Bu diziler IMDb kullanıcılarına göre Türk televizyon tarihinin en kötü dizileri. Bazıları pek de uzun sürmediği için aklınızda yer edinmemiş olabilir. Bazılarına haksızlık edildiğini de düşünebilirsiniz. Yorumlarda düşüncelerinizi bekliyoruz.
Bu diziler IMDb kullanıcılarına göre Türk televizyon tarihinin en kötü dizileri. Bazıları pek de uzun sürmediği için aklınızda yer edinmemiş olabilir. Bazılarına haksızlık edildiğini de düşünebilirsiniz. Yorumlarda düşüncelerinizi bekliyoruz.
İstanbul’da suç had safhaya ulaşmıştır. İçişleri Bakanı Polis okulundaki performanslarından memnun kaldığı gönüllü halk polislerinden oluşan bir “ÇOK ÖZEL TİM” kurmaya karar verir. Ç.Ö.T. için akıl almaz teknolojik malzemelerle ve silahlarla donatılmış bir Gizli Üs inşa edilir. Bu Çok Gizli ÜS’ün araç parklarında ise hız için tasarlanmış araçlar, askeri Hummer tarzı devriye otoları, helikopterler ve daha birçok özel tasarım araçlar da yer almaktadır. Çok Özel Tim ekibi, özel olarak Hong-Kong’dan getirilmiş dövüş ustaları tarafından eğitimden geçirilir. Ve polis teşkilatının bile haberdar olmadığı kısaca kod adı Ç.Ö.T (Çok Özel Tim) olan bu birim suçla mücadale için artık görev başındadır.
Bizim Okul; öğrencilerin derslerde yeni bilgiler öğrenirken, aynı zamanda birlikte eğlenmeyi, sağlam dostluklar kurmayı, zor zamanlarında arkadaşlarının yanında olmayı öğrendiği bir hayat okulu... Okulun haylaz öğrencilerinin bir araya geldiği 10-A sınıfı ise öğretmenlerin korkulu rüyası...
1999 ile 2004 yılları arasında yayınlanmış olan Ayrılsak da Beraberiz dizisinin güncelleştirilmiş uyarlama versiyonu olan Türk televizyon dizisidir.
Ankara’da tıp fakültesi kazanarak doktor olmak isteyen Deniz, yıllar önce babasını kaybeden ve annesiyle başbaşa büyüyen taşralı bir kızdır. Annesi de hayattaki idealini gerçekleştirmesi için en büyük destekçisidir. Fakat beklenmedik bir biçimde Deniz'in okulu kazandığı yıl, annesi onu Ankara’da eski bir tanıdığa (Bahri) emanet ederek apar topar Amerika’ya gider. Kimse de bu gidişin sebebini bilmez.
Deniz, hiç tanımadığı bir şehirde, yabancı insanların arasında yaşamını sürdürmeye başlar ve maddi zorluklara rağmen okula tıp fakültesini bırakmamaya kararlıdır...
İlk Türk uzay ekibinin kahkaha dolu yolculuk hikayesi..
Ankara'nın önde gelen ailelerinden olan Osman Kozan'ın ailesinin ve çocuklarının hikayesini anlatacak.
Sadece kendi doğrularının varlığına inanan ve bunları dayatarak uygulayan bir babanın, bu uğurda çocuklarına çektirdikleri ve çocukların aşklarını, amaçlarını bu inat yüzünden yitirdikleri bir hikaye Beni Affet.
Müjde ve Sedat, birbirlerini sevdikleri kadar kavgayı da seviyorlar. Müjde iyi eğitimli bir evlilik koçu... Kocası ise bir emlakçı... Ve müdavimi oldukları bir kafe var. Tempolu, şaşırtıcı ve nüktedan yepyeni bir dizi...
Kafe'nin sahibi anasının kuzusu Sinan...
Çok görmüş geçirmiş görünüp hiçbir şey görmemiş hanzo bir patron olan Güney...
Egeli garson İskender...
Kendi de bir kadın olmasına rağmen bütün kadınlardan nefret eden Zeliş...
Aptal sarışın Mine...
Hayattaki tek muradı evlenmek olan Hayal...
