dusmus durumda. kimlik olarak diyorum cunku hristiyanligin yasamlarinda bir etkisi, yeri olan insan orani %10larda. nitekim kliseler cemaati olmadigi icin tek tek kapaniyorlar. japonyaya, cine gitsek semavi dini gectim klasik asya dinlerinin bile yasamda pek yeri kalmamis. peki ortada bir kaos var mi? aksine dunyanin en duzenli, en sistemli ulkeleri bunlar.

insan bir hayvandır. hayvan olmak aşağılık bir şey değildir. evrim teorisine göre her canlı tek bir hücreden çoğalmıştır. bir ağaç ve insanın genetik yapısında benzerlikler vardır. ademden geldik havvadan çıktık falan bunlar mittir, eski çağ insanlarının kendi varlığını ilkel bir şekilde açıklama çabasıdır. bilim ve teknoloji bu kadar gelişmişken hala kendi varlığını bu mitlerle izaha kalkan insanlarla bilimsel hiçbir şey tartışılmamalıdır.

27.10.2016

HADİ BE ORDAN İNSAN HAYVANMIŞ SENSİN HAYVAN BEN GAYET KADİM BİR VARLIĞIM SEN BENİ DÜŞÜNEMEYEN BİR ŞEYLE NASIL BİR TUTARSIN KENDİNİZİ AŞŞALAMAYI BIRAKIN ARTIK !

27.10.2016

klasik evrim modelinde evrim hep bir agac gibi canladirilir. canlilar degisir, farkli turlere ayrilir, dallanir budaklanir, ortaya bir yasam agaci cikar. ama son genetik arastirmalar canlilar arasindaki gen alisverisinin o kadar fazla oldugunu ortaya cikardiki artik bir agacdan bahsetmek mumkun degil. cunku hic bir canli tek bir dalin devami degil, kokenleri diger dallarada uzaniyor. sadece neanderthal, homo sapiens gibi yakin turler arasindaki hibrit uremeler degil, cok farkli kokenden gelen canlilar arasindada gen transferleri mevcut. ornegin kendi dna mizin hatiri sayilir bir kismi virus kokenli. hucreyi enfekde eden viruslerden bize gecmis. hatta hucremizin bir kismida bakteri kokenli. hucredeki mitokondri organeli kendi dna sina sahip bir bakteridir. gecmisde bizim archaea kokenli atalarimizla birlesip tek bir canli haline gelmisler. bu yuzden artik yasam agaci benzetmesi yerine butun canlilarin koken olarak birbiri ile iliskili oldugu yasam agi tabiri kullaniyor

TÜM YORUMLARI OKU (45)