Yeşilçam sineması, güldürenleri ağlatanlarıyla bize pek çok ünlüyü kazandırdı. Ancak zaman içinde adını pek duymadığımız ve ne yazık ki şöhretin zalimliği ile yüzleşmek zorunda kalmış, yokluk içinde yitip gitmiş onlarca sanatçı var. Onların yürek burkan hikayelerini sizler için derledik.
Işık şefi Kaya Sandık,
'Bir gün set bitmiş, gece 1–2 gibi eve dönüyordum, sokakta karşılaştım Yadigâr’la. 'Otelden çıkardılar' dedi. Borcunu ödeyemediği için atmışlar garibimi...
Avanos Sokak’ta Uğur Film’in deposu vardı. Işıkları, ekipmanları oradan alır, oraya bırakırdık her gün. Oraya götürdüm, yatacak bir yer ayarladım. Sonra 1 aya yakın ışık deposunda yattı.' diye anlatıyordu.
Halk arasında yıllardır Taksim Gezi Parkı'nda donarak öldüğü anlatılan altın kalpli dev adamın gerçek hikayesini Süheyl Eğriboz şöyle anlatıyor:
'Bu adam içki içmez. Bir yere gidiyor, açılışa gidiyor, limonatasının içine votka koyuyorlar. Bir daha, bir daha, bir daha… Gırgır geçecekler ya! Biraz da Allah rahmet eylesin çocuk zekâlıydı. Limonata yerine içiyor. Galatasaray kulübünün karşısında bir otel vardı. Ufacık bir otel. Tuvaleti alaturka. Otele gidiyor, 100 numaraya gidiyor, içkili de zaten. Oturuyor, kalkarken ayağı kayıyor, kafasını karşıdaki duvara vuruyor. Bu işte ölüm sebebi; beyin kanaması…'
Sezer İnanoğlu, 24 Ocak 2007'de Yedikule'de kendisini takip eden polislerle girdiği silahlı çatışmadan kısa bir süre sonra Şile'de rutin trafik kontrolü yapan jandarma ekiplerince yakalandı.
Ah be Sezercik...
Kurduğu film şirketinin ofisinde çıkan bir yangının ardından dibe vuruşu başladı, alkol batağına saplanan Sonku günlerini sadece alkolle geçiriyordu.
1981'de hayata gözlerini yuman Türk sinemasının ilk kadın yıldızı Cahide Sonku’nun cenazesinde ise sadece 8 kişi vardı.
Başta sahne arkasında kameraları taşıyarak başlayan ardından kameraların önüne geçerek süren sinema kariyerine hüzünlü bir nokta koydu Kaner. Çok alkol tükettiği gerekçesiyle film anlaşmaları iptal edilen ve adeta boykota uğrayan sanatçı beş parasız kalmıştı.
Son kez kamera karşısına geçtiği “Hesaplaşma” dizisini çektiği 2009 yılının mayıs ayında Engin, tiyatro sanatçıları Mehmet Esen ve Mustafa Turan tarafından Taksim İlk Yardım Hastanesi’nin önünde bitkin bir halde bulundu. Tedavi ettirilen Engin’e Darülaceze sahip çıktı.
Arkadaşı Güven Turgut, ölümünün ardından “Düşenin dostu olmuyor. Şimdi cenazesini teslim edebilmek için ailesine ulaşmaya çalışıyoruz.” demişti.
Bu olayın anısına 1999 yılından beri her yıl, bir sinema emekçisine Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında Yıldırım Önal Anı Ödülü verilmektedir.
Editör arkadaşlar Yadigar Ejder parkta donarak öldü diyorsunuz sonra aşağıda aktöre ait link veriyorsunuz açıp okuyoruz sonra bakıyoruz ki adam aslında öyle ölmemiş. şimdi 1 siz kendi içeriklerinizi okumuyorsunuz bizim okumamızı bekliyorsunuz 2 yanlış haberli içerik yapıyorsunuz 3 diğer haberlerinizde acaba araştırmadan yalan yanlış ne yazıldı acaba diye merak ettiriyorsunuz. Demekki yazdığınız başka içerikler de öyle kulaktan dolma bilgiler var
Editör hocam eline sağlık. Ancak Yadigar Ejder'in ölüm şekli yukarıda bahsedildiği gibi değil. Aslında bi altında paylaştığın içerikte doğrusu var, belki düzeltmek istersin.
Ya harf hatası var ya da cümlede anlam bozukluğu var her sanatçının hikayesinde akıcı bı okuma söz konusu degil