Sinema, bir özelliği olarak da toplumların yakın tarihini yansıtmaya yarayan bir araçtır. Bu sebeple Yeşilçam sineması, bizim toplumumuzun düşünce ve yaşayış dünyasını yansıtması bakımından çok mühimdir. Yeşilçam oyuncularının her biri ilginç hayat hikayelerine sahiptir. Suphi Kaner de bu nevi oyunculardan birisiydi.
Suphi Kaner 1933 yılının 19 Ocak günü İstanbul- Cerrahpaşa'da doğdu. Türkiye Cumhuriyetinin 10. yılı geride bırakılmıştı ve o yıllar memleketin en parlak seneleriydi. Fakat aynı şey Suphi Kaner ve ailesi için söylenemezdi. Suphi, telgraf hatlarını kontrol işiyle uğraşan babası Ömer Efendi'yi çok küçük yaştayken kaybetti. Kendilerine ait bir haneleri de bulunmuyordu. Annesi Nazime Hanım çeşitli temizlik işleriyle uğraşarak oğluna bakmaya çalışıyordu.
Daha çocuk yaştaki Suphi de çeşitli işlerde çalışmak zorunda kaldı. Okuldan arta kalan zamanlarda ayakkabı boyacılığı, elektrikçilik, marangozluk gibi işler yapıyordu. Nitekim sinemalarda fıstık ve gazoz satmaya başlaması, onun ilk defa beyaz perdeyle tanışmasına vesile oldu. Suphi Kaner iyiden iyiye sinemaya karşı bir aşk duymaya başlamıştı. İlk defa 1946 yılında Eyüp'te bir Halkevi'nde düzenlenen tiyatro oyununda sahne aldı.
Ufak çaptaki birkaç tiyatro oyunundan sonra Yeşilçam'a adım atmak istedi. İlk olarak kamera arkası işlerde çalışmaya başladı. Suphi Kaner, dönemin önemli oyuncularından Öztürk Serengil ve Fikret Hakan ile tanışıp yakın arkadaş oldu. Bu üçlünün kurmuş olduğu Sahne 8 adlı tiyatro grubu geniş bir turne düzenledi. Turne büyük yankı uyandırdı ve artık Öztürk Serengil, Fikret Hakan ve Suphi Kaner her yerde aranan oyuncular haline geldiler.
Suphi Kaner ve Fatma Girik, 1960'lı yıllar.
Suphi Kaner'in 1950'li yıllarda başlayan sinema kariyeri yükselerek devam etti. Ekseriyetle komik rollerde boy gösteren Kaner, sadece 1957- 63 yılları arasında 95 filme imza attı. 1963 yılından sonra ise sıkıntılar cereyan etmeye başladı. Suphi Kaner'in aşırı alkol kullanımı, beraberinde ciddi sorunlar doğuruyordu. Yapımcılar teker teker Suphi Kaner'in işleri aksattığından şikayet etmeye başladılar.
En sonunda yapımcı Nevzat Pesen, Suphi Kaner'i Prodüktörler Cemiyetine şikayet etti. 1963 yılının Haziran ayında bu cemiyet, Suphi Kaner'e iş verilmemesi yönünde bir tavsiye mektubu yayınladı. Olan olmuştu, artık Suphi Kaner bütün yapımcıların kara listesindeydi, hiçbir yerden iş alamaz durumu gelmiş, maddi sorunları tavan yapmıştı. Bu bunalımlar içerisinde Suphi Kaner, 1963 yılının Ağustos ayında, daha sadece 30 yaşında genç bir adamken, aşırı dozda ilaç yutarak intihar etti.
Yeşilçam'ın en eski oyuncularından birisi olan Ferdi Merter de Suphi Kaner'i yakından tanıyan isimlerden birisiydi. Merter, o yıllarda yapımcıların fazla para kazanmak için türlü işler çevirdiklerini ve Suphi Kaner'in esasında bu tür yapımcılar dolayısıyla bunalıma girip intihar ettiğini söylemektedir.
Suphi Kaner'in imajını zedeleyecek bir rolü oynamak istemediği gerekçesiyle boykota maruz kaldığını bildirenler de mevcuttur. Netice itibarıyla birtakım sebepler dolayısıyla Yeşilçam'ın parlak oyuncularından birisi daha 30 yaşındayken hazin bir biçimde hayatına son vermişti.