Türkiye'de televizyon programcılığının sınırları neredeyse uçsuz bucaksız. İzlendiği sürece hemen her şey konuşulabilir, her şey yapılabilir gibi görünüyor. İzleyici olarak kendimizi birden; çöpçatan, moda eleştirmeni ya da yeme içme gurusu olarak bulabiliyoruz. Fakat hiçbir program kendimizi polis, cinayet bürosu dedektifi, avukat ya da hakim gibi hissettiremez. Bunu sadece Müge Anlı ile Tatlı Sert izlerken yaşayabiliriz. Program bir kara delik gibi bizi içine çekiyor ve sıradan bir ev kadını o gün misafirlerine börek pişirirken 'Nazmiye Çam'ı kim öldürdü' diye düşüncelere dalabiliyor. Gerçek bir delilik ve bu derece inanılmaz bir deneyim için Türk televizyonlarına teşekkürü tekrar borç biliriz.
Reyting ile ölçülen bir program olduğu için safsata gelebilir ama özellikle kayıp çocukların bulunmasında savcılıktan daha hızlı olduğu kesin.
Elalemin Sherlock'u varsa bizim de Müge Anlı'mız var
program gayet ciddi ve kaliteli...yaptığı güzel işleri anlatmaktansa boş bir içerik hazırlamışsın...illa gülünecek bir içerik hazırlayacaksan da birsürü program var televizyonda