Kadın olmak halihazırda mükemmel bir şey. Şehirli kadın olmanın ise hem iyi hem de kötü tarafları var. Aslında zor olan 'insan' olarak yaşayabilmek. Fakat eğer kadınsanız zor olan her şey bir miktar daha zor olabilir. Yine de her şeyin üstesinden gelmek, alternatif çıkış yolları bulmak ve hayatı kolaylaştırmak kadınların işi. Yaşamı gelişine karşılayan tüm kadınlara bin selam olsun!
Mutfak için gerekli olan her şeyden tutun da eşinin çamaşırına kadar alan kadının üstüne yapıştırılan en haksız etiketlerden bir tanesi. Evde bulunan eksikleri bir kadın kadar ince görebileceğinden emin olan erkekler önden buyursun o halde!
Bir kadın canı ne zaman isterse saçlarını o zaman değiştirir. Bunun mutsuzlukla ya da depresyonla ilişkilendirilmesi en basitinden sığ bir düşünce. Saç bizim, keyif bizim. Kime ne?
Hiçbir kadın bir başkasının beğenisi için güzelleşmeye çaba sarf etmez. Güzellik zaten başkalarının karar verebileceği bir değer olamaz. Biz önce kendimiz için güzelleşiriz, biz zaten hep güzeliz!
İşin gücün stresini atmak ya da hiçbir sebep olmadan kız kıza dışarı çıkmaktan daha doğal ne olabilir? Etrafta grup halinde görülen kadınların illa flört için dışarı çıktığını düşünmek kadar ilkel bir şey olamaz. Kaldı ki öyle olsun, kime ne?
Fiziksel gereklilikler dışında bir erkek ne kadar zor şartlar altında çalışıyorsa bir kadın da aynı zor şartlarda çalışıyor. Zekanın getirdiği iş gücünün cinsiyetten bağımsız olduğunu fark etmeyen herkese acil şifalar.
Bir kadının giyim tarzını şehrin ya da yaptığı işin gereklilikleri belirler. Spor ayakkabı giyerken de, döpiyes ile işe giderken de kadınlığımızda bir değişiklik olmuyor.
Olması gerekeni yemek şehirde yaşayan insan için artık lüks. Tarım ilacı kullanılmamış sebzeler, katkı maddesi eklenmemiş yiyecekleri tüketmek şansı olanların işi. Şehirli bir kadının sağlıklı yaşamak için bu ürünleri tercih etmesi takıntı yaptığını değil, sağlığını düşündüğünü gösterir. Tıpkı yaptığımız yemekleri seve seve yemeniz gibi.
Ne kadar iyi bir sürücü olursa olsun insanların yapıştırdığı bu etiket, şehirde yaşayan kadınları yermenin belki de en ilkel hallerinden birisi. Üstelik şoför koltuğunda oturan bir kadının trafikte taciz edilmesi bir kadına yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri.
Bir kadının fiziksel özelliklerinden bağımsız olarak başarılı bir kadın olabildiğini kanıtlaması erkeklere göre daha zor. Aslına bakarsanız böyle bir kanıta da ihtiyacımız yok. Bu algıya inanmaya devam edip hayatını sürdürmek isteyenlere kolaylıklar dileriz.
Günün getirdiği onlarca sorumluluk arasında kendine ait hayatına zaman ayırmak için bir çok şeyden feragat eden kişidir kadın. Bu hengamede bir ilişkiyi ayakta tutabilmek için de hassas dengeleri sağlamakta artık ustalaşmış bile sayılır. Siz kadının işine takmış olabilir misiniz?
İş yerinde iyi bir personel, çocuklarına iyi bir anne, kocasına ya da sevgilisine iyi bir eş, ailesine iyi bir evlat olmaya çalışan kişidir kadın. Bunları yaparken kendini unutması onun için hiç mesele bile değildir. Dünyaya kadın olarak geldiği günden bu yana emek vermekle sorumlandırılmış, emek vererek de yaşlanan olmuştur. İnsanların kafasında oluşturduğu ve hiçbir dayanağı olmayan ön yargılarla mücadele etmenin sabrına hakimdir. Talepkar değil çözümleyicidir. Bencil değil iş bitiricidir. Şehirli kadın olmak demek, hem ödül hem de cezadır. Kadın olmak demek, nerede yaşarsan yaşa bahşedilen güç ile sınanmaktır. İnsan olmak güzeldir, kadın olmaksa muhteşem!
Çok güzel tespit olmuş. Kadınlara ön yargısı kim varsa bir kamyon tutup kadınsız köye postalanacak o olacak.
Tespitler çok doğru.
#9 diziyi özledim be Workaholics :)