Disiplinli olarak iş arayıp hiçbir yerde dikiş tutturamayan Boğaç...
Ve Sivas Kangal'ı bir hizmetçi olan Cennet...
Aysel, kızı Tuğçe ve sanayici kocası Kemal Bey ile birlikte rüya gibi zengin bir hayat sürmektedirler. Fakat Kemal Bey iflas edince bunu gururuna yediremez ve intihar eder. Bütün mal varlıklarına haciz gelen ana-kız, daha mütevazi bir hayat sürmeye başlarlar. Fakat istediği gibi bir iş bulamayan Aysel, Kemal Bey'in eski şoförü Nuri'nin ısrarıyla taksi durağında şoförlüğe başlar...
Tarcan 50 yaşlarında babadan kalma bir eczacı. Tarcan biraz içine kapanık, Daha çok bilimle kimya, simya olayları ile ilgilenen bir tip. Üniversitede okurken tanıştığı ilk aşkı tarafından bir doktora tercih edildiği için kadınlardan nefret ediyor ve onlardan olabildiğince uzak duruyor. Ancak bu durum Tarcan'ın eczanesinin bulunduğu mahalledeki 23 yaşındaki Şebnem'i görmesiyle değişiyor. Duyguları alt üst olan Tarcan, Şebnem'e sırılsıklam aşık oluyor. Fakat aralarında 20 yaş fark var. Tarcan bundan sonraki hayatını aradaki bu yirmi yaşı kapatmaya adıyor ve babasından kalan formül defterini kullanarak kendini gençleştirmek için deneylere başlıyor. Kısmen başarılı da oluyor. Ancak kafasındaki hesaplar deneye uymuyor ve geliştirdiği iksiri içince Şebnem kendisinden 14 yaş büyük oluyor.
Yani Tarcan, iksiri içince dokuz yaşındaki Afacan'a dönüşüyor. Tarcan çok büyük bir hata yaptığını anlıyor anlamasına ama iş işten geçiyor. Çünkü, Tarcan'ın ne zaman afacan, Afacan'ın ne zaman yeniden Tarcan olacağı belli değil. Bu gizemli dönüşüm hiç beklenmedik anlarda sürpriz bir şekilde ortaya çıkıyor. Hem Tarcan hem de afacan zor ve bir o kadar da kahkaha yaşıyor.
Popstar Sertan aslında hızlı bir düşüş yaşamaktadır. Son kasedi onca tanıtıma, etkinliğe rağmen istenen satış rakamlarına ulaşmamıştır. Yapımcısı Şükrü, kasedin satması için bir dolu etkinlik yapmaktadır. Bu etkinliklerden biri de Sertan'ın fan kulüpten bir hayranıyla baş başa yiyeceği yemektir.
Sertan'ın özel şoförlüğünü yapmakta olan Erol ise karşı komşusu Leyla'nın Sertan'a olan hayranlığını bildiği için yemek yiyecek şanslı kişinin Leyla olmasını sağlar. Bu jesti yapmasının asıl sebebi ise çocukluğundan beri Leyla'ya duyduğu tarifsiz aşktır. Leyla, sert ve muhafazakar abisi Berat'a rağmen yemeğe gitmeye karar verir. Yengesi Saadet'le bir plan yaparlar ve Leyla gizlice yemeğe gider. Ama yemek Berat'ın yapacağı kötü bir sürprizle sona erecektir. Kötü biten gece yeni günde Sertan'ı gazetelerin baş sayfasına taşır. Ama tamamen yalan yanlış bir haberle... Sertan'ın aşkı için dayak yediği yazmaktadır. Haber yanlış da olsa Sertan'ın yıldızı bir anda tekrar parlamaya başlar. Sertan bu yanlışı düzeltmek için açıklama yapmaya niyetliyken, Şükrü onu durdurur ve bu yalanı sürdürmesini ister. Erol, Sertan'ın dayak yemesine üzülmüştür üzülmesine ama bu yemek sonrasında Leyla'nın Sertan'la ayrı dünyaların insanları olduğunu düşünmesine sevinmiştir. Bundan güç alarak Leyla'ya aşkını açıklamaya niyetliyken hiç beklemediği bir şey olur. Leyla, Sertan ve Erol için olaylar bambaşka bir yöne doğru gitmeye başlar.
