Askerde Olan J.D. Salinger'ı Habersizce Terk Edip Charlie Chaplin'le Evliliğe Yelken Açan Sosyetik Güzel: Oona O'Neill

Sürekli gözler üstünde olsa da yaşamını oldukça basit sürdürmek için çabalamış bir kadındı Oona O'Neill...

14 Mayıs 1925'te Bermuda Adası'nda ailesinin 2. çocuğu olarak dünyaya geldi.

Oldukça ünlü olan Nobel Ödüllü Amerikalı oyun yazarı Eugene O'Neill ve Amerikalı dergi yazarı Agnes Boulton'ın iki çocuğundan küçük olanıydı. Oona iki yaşındayken babası bir şekilde onları terk etti. 18 yaşına gelip de sosyeteye takdim edileceği güne kadar babasını sadece birkaç kez görebildi. Babasız büyüse de mutlu bir çocukluk geçirmişti.

Oona'nın en büyük hayali oyuncu olmaktı.

Bu hayallerle büyürken, New York'ta yatılı okula gitti. Genç ve güzel bir küçük hanımdı. Böylelikle popüler olması uzun sürmedi. Bu dönem de bir de erkek arkadaşı oldu. Erkek arkadaşı J.D. Salinger'le birbirlerine aşık olsalar da Oona, birbirlerine uygun olmadıklarını düşünüyordu. Salinger, 2. Dünya Savaşı'nda büyük bir hevesle orduya katıldı.

Salinger, asker olduğu dönemde Oona'dan bir haber alamadı.

Hasretini fotoğraflardan gidermeye çalışsa da içten içe bir şeylerin ters gittiğinden şüphelenmeye başlamıştı bile. Şüpheleri, yılbaşında okuduğu gazeteden öğrendiği gerçeklerle son bulmuştu. Oona'nın Charlie Chaplin'le olan beraberliğini yazan bir haberdi bu. Salinger, Oona'nın aşk defterinde karalanmış bir sayfa olarak kaldı.

Babası Oona'yı şöhretini kullanmakla itham etse de kızı, doğuştan şöhret ışığıyla doğmuştu.

1941'de babası Oona'yı ve abisi Shane'i evlatlıktan reddetti. 21 yaşından sonra babasını bir daha asla görmedi. 1942'de Oona, eğitim hayatını ve Vassar Üniversitesi'ne girme şansını riske atarak oyunculuk kariyerine başlamak için annesiyle Hollywood'a gitti. Hollywood'da Charlie Chaplin'in filmlerinden birisi için seçmelere katıldı. Rolü kazanamasa da Chaplin'i kalbini kazanmıştı.

Bir yılın ardından Oona 17, Chaplin 54 yaşındayken 16 Haziran 1943'te evlendiler.

Oona, evliliğin ardından oyunculuk üzerine olan hayallerini bir kenara bıraktı. Chaplin'in, Oona'dan önceki üç karısının da oyunculuk kariyeri vardı ve evliliklerinin boşanmayla sonuçlanması birçok çirkin dedikoduyu da beraberinde getirmişti. Ama bu evlilik farklıydı. Oona, sevdiği kadınlardan onunla aktif rekabet içerisinde bir kariyeri olmayan ilk kişiydi.

Oona, eğer aynı meslekte olsalar sorunların da beraberinde geleceğini söylemişti.

Oona'nın Chaplin'den 8 çocuğu oldu. Üstelik Chaplin'in eski eşlerinden olan çocuklarıyla da öz anneleri kadar ilgiliydi. Chaplin, siyasi konularda Dışişleri Bakanlığı'yla sorunları olunca Amerika'ya yeniden girmeyi reddetti. Oona, bu durumda ailesinin finansal sorumluluğunu üstelenmek zorundaydı. Mal varlıklarını ve Chaplin'in Stüdyoları'nı da o kurtardı.

Yurt dışına götüremeyeceği eşyalarını ve Hollywood'daki evlerini de sattı.

Oona bu durumda, Amerika vatandaşlığından vazgeçerek eşi gibi İngiltere vatandaşı oldu. Sonunda ailecek İsviçre'nin Vevey kentine yerleştiler. Kariyerinden, ülkesinden vazgeçerek kendini eşine ve çocuklarına adayan bir kadın oldu. Aktif bir kariyeri olmasa da 1952'de Chaplin'in 'Limelight' filminde yardımcı oyuncu olarak yer aldı.

Tüm bu terk edişin ardından Amerika'ya ilk yolculuğu, annesine ve erkek kardeşine yardım etmek için 1967 yılında oldu.

Annesinin ciddi sağlık sorunları vardı ve kardeşi Shane de uyuşturucu bağımlılığı için tedavi görüyordu. Annesi ve kardeşi için elinden gelen her şeyi yaptığına emin olduktan sonra tekrar İsviçre'ye döndü. Chaplin'in 'Yaşam Boyu Başarı Oscar'ı kazandığı 1972 yılına kadar da Amerika Birleşik Devletleri'ne dönmedi.

1975 yılında Charlie Chaplin, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından şövalye unvanı alınca Oona da Lady oldu.

25 Aralık 1977'de bir Noel günü 34 yıllık evliliği son buldu. Chaplin'in 88'inde uyuyup bir daha uyanmamasıyla dul bir kadındı artık. Bu durumu kabullenmekte güçlük çekti. Kariyerine yeniden başlamak istedi. Kısa bir süre için Amerika Birleşik Devletleri'ne geri döndü. 1981'de son filmi olan 'Broken English' filminde oynadı. Ama kariyer hevesini yitirdiğini fark edip yeniden İsviçre'ye döndü.

Chaplin'i kaybetmek onun için çok fazlaydı, öldüğü güne kadar tamamen toparlanması mümkün olmadı.

İsviçre'de, pankreas kanserinden vefat ettiğinde 65 yaşındaydı. Çocukları, babalarının ölümünden sonra annelerinin asla eskisi gibi olmadığını söylemişlerdi, haklıydılar...

Babası ve eşinin gölgesinde sürekli merak edilen bir hayatı olsa da Oona her şeyden önce bir anneydi. Ailesini hep en üstte tutan bir kadın... 

Sizlerin de fikirlerini yorumlarda görmek isteriz...

Popüler İçerikler

Erdoğan’dan Ortak Türk Alfabesi Açıklaması: “Ortak Türk Alfabesi Projesi Tarihi Adımdır, 34 Harften Oluşuyor”
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Derbi Öncesi Çok Konuşulacak Açıklama: ''Hakemlerle İlgili Kaygım Var''
DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine Kayyum Atandı