Anksiyete bozukluğu, bunu yaşayan bireye dünyayı dar edebilir. Mutsuzluk, korku ve panik bir anda bütün duygularınızın önüne geçer ve onları kontrol altında tutmanız imkansızlaşır. Hipokrat 4. yüzyılda anksiyeteden bahsetmiştir, ünlü Danimarkalı düşünür Søren Kierkegaard 1860'lı yıllarda, Sigmund Freud ise 1926'da bu rahatsızlığa yazılarında değinmişlerdir.
Y Jenerasyonunu Kasıp Kavuran Salgın: Anksiyete adlı kitabında Rachael Dove, teknoloji kullanımının artışı, ailelerin fazla korumacı olması ve okulların sınav fabrikasına dönüşmesinin büyük katkısı olduğunu yazıyor.
26 yaşındaki yazar Claire Eastham ise kendi blogu We Are All Mad Here (Burada Hepimiz Deliyiz)'da 'Hayatımda ne yapacağımı düşünerek çok zaman harcıyorum. Önceki nesillerde bu seçimler onların elinden alınmıştı. Size ne yapmanız gerektiği söylendiğinde bu baskıyı da ortadan kaldırıyor.
Şimdi modern zamanlarda, bir çift ayakkabı almak için bile takıntılı bir şekilde araştırma yapıyor. Karar verme süreci bir felce yol açıyor. Sonunda bilgi fazlalığı ortaya çıkıyor ve insan bu kadar basit bir iş içinden bile yorgun ve kendini suçlu hissederek çıkıyor.'
Sosyal medya her ne kadar bizi herkesle bağlı hissettirse de aslında birşeyleri kaçırma korkusuyla sürekli takipte kalmamız bizi kaygı ve anksiyete gibi hislere sürükleyebiliyor.
Sosyal medya üzerinde herşeyi karşılaştırabiliyoruz, ilişkiler, beslenme türümüz, vücudumuzun dış görünüşü, güzellik, zenginlik ve hayat standardı. Bunu sadece arkadaşlarımız arasında değil ünlülerle kendi aramızda da yapıyoruz. Bunların tamamı mutluluğumuza ve sonuç olarak da hayatla ilgili yaşadığımız panik haline etki edebiliyor.
Bütün bu etkenlerin oluşturduğu anksiyete, kaygı ve depresif durumları azaltabilecek birçok farklı yaklaşımın yanında, nörologlar ve bir grup müzisyen birlikte çalışarak oldukça sıra dışı bir sonuç elde etti.
Araştırma kapsamında, vücutlarına birtakım sensörler bağlanan katılımcılara stres yaratan zor bulmacalar çözdürüldü.
Katılımcılara aynı zamanda çeşitli şarkılar dinletildi ve beyin aktivitesi, kalp atışı, tansiyon ve nefes alma hızları ölçüldü.
Bunun yanında fizyolojik dinlenme değerlerini de %35 oranında aşağıya çekti.
Araştırmacılardan Dr. David Lewis-Hodgson bu yüzden şarkının araç kullanırken ya da tehlikeli bir iş yapılırken dinlenmemesini tavsiye ediyor.
Ama bundan öncesinde de sıra dışı tarzları dolayısıyla zaten çok sadık bir dinleyici kitlesi vardı. 👏
şarkıyı dinledim ve şu an uzaylıların beni kaçıracağını düşünüyorum.
şarkıyı dinledim tamamen de olumlu düşüncelerle üstelik, ve neredeyse aylardır geçirmediğim kadar ağır bir atak geçirdim sorun bende mi?
Zen müzikten farkı yok ayrıca zen müzik ve bu bu tarz müzikler bırak beni rahatlatmayı daha çok geriyor.