Işık, görünürde hiçbir inanca sahip olmayan bir ailenin kızıdır. İlk ve tek sevgilisi Tuncay’ın, Kaçkar dağlarında kayboluşunun ardından 11 ay geçmiştir. Genç kız, aylar geçmesine rağmen sevdiği adamın öldüğünü bir türlü kabullenemez. Bir gün, Tuncay için yaptırdığı, içi boş mezarda bulduğu bir zarf, onu büyük bir sürprize götürür. Aylardır izine rastlanamayan Tuncay, tam da Işık’ın ümitlerinin tükenmek üzere olduğu bir zamanda ansızın çıkagelmiştir. Üstelik serseri ve çılgın kişiliği gitmiş, eski maceracı adam şimdi daha olgun birine dönüşmüştür. Tuncay, vakit kaybetmeden Işık’a evlenme teklifi eder. Işık da yıllardır beklediği bu teklifi gözyaşları içinde kabul eder. Işık’ın babası Vendor, Tuncay’daki bu ani değimi şüpheyle karşılasa da asıl istediği kızının mutluluğudur. Tanınmış bir hukukçu olan Vendor, aynı zamanda kendi kurduğu VITRIOL isimli bir yazılım şirketinin patronudur. Müstakbel damadını kanatları altına alarak ona şirketinde iyi bir iş teklif eder. Fakat ortada büyük bir problem vardır. Geçirdiği kazanın ardından adeta yeniden doğan Tuncay, bu süre içerisinde Müslüman olmuştur. Genç adam artık bambaşka biridir ve kendisini eski hayatına ait hissetmemektedir. Işık anlayışla karşılamış olsa bile ailesi böyle bir durumu kabullenebilecek midir? Her şeyden önemlisi Işık’ın babası Vendor, bu duruma nasıl bir tepki gösterecektir?
Çapkın, ayran gönüllü ve maço bir adam olan Ege’nin (Mehmet Ali Erbil); birlikte olduktan sonra Ege’nin onu bir daha aramayışına öfkelenen bir kadının, Hilal’in, hışmına uğramasıyla alt üst olan trajik- komik hikayesini anlatıyor…
Hilal, kendi intikamını alırken, aslında, Ege'nin (Mehmet Ali Erbil) o güne dek kalbini kırdığı bütün kadınların da intikamını aldığını bilmeden, bir büyücü kadından, Ege’yi (Mehmet Ali Erbil) kadına dönüştürmesini ister.
Bir sabah uyandığında kadın olduğunu fark eden Ege (Mehmet Ali Erbil), artık “ECE” olmuştur! Yaşadığı şokun ardından, gerçeklerle yüzleşir ve hayatını kaldığı yerden, ama bir kadın olarak sürdürmesi gerektiğini fark eder…
Ne var ki, bu hiç de kolay olmayacaktır…
Mesleğinin zirvesinde bir ses sanatçısı olan Yıldız Akar'ın zorluk ve acılarla dolu geçmişi peşini bırakmaz. Bir bankanın reklam yüzü olmak üzereyken zor günler geçiren Yıldız Akar, bankanın Lüblan'lı sahibi Aziz Hamza'nın isteğiyle özel bir koruma ile gezmeyi kabul eder.
Diğer taraftan şimdiye kadar üst düzey devlet adamlarını korumuş, önemli operasyonlarda yer almış Emir Bora için bu iş kabul edilemezdir.
Ancak Aziz Hamza'ya olan vefa borcunu ödemek için işi kabul eder.
Böylece Yıldız ile Emir istemeden bir araya gelirler. Bu zorunluk beraberlik zaman için tutku dolu bir aşka dönüşecektir..
Kahkahanın yeni adresi Görgüsüzler. Pazar gecelerinizi şenlendirmeye geliyor. Başrollerini Melek Baykal, Zeki Alasya, Çağla Şikel, Levent Ülgen ve Mert Öcal'ın paylaştığı romantik komedi, sizleri hem güldürecek hem de kıpır kıpır müzikleriyle oynatacak.
