Aldığı maaşı bir hafta içinde bitiren herkese merhaba. 'Bir ben mi varım bu dünyada?' diye düşünenlere hemen söyleyeyim, yalnız değilsiniz! Çünkü her şeye yetişmek oldukça zor. Üstelik bunlar lüks de değil, birincil ihtiyaçlar. İyice dertlendiyseniz bir maaşın hüp diye nasıl gittiğini en basit örneklerle açıklayayım. Buyrun aşağıya...
Maaşın alındığı ilk gün güzel yemek yemek adettendir. Yediğiniz şey de ıstakoz, efendime söyleyeyim ballı pekin ördeği falan değil ha. Kebap, döner gibi şeyler... O an gelen hesap paranız olduğu için çok koymaz ama buna çorap söküğünün başlangıcı diyebiliriz.
Evet kesinlikle sen de hak ediyorsun ama birazdan neler olacağının farkında değilsin. 'Valla bi tane içcem' diye gittiğin masadan, küçük bir servet ödeyerek kalkacaksın. Maaşı yeni aldın nasıl olsa di mi? Tabi tabi...
Böyle zamanlarda kendini 'Önceden de gündüz tarifesi açtırmak için pazarlık yapıyorduk ya, hey gidi...' diye teselli edebilirsin. Bir haftalık yol paranı az evvel taksiye verdiğini bir sen, bir de biz biliyoruz. Zenginlik beee!
Şu parayı vermeseniz nasıl da yerdiniz aslında di mi? Gerçekten de güzel olurdu. Bir süre sanki kira yokmuş gibi takılıp 'Hangi ev ya, ne evi?' bilinçsizliğini yaşamayı hepimiz seviyoruz, tamam. O maaşı boşuna vermiyorlar bize, illa dağıtacaz!
İnsanın keyfinin en güzel olduğu anlarda pasta kutusunda bir fatura mutlaka vardır arkadaşlar. Üç kuruşluk maaş keyfini yaşatmaz bunlar adama. Elektriği biter suyu gelir, telefonu biter doğal gazı gelir...
Yöneticiler de artık eskisi gibi değil. İki kere aidat geciktir, en az beş mahalleye rezil ediyorlar. Bi de o kadar para veriyorsan ama ya apartmanın kapısı bozuk ya otomatlar çalışmıyo. Burası da hacı baba tekkesiydi zaten!
En uygun mağazalardan birkaç parça şey aldığınızı düşünüyoruz. gardırobu değiştirecek kadar zengin değilseniz bu yaptığınız alış veriş bile maaşa ket vurmaya yeter.
'Ne yapalım, işe de mi gitmiycez?' dediğinizi duyar gibiyim. Normal bir insan evladının maaşının çok tatlı bir bölümü yol parasına gidiyor çünkü. Ve o kalabalıkta ölmeniz yasak.
Şehirde beynimize girmekte zorlanan oksijeni alabilmek için bu tür aktivitiler yapmamız şart. Evden çıkarken 'Ya nolacak üç beş lira bi şey tutar' diye düşünülen hesabı eve dönerken kimse korkudan yapamaz genelde.
Tabii ki sadece flüt diye bir şey yok, bu bir şakaydı. Bir insanın okula giden çocuğu varsa öğretmen istedi diye buldozer bile alınır. Çünkü çocuğun istikbali söz konusu. 'İyi iyi bu ay bi şey istemediler' diyorsanız yanılıyorsunuz. İsteyecekler!
'İnsanlar eğlenirken fakirleşmek' diye bir panel olsa hepimiz ona katılabilir ve deneyimlerimizi aktarabiliriz. Ne güzel tam toparlamışken bir anda birine altın takmak, hediye almak gerekir. Cebimizde 50 lira bile kalmasın istiyorlar!
Çünkü bu bir kısır döngü. Maaşı al, karta yatır, karttan harca, maaşı yatır... Bu insanlar nasıl isyan etmesin Allahım?
Durumdan çok sıkılanlar menemeni soğanlı ve soğansız olarak deneyip her gün yeni bir heyecan yaşayabilirler....
arkadaşlar anket hatalı "soğansız menemen" diye bişey yoktur o domatesli yumurtadır aklınızda olsun
1300 lira alıp 3 çocuk yapanlar düşünsün :P
çok şükür daha öğrenciyim