Bir araya geldiklerinde doğaüstü güçlere sahip olan üç sevimli afacan Selin, Leyla ve Nazlı'nın maceralarını anlatan Selena küçüklerin sevgilisi olacak. Bir trafik kazasında anne-babalarını kaybeden üç küçük kız kardeş annelerinden kalan bir kaç parça eşya ve hatıra defterlerinin bulunduğu bir kutuyla birlikte amcalarının evine yerleşirler. Bu arada ütopya gezegeninde dünyayı kötülüklerden kurtaracak üç masum kız aranmaktadır. El ele verecek ve Selena'yı çağıracak üç kız... İsimlerinin ilk hecesinden de tahmin ettiğiniz gibi bizim afacanlar kurtarıcı rolüne soyunacaklar. Doğaüstü güçlerin sadece iyilik için kullanıldığı bir çocuk ve gençlik dizisi...
Kızlarını kaybetmelerinin ardından, karısı da evi terkeden Ali bey, yardımsever ve babacan bir adam olarak mahalle halkınca çok sevilmektedir. Mütevazi yaşantısında günlerini komşusunun özürlü oğlu Fatih'le ve dünürü Salim ile geçirse de, oğlunun çocuk sahibi olmayı düşünmemesi ve karısının yokluğu ona yalnızlık çektirmektedir. Bu arada oğlunun da evliliği iyi gitmemektedir. Başarılı bir iş adamı olan Sinan, evini çok ihmal etmekte ve bu da karısının ondan uzaklaşmasına sebep olmaktadır. İki ailenin mutluluğa yeniden kavuşması, ortak bir yol bularak bu yönde çaba göstermelerine bağlıdır. Güle Güle ile sinemaseverlerin izleme fırsatı elde ettikleri yönetmen Zeki Ökten ve senarist Fatih Altınöz'ün birlikte gerçekleştirdikleri ikinci çalışmaları, sıcak bir aile filmi sunuyor izleyicilere.
İçişleri Bakanı, halkla polisi kaynaştırmak amacıyla bir proje geliştirir. Bakan, polis okullarına, her meslek ve yaş grubundan, halkın her kesiminden sıradan insanların alınmasıyla halkın polisi daha yakından tanıyacağına ve toplumsal uyum sağlanacağına inanmaktadır. Ancak Polis Okulunun Müdürü, bu projeye tamamen karşıdır. Müdür, pilot uygulamanın biran önce bitmesi için başarısız olacaklarından emin oldukları tipleri, öğrenci olarak okula kabul eder. Yardımcısı ile birlikte eğitim aşamasından itibaren onlara çok büyük zorluklar çıkarır. Ancak başarısız olacaklarını düşündükleri öğrenciler her seferinde Bakan’ın ve halkın sevgisini kazanmanın yollarını bulacaklardır.Bu sıra dışı ‘polis adayları’, aldıkları eğitim sırasında okulda birbirinden ilginç ve komik durumlara yol açacak ve stajyer olarak çıkacakları görevlerde ortalığı birbirine katacaklardır.
Sımsıcak, birbirine bağlı, sevgi dolu insanlardan oluşan bir mahalle... Dedikoducu Kuaförü, öfkeli kasabı, delikanlı taksicileri, afacan çocukları, ne ararsan var.
Birbirine siyah ile beyaz kadar zıt karakterde iki kardeş olan Taksi şoförlüğü yapan Metin’le Çetin’in hem sevgi hem de çatışma dolu hikayesi.
Taksi durağının sahibi ve tüm mahallenin ablası Neriman Annenin zorluklar karşısındaki dimdik duruşunun, yetenekli oğlu Çağatay’ın oyunculuk hayalleriyle çelişen gelecek beklentilerinin,
Birbirlerine tutunarak ayakta kalan baba kız Hasan ve Bahar’ın, Metin’in liseli kızı Bilge’nin hayatı öğrenmeye başlayışının, Rus aşkını çok sevdiği annesine kabullendirmeye çalışan Selim’in, çapkın, işe yaramaz kocasını hem seven hem terlikle döven Seher’in, bir yandan eltisiyle bir yandan kızının ergenlik bunalımlarıyla uğraşan Füsun’un, başlarına ne dert açarlarsa açsınlar tatlı yaramazlıklar yapmaktan vazgeçmeyen Yamaç’ la Serkan’ın hikayesi.
Özlem duyduğumuz eski mahallelerdeki sıcaklığın, neşenin ve beraberliğin hikayesi.
Sadık ve Feride Hayat-1 İsimli apartmanda Kapıcılık yapan bir karı kocadır. Sadık tembel bir o kadar da kurnaz bir adamdır. Olmayan bel ağrılarını bahane ederek karısı Feride’ye apartmanın bütün işlerini yaptırmakta ve gittiği gündelik işlerinin parasını almaktadır. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Feride’ye temizlemesi için emanet edilmiş sekiz numaralı dairede de illegal olarak, Feride’nin bütün itirazlarına rağmen otururlar. Disiplin aşığı, sosyal duyarlılığı yüksek yönetici İrfan Bey ise, sadece kapıcı sadık ve Feride’ye değil tüm apartman sakinlerine, apartman yönetmeliğinin ona verdiği yetkiye dayanarak göz açtırmamaktadır. Çin'den ucuz mallar getirerek köşeyi dönmüş Çin malı Temoçin ve görgüsüz karısı, üniversiteyi yıllardır bitiremeyen ve baba parası ile İstanbul'da sefa süren öğrenci Mehmet Rıfkı, İrfan Bey’in disiplininden bezmiştir. Bu arada apartmanın yapıldığı arazideki eski köşkün sahibi Pir Nihal Hanım, hayırsız oğlu Abdülhamit ve evde kalmış kızı Nurbanu ile eski günlerini hasretle anmaktadır. Çünkü Abdülhamit, bunak annesini ikna edip köşkün yerine apartman yaptırmış ve onların hakkına düşen bütün daireleri tek tek yemiştir. Ablası Nurbanu ise elde kalan son daireyi Abdühamit'in elinden kurtarmaya çalışmaktadır. Bütün bu şenlikli ailelerin yanına bir de Almanya’dan kesin dönüş yapan Turan Dönmez ve Ailesi taşınır.
Yıldız Aslan Türkiye'nin en ünlü anchorwomanı. Peşine düştüğü ya da programına konuk ettiği siyasilerin korkulu rüyası. Doğru bildiğini sonuna kadar savunan, sözünü asla esirgemeyen, canlı yayında her an patlamaya hazır bir bomba. İşine karışıldığı ya da üste çıkılmaya kalkıldığı anda tam bir canavar. Özel hayatı ise çalkantılarla dolu. Türkiye'nin en ünlü şovmeni Savaş Bozok'la aniden evlenir ve kimsenin sebebini bilmediği bir şekilde hızla boşanır.
Savaş Bozok, Türkiye'nin en ünlü showmani. Programına konuk ettiği ünlülerin korkulu rüyası. Reyting uğruna ekranda yapmayacağı şey olmayan, seyircinin ilgisini çekmek için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyen, canlı yayında her an patlamaya hazır bir başka bomba. Şimdi de eski eşi Yıldız Aslan ile etik mi , yoksa reyting mi savaşı veren bir yönetici..
Ve bu iki bomba, birlikte bir haber programı hazırlamak zorundalar. Bomba gibi bir haber programı. Ve bu iki televizyon yıldızı, programı kendi istedikleri hale getirmek için, büyük bir savaş veriyorlar. Bu savaşın adı: Yıldızlar Savaşı.
Kayıp Şahıslar Bürosu, Emniyet Müdürlüğü bünyesinde, kayıpları en kısa zamanda bulmak ya da akıbetlerini öğrenmek için çalışan bir birimdir. Yurt içinde ve yurt dışında operasyonlar sürdüren şube, görünürde mesai saatlerine sahip olmasına rağmen kendini bu işe adamış çalışanları sayesinde yedi gün yirmi dört saat görevini sürdürmektedir.
Selenadan ne istiyosunuz
Kimse kusura bakmasın, Akasya Durağı'nın puanı benim için 8.5'tir. Polisiye-Taksicilik türünün en önemli eseridir.
puanlar bu kadar düşük ama bazı diziler yıllarca sürdü